Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; sonucu beklenen dosyada savunma olarak ileri sürülen hususlar aynı olsa da o davada bu savunmalar nedeni ile alacak talebi ileri sürülmediğinden ve uğranılan zararın alacak olarak tahsili talep edildiğinden davalı tarafın derdestlik itirazı yerinde olmadığı, ancak tarafları ve konusu aynı olan davada talep konusu edilen alacak ve bu alacağın dayanağı eksik mal teslimi, ayıplı mal teslimi, sözleşmeye aykırılık hususları İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde de tartışılıp buna ilişkin bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulduğu, bu hali ile İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/523 Esas ve 2010/286 Karar sayılı dosyasının kesin delil niteliğinde bulunduğu, mahkeme gerekçesi dikkate alındığında dava konusu edilen alacak ve zarar kalemleri yönünden kesin delil bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Taraflar 26.09.1996 tarihinde evlenmiş, 03.02.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM'nin m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın m. 10, TMK'nun m. 202/1). Tasfiyeye konu 34 DAR 46 plakalı araç, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 15.09.2000 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK'nun m. 179/)....
Mal rejiminin sona erdiği 22.11.2012 tarihinde söz konusu araç davalı eş uhdesinde bulunduğundan mal rejiminin tasfiyesine dahil edilmelidir. Az yukarıda da açıklandığı gibi dava artık değere katılma alacağı olup ev eşyaları ile aracın mal rejiminin devamı süresince alınmış olması, edinilmiş mal niteliğinde olması alacak hakkının doğumu için yeterli olup malın edinilmesine katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda taraf delilleri toplanıp tartışılıp değerlendirilerek talep hakkında karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
ın çevreye ve müvekkiline olan borçları nedeniyle mal kaçırma eğilimine girdiğini,...plakalı 2001 model aracın davalı ... adına trafikte kayıtlı olmasına rağmen söz konusu aracı fiilen kullanan ve gerçekte malik olan ve tasarruf edenin davalı ... olduğunu, ...'in bu aracı ... adına satın aldığını ve kanuna karşı hile yaparak borçlarından dolayı bu araca haciz gelmemesi için mal kaçırma yoluna gittiğini, davaya konu aracın alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla davalı ... adına kaydının yapıldığının ve muvazaa olgusunun tespiti ile tasarrufun iptalini, ayrıca açmış oldukları alacak davasından muhtemel olarak elde edecekleri alacak haklarının tahsilini sağlamak amacıyla İ.İ.K'nun 283/1. maddesi benzetme yoluyla uygulanmak suretiyle araç kaydının iptaline gerek olmadan dava konusu aracın haciz ve satışını isteyebilmeleri yönünde karar verilmesini talep etmiş, 09.09.2014 tarihli celsede alacaklarının, davalı ... tarafından ödendiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davada ... Tüketici ile 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davacının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair....6....
Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı adına kayıtlı taşınmaz nedeniyle alacak talebinde bulunduğu, davalının taşınmazın bedelinin babası tarafından verilen para ile alındığını, kişisel mal olduğunu savunduğu, mahkemece davalının bildirdiği delillerin tamamı toplanmadan ve tanıklarının hepsi dinlenmeden malların tamamı edinilmiş mal kabul edilerek alacağa hükmedildiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde delillerin tamamının toplayıp, davalının dinlenmeyen tanığı ... de dinlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen kooperatif hissesi nedeniyle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın satışından elde edilen para nedeniyle 46.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairece yerel mahkemenin kararı 08.03.2017 tarihli, 2015/12984 Esas ve 2017/3164 Karar sayılı ilamla onanmasına karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlardan 2 nolu bağımsız bölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde alacak, 11 nolu bağımsız bölüm nedeniyle ise mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...