Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...
Bulunacak katkı oranı, dava konusu taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın tarih) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılarak kişisel maldan, tasfiyeye konu mala yapılan katkı nedeniyle, doğacak alacak miktarı hesaplanmalıdır. Açıklamalar doğrultusunda, değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 19.11.1979 tarihinde evlenmiş, 14.06.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 .//.....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı m. TKM 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu taşınmazların bir kısmının, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde, bir kısmının ise, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği anlaşılmaktadır....
KARAR Davacı-karşı davalı ... vekili, dava dilekçesi ve açıklama dilekçesinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, karşı davanın reddini savunmuştur. Davalı-karşı davacı ... Çolakoğlu vekili, davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesinde ve açıklama dilekçesinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davacı ...'nın 42831 ada 1 parselde kayıtlı bulunan 35 nolu bağımsız bölüme il...kin talebinin reddine, 06 DA 9987 plakalı araca il...kin davacı tarafın 14.000 TL katılma alacağı olduğunun tespiti ile taleple bağlı olarak 1.000 TL'nin hüküm tarihinden itibaren ...leyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'dan tahsiline, davalı ...'a ait ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan ...’in müvekkiline olan borcu nedeniyle yaptıkları icra takibi sırasında borcunu karşılayacak haczi kabil malının bulunmadığını; ancak, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait olan taşınmazı aynı köyden ve bu taşunmazı satın alacak parası olmayan diğer davalı ...’a sattığını öne sürerek, satış işlemlerine ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir....
Bu bakımdan boşanma dava dosyasındaki tarafların karşılıklı olarak eşya, tazminat ve nafaka ile ilgili beyanları ve anlaşmalarının boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı, davacının boşanma dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkından feragat ettiğine ilişkin açık bir beyanı olmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesine yönelik, hükme esas alınan bir protokol (anlaşma belgesi) de bulunmadığına göre, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum yoktur. Açıklanan nedenlerle, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Boşanma dava dosyasının hüküm tarihi olan 07.06.2010 tarihinde yapılan oturumda mal rejimine ilişkin talebin tefrik edilerek başka esas üzerinden devam edilmesine karar verilmiş, iş bu temyize konu dava dosyasında harç yatırılmış ve akabinde 01.11.2011 havale tarihli açıklama dilekçesinde evlilik birliği içerisinde alınan taşınmazlar yine tek tek sayılarak, bunlar için hisselerin değerinin 1/2'si oranında mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davacı talebini mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak olarak miktarını da belirtmek suretiyle açıkladığına, bu miktara ilişkin nispi peşin harcı da tamamladığına göre; usulünce açılmış bir davası mevcuttur. Olayları (vakıaları) açıklama taraflara, bunu hukuki olarak nitelendirilip Türk hukukunu resen uygulamak ise hakime aittir (HMK.m.33)....
Bu hususta çekişme mevcut olmayıp mal teslim edildiğinden bedelinin çek ile ödenmesi noktasında davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Ancak uyuşmazlık mal tesliminin zamanında yapılmaması ancak bedelinin tahsil edilmesinden kaynaklanmıştır. İcra takip tarihi itibariyle, mal teslimini zamanında yapmayan davalının mütemerrit olduğu dikkate alındığında itirazı haksız, talep olunan alacak ise likit bir alacaktır. Davacı vekili; asıl alacak bakımından verilen kararı istinaf etmemiş, faiz ve icra inkar tazminatına hükmedilmemesi nedeniyle sınırlı olarak istinaf etmiştir. Dava dilekçesinde; dava değerinin asıl alacak olarak gösterildiği, işlemiş faizin harçlandırılıp usulen dava konusu edilmediği gözetildiğinde takip öncesi işlemiş faiz istemi dikkate alınmamıştır....
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda ise, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/931 Esas KARAR NO : 2021/572 DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 02/12/2019 KARAR TARİHİ : 16/06/2021 KARARIN YAZILMA TARİHİ : 07/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mal alım satımından kaynaklı cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkili firma tarafından davalı firmaya satılan ve teslim edilen kutu ve ambalaj malzemeleri bedellerinin ödenmediği, davalı şirkete teslim edilen mal bedelleri nedeniyle oluşan bakiye cari hesap alacağını tahsil amacıyla Büyükçekmece ..........