İş sahibinin savunması, yapılan yazışma ve e-mailler, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile yüklenici tarafından kumaşların üretilerek iş sahibine teslim edildiği iş sahibince kumaşlarda tespit edilen ayıplarla ilgili süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğu ve yükleniciden ayıplarının giderilmesinin istendiği ve dava dışı alıcının talebi ile bluzların dikilerek yurtdışındaki müşterisine gönderildiği, yabancı firmanın 2502 adet bluzu ayıplı olduğu iddiası ile iade ettiği, yaptırılan bilirkişi incelemesine göre bluzlardan 1251 adedinde kumaş hatasının olduğu, kumaşın ayıplı imâl edilmiş olup açık ayıp niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesi ve hükme esas alınan bilirkişi raporundan 1251 adet bluzdaki kumaş ayıplarının eserin reddini gerektirecek nitelikte olmayıp bedel indirimini gerektirdiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da, araçta gizli ayıp bulunduğu tespit edilmiş olup, Yargıtayca benimsenen nispi metoda göre davacı tarafından bilinen ayıplar nazara alınmaksızın yapılan hesaplamaya göre bedelde indirim tutarının 10.904,00 TL olduğu tespit edilmiş olup, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ancak, davacı tüketici seçimlik haklarından olan sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebiyle davaya açmış olduğundan ve yargılama sırasında ayıp giderildiğinden dava konusuz kaldıktan sonra davacının 08/09/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile seçimlik hakkını değiştirerek ayıp oranında bedelde indirim talep etmesi de mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davacının "sözleşmeden dönülerek bedel iadesine ilişkin talebi yönünden dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekmektedir....
Maddede "Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:" diyerek ikinci sırada "Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme." hakkını sayması, ayrıca dava konusu ayıbın malzemeden kaynaklanan bir ayıp olduğu hususunun bilirkişi raporlarında tespit edilmesi karşısında, TBK 472/1 maddesi "Malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden işsahibine karşı, satıcı gibi sorumludur." hükmü ve TBK 227/1 maddesinde Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcının "Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme." hakkının bulunduğu hususlarını dikkate almak gerekmiştir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
Davacının dava konusu araca ilişkin faydalanma süresi, iki yıla yakın sorunsuz şekilde kullanımdan sonra ayıbın ortaya çıkmış olması, ayıbın aracın kullanımını engelleyecek nitelikte olmayışı, dava konusu aracın davacının kullanımında olduğu dönemde kazaya karışarak hasarlanmış olması neticesinde değer kaybına uğraması, aracın ikinci el araç olarak satın alınmış olması, aracın 5 yıldan fazla bir süredir davacı tarafından kullanılması, bilirkişi ek raporunda hesaplanan ayıp oranında indirim bedelinin miktarı hep birlikte gözetildiğinde yukarıda belirtilen Yargıtay uygulamasında kabul gören hakkaniyet ve orantılılık ilkeleri uyarınca davacı tüketiciye seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedelinin kullandırılması yerine bu ilkelere aykırı düşecek şekilde ayıpsız misli ile değişime hükmedilmesi isabetli görülmemiştir....
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/08/2019 KARAR TARİHİ : 20/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilin şahsına ait şahıs şirketi ile gayrimenkul ve olomotiv sektöründe faaliyet gösterdiğini,16/05/2019 tarihinde Bursa 18.Noterliğinin ... yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile davalı şirketten 2012 model, NMTK ve ... şasi numaralı, Toyota marka aracı 50.000,00TL bedel ile satın aldığını, dava konusu ayıp oranında bedelde indirim talep ettikleri aracın teslim alınarak kullanılmaya başlandıktan yarım saat sonra şanzımanında arızalar olduğu müvekkil tarafından tespit edildiğini, ertesi gün servise götürüldüğünde dava konusu araçta servis tarafından da ayıp niteliğinde arızalar olduğunun tespit edildiğini, mevcut arızalar nedeniyle aracın kullanılmasının büyük mağduriyetler...
İş sahibinin seçimlik hakkını düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 475/1. maddesinde eser kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olur ise eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı ve sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkı, olarak sayılmıştır. 2. fıkrada ise eseri alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim isteme hakkı mevcut olup, son fıkrasında aşırı zarar doğuracaksa iş sahibinin sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağına dair düzenlemeler mevcuttur. Mahkemece bu madde ve anılan fıkraları uyarınca değerlendirme yapılmamıştır. Bu haliyle alınan rapor da hükme esas alınamaz....
Buna karşılık, ayıp veya sözleşmeye aykırılık iş sahibinin eseri kabulden imtina edebileceği ölçüde önemli değilse, iş sahibi ancak iş bedelinden indirim ya da eserin tamirini isteyebilir. İş sahibinin tazminata ilişkin diğer hakları da saklıdır..." şeklinde belirtilmiştir....
Ayıp ihbarının yapılması ise şekle bağlı olmadığından şahit ifadeleriyle de ayıp ihbarının yapıldığı ispatlanabilir. Herne kadar mahkemece ayıp ihbarının yapılmadığı kabul edilmiş ise de dinlenen şahitlerin ifadelerinden süresinde ayıp ihbarının yapıldığı anlaşıldığı gibi sözleşmenin garanti başlığı altında, makinaların imalât hatalarına karşı 1 yıl süreyle garantili olduğu belirtildiğinden ve dava da garanti süresi dolmadan açıldığından olayda ayıp ihbarının yapıldığının kabulü gereklidir. Yani davalının ayıp ihbarının yapılmadığına ilişkin savunmasına itibar olunamaz. Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek eserin kabul edildiği gözetilip, bedelden indirilmesi gereken miktar ve buna bağlı olarak geç teslim ve sözleşmedeki kapasitenin sağlanamamasından dolayı oluşan zarar ve ziyan BK’nın 360/2.maddesi doğrultusunda değerlendirilip karara bağlanmalıdır....