KARAR Davacı, davalıdan 18.2.200 tarihinde 104.295,00 TL bedelde konut satın aldığını, konutun bodrum katının su alması nedeniyle zarar gördüğünü bu hususun gizli ayıp olduğunu belirterek satış bedelinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1000,00 TL’nin tahsilini istemiştir. Islah ile talebini 10.000,00 TL’ye artırmıştır. Davalı, taşınmazı ayıpsız olarak teslim ettiğini, savunarak davanın reddini dilemiştir....
Şti' nden 12.12.2019 Tarihli sözleşmesi ile satın alınan özel imalat oluk makinasında meydana gelen ayıp sebebi ile, ayıplı malın ve ödenen bedelin iadesi veya ayıp oranında indirim ve yapılan masrafların iadesi talebi olduğu konusunda mutabık kalındığı, anlaşmaya konu 12.12.2019 teklif verilen tarihli sözleşmesi ile satın alınan özel imalat oluk makinası ile ilgili, iş bu anlaşma hükümleri doğrultusunda taraflar arasında başka bir ihtilaf kalmadığının tutanak altına alınarak anlaşmazlığının arabuluculuk ile sonladığı anlaşılmaktadır....
fatura ettiğini, müvekkili şirket ayıp ihbarı öncesi fatura kesmiş ve ithalatçı firmadan ödeme almış olsaydı, ayıp oranında indirim için ......
Mahkemece, taraflar arasında makinanın alım-satımı ve bedeli konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalı tarafın makinanın ayıplı oluşu nedeniyle ödemeyi yapmadığını beyan ettiği, bu durumda alıcının süresi içinde malı kontrol edip ayıp ihbarında bulunarak malın ayıpsızı ile değişimini veya bedelde indirim yapılmasını, sözleşmenin feshedilerek bedelinin iadesini talep etme haklarına sahip olduğu, ancak davalı tarafın bu yönde talebi olmadığından makinanın ayıplı olup olmadığı ve alıcının ayıplı mala karşı yasal hakları konusunda araştırma ve inceleme yapılmadığı, davalı tarafça sözleşmenin de feshedilmediği, davalının malın bedelini ödeme yükümlülüğünün devam ettiği, davalı tarafın satın aldığı makinanın fatura bedelini davacıya ödemesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının ...İcra Müdürlüğü'nün 2013/634 esas sayılı takip dosyasında ödeme emrine yaptığı itirazın iptaline, % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, mahkeme...
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, satın alınan ikinci el araç sebebiyle satış bedelinden fazla ödendiği iddia olunan bedelin tahsili ve aracın kilometresi ile oynandığından bahisle ayıp sebebiyle bedelde indirim talebine ilişkindir. Yargıtay 3. HD'nin 15/11/2021 gün ve 2021/3983 E.-2021/11401K. sayılı kararında özetle, "...O halde tüketici taşınır mallarda iki yıllık, taşınmaz mallarda 5 yılllık zamanaşımı süresi içinde ayıbı tespit ettiği sürece seçimlik haklarını da kullanabilecektir....
Hukuk Dairesi Esas No : 2014/9468 Karar No : 2015/17463) Sonuç olarak; davacı tarafın ayıp oranında sözleşme bedelinden indirim, araç onarım bedeli ve araç mahrumiyet bedeli taleplerinin ile manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklindeki gerekçe ile, davanın reddine, Ayıp oranında sözleşme bedelinden indirim bedelinin Reddine, Araç mahrumiyet bedeli talebinin Reddine, Araç zorunlu onarım bedeli talebinin Reddine, Davacı tarafın manevi tazminat isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine, dair karar verilmiştir....
dolayısıyla iddia edilen ayıbın ispatının davacı tüketici üzerinde olduğunu, dava konusu aracın ayıplı olduğunu kabul etmediklerini, kullanım kaynaklı hasar gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verilmemesini talep ettiklerini, dava konusu aracın ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte dönme hakkının kullanılmasının menfaatler arası önemli ölçüde dengesizliğe neden olacağını, Yargıtay’ın yerleşik içtihadı uyarınca onarım ve/veya bedelde indirim hakları kullanılarak telefi edilebilecek bir durumda dönme hakkının kullanılmasının hakkaniyete aykırı olacağını ve hakkın kötüye kullanımını teşkil edeceğini, somut olayda iddia edilen ayıp önemli ayıp vasfını taşımamakla birlikte ücretsiz onarım yahut bedelde indirim seçimlik hakkının kullanımı ile de telafi edilebilir durumda olduğunu, misli ile değiştirme yahut dönme durumunun edimler arası aşırı orantısızlığa neden olacağı için söz konusu taleplerin reddedilmesini talep ettiklerini ileri sürerek,...
(IV)Dava açıldığı tarihte, davacının zararını tam olarak tespit etmesinin beklenmediği, bu haliyle belirsiz alacak davası açmasında hukuka aykırılık görülmediği, davacı seçimlik hakkını açıkça belirtmemiş ise de bilirkişi raporu ve dosya kapsamından anlaşıldığı üzere ücretsiz onarım, ayıp oranında bedelde indirim ve ayıpsız benzeri ile değişimin mümkün olmadığı, bu haliyle davacının talebinin bedel iadesine yönelik olduğu, bu talebin bedel arttırım dilekçesi ile ortaya konulduğu anlaşılmakla, bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. (V)Dosya kapsamında davalının satıcı olduğu, ayıbın satıştan önce var olduğu, davalının ayıbı bilmese bile ayıptan sorumlu olduğu dikkate alındığında bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. (VI)Bilirkişi raporunun olayla uyumlu, denetime elverişli, araçtaki ayıbın varlığını ortaya koyan tespitler içermesi karşısında hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiş, bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
Davalı T3kili cevap Dilekçesinde Özetle; Davacının bağımsız bölümü 16.04.2013 tarihinde teslim aldığını, davacının gizli ayıp iddialarını kabul etmediklerini, dava konusu olan ayıbın açık ayıp olduğunu, davacının 16.04.2013 tarihinde dairesini teslim almış ve 26.02.2016 tarihinde bu davayı açmış olduğunu, teslim tarihinden itibaren 3 yıl gibi bir süre geçtiğini, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal ihbar edilmesinin kanunda yer aldığını, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davacının bu davayı yaklaşık 3 sene sonra açtığını, 6502 Sayılı Yasada 6 ay içinde ortaya çıkan ayıplardan bahsedildiğini, davacının teslim tarihinden sonra daireyi kullanmaya başlamış, 6 ay içinde ayıp ihbarında bulunmamış ve 3 yıl sonra bu davayı açmış olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep ettiklerini, BK 222. maddenin de bu yönde olduğunu, yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının...
Ayıp, bir malda sözleşme ve Yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması; ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini üstlendiği eserin ayıplı olması durumunda; açık ayıplarda Borçlar Kanunu'nun 359., gizli ayıplarda ise 362. maddesi hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, Borçlar Kanunu'nun 360. maddesinde tanınan hakları eser-iş sahibi kullanabilir. Davacı iş sahibi, toplam 19.288 adet kısa kollu çocuk tişörtlerinin ayıplı olduğunu ileri sürmüş ise de; ayıbın varlığı ve derecesinin belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yapılarak ayıp belirlenmemiştir. Ayıbın gizli ya da açık ayıp niteliğinde olması durumuna göre ihbar süreleri farklı olduğu gibi; Borçlar Kanunu'nun 360. maddesi gereğince, somut olayda, ayıpların giderilmesi bedelinin mi yoksa iş bedelinde indirim yapılmasının mı gerektiğini, bilirkişi incelemesi yaptırılarak mahkeme takdir edebilir....