Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez. Buna göre, imar planında kamu alanında kalan taşınmazlar için süresinde kamulaştırma yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanmış olduğu, bu nedenle mülkiyetin bedele dönüştürülmesi suretiyle tazminat verilmesi istemiyle açılan davalar, esasen idarenin kamulaştırmama ya da parselasyon yapmama yolundaki olumsuz idari işleminin iptali yoluyla taşınmaz bedelinin ödenmesine ilişkin davalardır. İdarenin taşınmazı kamulaştırmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlanması durumunda, kişinin bu işlem nedeniyle taşınmazının değerini talep edebilmesi için öncelikle kamulaştırmama işleminin iptalini sağlaması, bunun yasal sonucu olarak da mülkiyetin bedele çevrilmesini talep etmesi gerekmektedir....
Davalı/karşı davacı vekili, sözleşme fesihle sona erdirilmediği için davacının taleplerinin yerinde olmadığını ve reddine karar verilmesini talep etmiş, karşı davalarında ise; davacı tarafça resmi devrine yanaşılmayan araç nedeniyle kendilerinin ödedikleri vergi ve sigorta bedelleri, araçta meydana gelen yıpranma ve aracın davacıda kaldığı süre boyunca kira bedeli nedeniyle kendilerinin davacıdan alacaklı olduklarını, şimdilik 5.000-TL' sinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise, davacının eksik damacana iade etmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalı ...'nın sürücüsü olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle araçta hasar meydana geldiğini ve davacıların yaralandıklarını belirterek araç hasar bedeli için 3.500 TL, davacı ... için 2.000 TL, diğer 3 davacı için 500'er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kusur oranını kabul etmediklerini talep edilen tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Arsa sahibinin eksik iş bedeli, kira tazminatı ve manevi tazminat talebi ile Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 24.08.2001 tarihinde açtığı dava, mahkemece Daire’mizin az yukarıda değinilen bozma ilâmından sonra 06.04.2005 tarihinde yüklenicinin açtığı tescil istemine ilişkin asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir. Bu durumda birleşen davada davacı olan arsa sahibi, diğer talepleri yanında fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak eksik ve kusurlu işler bedelini de istediğinden, inşaattaki eksik ve kusurlu işler bedelinin saptanarak birleşen dava nedeniyle hüküm altına alınması gerekir. Yine yüklenicinin açtığı tescil davası nedeniyle de, birleşen davada talep edilen eksik ve kusurlu işler bedeli dışında kalan eksik ve kusurlu işlerin bedeli ile iskân alım masraflarının, birlikte ifa kuralı gözetilerek yüklenici tarafından arsa sahibine ödenmesi koşuluyla yükleniciye ait 1 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin tesciline karar verilmesi gerekir....
Ancak;Dairemizin aynı gün temyiz denetimi yapılan 2015/19058 Esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmaz üzerinde tesis edilen enerji nakil hattı nedeniyle tazminat bedeli belirlendiği dikkate alınarak; eldeki dava dosyasındaki tazminat bedeli belirlenirken taşınmazdaki enerji nakil hattının yaratacağı değer düşüklüğü oran ve miktarı yönünden bilirkişiden ek rapor alınıp indirim yapılmak suretiyle yer bedeli tespit edilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak fazlaya hükmedilmesi,Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 09/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; sözleşme gereği davalı tarafa ödenilen 200.000 TL'nin mahkemece tevdi mahalli tayin edilen hesaba yatırılması nedeniyle bu bedele ilişkin davanın konusuz kaldığı, ancak dava tarihi ile davalı tarafça peşinatın bankaya yatırılmak istenildiği tarih arasındaki dönem için hesaplanacak faiz alacağı ile satış bedelini ödeyebilmek amacıyla vadeli mevduatını bozduran ve ziynet eşyalarını satan davacı tarafın bu nedenle uğramış olduğu maddi zararını davalı taraftan talep edebileceği, geriye kalan maddi tazminatın ise ispat edilemediği, manevi tazminat isteminin ise yasal koşullarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek; harici satış bedeli ile ilgili uyuşmazlık hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu bedelin dava tarihi olan 08.09.2010 ile 13.09.2010 tarihleri arasındaki dönem için işleyecek faizi olan 250 TL ile 5.528,46 TL maddi tazminat isteminin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, geriye kalan maddi tazminat ile manevi tazminat istemlerinin ise reddine karar verilmiş...
Buna rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise kiralama bedeli olabileceği açıklanmıştır. Yine bilirkişi raporunda davacının talebi aracında yer olan “trafik kaydının düşmesinden yeni araç alımına kadar geçen süre” içerisinde araç kiralama bedeli istediğini belirtmiş bu talep BK.105.(TBK.118) md hükmüne göre munzam zarar olarak oluşabileceği ve buna göre davalının temerrüde düştüğü 19.9.2013 den icrada ödemesi olduğu 5.12.2013 tarihine kadar günlük 75,00 TL'den x 77 gün = 5.775,00 TL talep edebileceği belirtilmiştir. Mahkemece de bu miktar bilirkişi raporunda açıklandığı şekilde munzam zarar olarak kabul edilmiştir. Poliçe klozuna göre aracın pert olması nedeniyle araç kiralama bedeli isteyemeyeceği gibi kendisine geç ödeme nedeniyle hangi zararın gerçekleştiği davacı tarafça ispat edilememiştir. Kasko genel şartları 3.3.1.2. maddesine göre aracın tam hasara uğraması halinde sigorta bedeline geçmemek üzere sigorta değeri ödenir....
Bu nedenle ecrimisil bedeli yönünden davalı idare vekilinin temyiz isteminin reddine karar verildikten sonra, tazminat bedeli yönünden davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki İstanbul İli, Maltepe İlçesi, Altayçeşme Mahallesi, 416 ada 47 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca davanın ecrimisil yönünden taleple bağlı kalınarak kabulüne, hukuki el atma nedeniyle tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve fiili el atma nedeniyle tazminat talebi yönünden reddine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile mevcut haliyle asfalt sökülmüş olsa bile fiili olarak yaya ve araçların kullanımında olduğundan fiilen el atıldığının kabulü ile fiili el atma nedeniyle tazminat bedelinin tahsiline karar...
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/05/2013 NUMARASI : 2011/619-2013/175 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.09.2011 gününde verilen dilekçe ile taşınmazın tahliyesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu 139 ada 94 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı lehine 04.01.2001 tarihinde 29 yıllığına üst hakkı kurularak tapuya tescil edildiğini ancak davalının sözleşme gereğince ödenmesi gereken 7, 8, 9 ve 10 yıl üst hakkı bedellerini ödemediğini, davalı şirkete ödenmeyen üst hakkı bedellerinin ödenmesi, sözleşmenin 7. maddesinin açıkça ihlali nedeniyle son yıl üst hakkı bedeli tutarında tazminat bedeli ödemesi, üst hakkının rızaen terkin edilmesi ve...
Mahkemece, 23.400,00 TL kira kaybı, tekstil ürünlerinin zarar bedeli 4.995,00 TL, dükkanın tadilat bedeli 3.500,00 TL ve tesisatın yenilenme bedeli 17.000,00 TL olmak üzere toplam 48.895,00 TL bedelin davalılardan alınmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır....