Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da, araçta gizli ayıp bulunduğu tespit edilmiş olup, Yargıtayca benimsenen nispi metoda göre davacı tarafından bilinen ayıplar nazara alınmaksızın yapılan hesaplamaya göre bedelde indirim tutarının 10.904,00 TL olduğu tespit edilmiş olup, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Ancak davacı; ayıplı taşınmaz satışı sebebiyle daha az değerdeki taşınmazı yüksek bedelle satın almaktan kaynaklı oluşan zararı ile imara aykırılığın giderilmesi için gerekli masraf ve hakkında uygulanan ,ödemek zorunda kaldığı idari para cezasını davalılardan talep etmektedir. HMK'nun 33.maddesi uyarınca, vakıaları bildirmek taraflara, bu vakıalara uygulanacak kuralları belirlemek, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. Davacının, dava dilekçesinde değer kaybı kalemi olarak bildirdiği talebinin TBK 227 maddesi gereğince seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedeli kapsamında değerledirilmesi gerekir. İstikrar kazanan Yargıtay uygulamasına göre ayıp oranında indirim bedelinin ise nispi metoda uygun olarak hesaplanması gerekir....

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/08/2019 KARAR TARİHİ : 20/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilin şahsına ait şahıs şirketi ile gayrimenkul ve olomotiv sektöründe faaliyet gösterdiğini,16/05/2019 tarihinde Bursa 18.Noterliğinin ... yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile davalı şirketten 2012 model, NMTK ve ... şasi numaralı, Toyota marka aracı 50.000,00TL bedel ile satın aldığını, dava konusu ayıp oranında bedelde indirim talep ettikleri aracın teslim alınarak kullanılmaya başlandıktan yarım saat sonra şanzımanında arızalar olduğu müvekkil tarafından tespit edildiğini, ertesi gün servise götürüldüğünde dava konusu araçta servis tarafından da ayıp niteliğinde arızalar olduğunun tespit edildiğini, mevcut arızalar nedeniyle aracın kullanılmasının büyük mağduriyetler...

    Tüm bu nedenlerle; kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının söz konusu araçtaki ayıbı bilerek satın aldığına ilişkin iddia ve delilin bulunmamasına, gizli ayıp mahiyetindeki aracın kilometresiyle oynanmasına ilişkin ayıptan; bilmese bile davalının sorumlu tutulması gerekmesine, kaldı ki aracın kilometresiyle oynandığı hususunun dosya kapsamındaki davalı tarafından yaptırılmış muayene raporunda açıkça belirtilmiş olması sebebiyle davalının bilgisi dahilinde olmasına, ayıp oranında indirim bedeli istenmesine ilişkin davacının ihtarnamesinin davalıya 14/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olması sebebiyle ihtarnamede verilen bir haftalık süre gözetildiğinde 22/03/2018 tarihi itibariyle davalının temerrüde düşmüş sayılması gerekmesine göre mahkemece tesis edilen kararda herhangi bir hukuka aykırı yön görülmediğinden davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin HMK'nun 353/1.b-1...

    Davalı dış cephe kaplama işinin ayıplı yapılması sebebiyle, dava ve takip konusu 1.600,00 TL alacağın ödenmediğini savunmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 356/I. maddesi hükmünde düzenlendiği üzere yüklenici, iş sahibine olan özen borcunun gereği olarak yüklendiği işi sözleşme ve yasa hükümlerine göre, fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapmakla ödevlidir. Açık ayıplarda Borçlar Kanunu’nun 359., gizli ayıplarda ise aynı Kanunun 362. maddesi hükmünde öngörülen süresi içinde ayıp ihbarında bulunulması halinde; iş sahibi Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi hükmünde kendisine tanınan haklardan birisini kullanabilir. Somut olayda da, bilirkişi raporları ve tanık açıklamalarına göre dış cephedeki kusur, açık ayıp niteliğinde olduğu gibi, davalı tarafından da ayıp ihbarının süresinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı iş sahibi, Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi hükmünde kendisine tanınan haklardan, iş bedelinde 1.600,00 TL indirim yapılması gerektiğini savunmaktadır....

      Alıcı ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir. Somut dosyada davacının TBK 227. maddesindeki alıcının seçimlik haklarından, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim istemeyi tercih ettiği anlaşılmaktadır. Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir....

      İş sahibinin seçimlik hakkını düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 475/1. maddesinde eser kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olur ise eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı ve sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkı, olarak sayılmıştır. 2. fıkrada ise eseri alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim isteme hakkı mevcut olup, son fıkrasında aşırı zarar doğuracaksa iş sahibinin sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağına dair düzenlemeler mevcuttur. Mahkemece bu madde ve anılan fıkraları uyarınca değerlendirme yapılmamıştır. Bu haliyle alınan rapor da hükme esas alınamaz....

        Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir....

          Adı geçen Kanun’un 219. maddesinde, “Satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Aynı Kanun’un 227. maddesi gereğince alıcı, ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir....

          UYAP Entegrasyonu