Davalıların meydana gelen yangında kusurlarının bulunup bulunmadığı ve zararın tespiti için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir....
Davalı taraf 1999/39 esas sayılı davaya verdiği cevap ve tespit dosyasındaki beyanı ve 23.12.1996 tarihli ihtarnamesinde, makinaların eksik ve ayıplı teslim edildiğini bildirdikten sonra bakiye 80.000 DM’nin ödendiğini, 1.550 TL borçlu olduklarını ve eksikliğin giderilmesi halinde ödemenin yapılacağını bildirmiştir. Bu durumda ödemenin ispat külfeti davalı taraftadır. Diğer yönden 29.05.1999 tarihli sözleşmede satışı yapılan makinaların bedelleri belirtilmiş olup, mahkemece hangi makinalar teslim edilmemiş ise onların tutarı ile eksik ayıplı teslimat nedeniyle makinaların değerinde meydana gelen azalma ve tamirat için yapılan harcamalar belirlenip borçtan mahsubu gerekirken eksik inceleme ile 05.04.2002 tarih 445/2567 sayılı bozma içeriğine aykırı, düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Tüketici Mahkemesi K A R A R - Dava, adi yazılı eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı, eksik iş bedeli ile özen yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle uğranılan zararın tazminine yönelik alacak davasıdır. Mahkemece verilen görevsizlik kararı taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup, ... 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2015/2367 Esas, 2018/869 Karar sayılı ilamı ile davanın aktif hususmet yokluğundan reddine dair verilen 13.11.2018 tarihli kararın davacı tarafından süresinde istinaf edilmesi sonucunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/421 Esas, 2020/835 Karar sayılı ilamı ile dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesi için mahkemesine iade edilmesine karar verildiği görülmüştür....
Araç sahibinin bu seçimlik hakkını ----ettirme yönünde kullanması durumunda, yurt dışı tamirine ilişkin gerçek hasar bedelinin tespit edilerek bu bedelin aynen veya Türk Lirası karşılığının tazminine karar verilmelidir.--------- Karar sayılı kararı) Tüm dosya kapsamından; davanın ------davalı ....-------- sigortalı davalı------ kullanımındaki --------- plakalı aracın davacıya------- plakalı araçla çarpışması sonucu davacı aracının hasarlandığı gerek alınan ilk raporda, gerekse itiraz üzerine alınan ek raporda kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporunun mahkememizce de olayın oluşuna uygun bulunduğu, davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olması nedeniyle hasar bedelinin tamamından sorumlu olduğu, davalı ...--------- ----teminat limitiyle sınırlı sorumlu olduğu, davacı tarafa ait araçta meydana gelen ----- hesaplandığı, dava dışı ------------ödendiği dikkate alındığında, kalan bakiyenin -...
Sulh Hukuk Mahkemesi kanalı ile bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, bu inceleme neticesinde alınan 24.10.2011 tarihli bilirkişi raporunda araçta ikinci olarak meydana gelen hasarın gizli ayıplı olarak yapılan onarımdan kaynaklandığının belirlendiğini ve dorsede 22.08.2011 tarihinde meydana gelmiş hasarın 43.500,00 Euro olabileceğini kanaatinin belirtildiğini ileri sürerek; dorsede 22.08.2011 tarihinde gizli ayıp sonucu meydana gelen hasar nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan ötürü toplam 128,429,90 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin, davanın zaman aşımından reddi gerektiğini, esas yönünden ise; davacı tarafın aracı satın aldıktan sonra aracın orjinalinde olmayan 400 lt....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi İtirazın iptali istemine ilişkin olarak açılan davada ... 14.Asliye Ticaret Mahkemesi ve ... 1.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü; -K A R A R- Dava, ... sigortacısının ödediği tazminatın kendi sigortalısından rücuen tahsili istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesi, davanın 2918 sayılı ...‘dan kaynaklandığı ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın, davacı ... şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet trafik sigortası ile sigortalı araçta meydana gelen tek taraflı kazada araç içinde ölen 3.kişinin ailesine ödenen bedelin araç sahibi sigortalıdan rücuen tazminine ilişkin olduğu ve Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Sokak üzerinde seyir halinde iken sürücü ...’ın sevk ve iradesindeki dava dışı ... adına kayıtlı ... plakalı aracın yola aniden çıkması sonucu meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında ... plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilini aracında yeniden onarılmayacak şekilde ciddi hasar meydana geldiğini, davalı sigorta şirketi tarafından açılan hasar dosyasında alınan eksper raporunda hasarın büyük olduğu gerekçesiyle aracın perte ayrılacağının bildirildiğini, taraflar arasında maddi zararın tazmini konusunda hasar dosyasında ve arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, müvekkilinin aracında meydana gelen maddi zarardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 25.000,00-TL tazminatın 08.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacının 17.06.2004 tarihli ilk davasındaki talebi araç değişimine ilişkin olup, eldeki dava ise, ilk açılan davadan sonra araç için ödenen muhafaza ücreti ve ikinci alınan araçtan dolayı uğranılan zararın tazminine ilişkindir. İlk açılan dava ile eldeki dava arasında bir irtibat yoktur. Zamanaşımının işlemesinden de söz edilemez. Hal böyle olunca mahkemece, işin esasına girilerek, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak "takdiren" belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum....
Davacının ayıplı aracı satın aldığı kişi ... ......Ltd.Şti tüzel kişiliğidir. ... ... firması da aracı ... firmasından satın almıştır. Bu halde davada gerçek kişi davalıların ayıplı araç satışı nedeniyle pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı anlaşılmış ve haklarında açılan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı ... Ltd....