Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/251 Esas KARAR NO : 2023/64 DAVA :Üyelikten Çıkarma Kararının İptali DAVA TARİHİ : 08/12/2022 KARAR TARİHİ : 24/10/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref'i, Önlenmesi ve Tazmini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili ... yetkilisi ... tarafından 05/03/2014 tarihli hisse devir anlaşması uyarınca ... firmasının devralındığını, devralma işleminin üzerinden çok geçmeden hiçbir sebep ve izahat ileri sürülmeksizin 26/03/2014 tarihinde bizzat ... tarafından verilen "Meslek Birliğinden atılma" kararının bildirildiğini ve mezkur kararın ...'...

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2918/306 Esas sayılı dosyasının davalı kuruma dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı yokluğundan reddedildiğini, bahsi geçen dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı tarafça müvekkilinin gayrimenkulüne kamulaştırmasız el atıldığının tespit edildiğini, davalı kuruma yaptıkları başvuruya rağmen taraflarına ödeme yapılmadığını iddia ile kamulaştırma yapılmaksızın üzerinden karayolu geçilen taşınmazın bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10,00 TL'nin kamulaştırmasız el atılma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Şti holding bünyesinde hizmet grubunda yer aldığı görüldüğü, müvekkile işten atılma baskısıyla bir takım belgelerin imzalatıldığı, müvekkilin işyerinde hiç izin kullanmadığını, müvekkile çalıştığı dönemde işyerinde yemek yardımı ve ulaşım için servis yardımı olduğu, işyerinde yemek ve servis uygulaması olduğu, müvekkilinin ücret alacağının tahsilini, yargılama giderlerini ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı savunması; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının usul ve yasaya aykırı istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    davası olarak) 10 TL fazla mesai, 10 TL hafta tatili, 10 TL genel tatil ücret alacağı, 10,00 TL yol yardım alacağı ile 10,00 TL yemek yardım alacaklarının faizleri ile birlikte davalılardan tahsili istenmiş; talep artırım ve ıslah dilekçesi ile taleplerin bilirkişi raporu doğrultusunda arttırıldığı anlaşılmıştır....

    , fazla mesai alacağı ve ihbar tazminatının faizinin bir bütün olarak ıslah tarihinden değil, dava tarihinden itibaren başlatılması ve reddedilen, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 200 TL'lik sendikal tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    İstinaf Sebepleri Bir kısım davalılar vekili, tüm dosya kapsamı, alınan rapor, dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davanın kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı annenin dürüstlük ve iyi niyet kuralına aykırı davrandığını, dava tarihinde katılma alacağı veya miras payına mahsuben açılmış bir dava bulunmadığını İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....

      Davacı vekili gerekçeli istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişinin görevinin işçilik alacaklarını hesaplamak olduğunu, ancak bilirkişinin tanık beyanları doğrultusunda hesaplama yapması gerekirken kendisini yargılama mercii yerine koyarak müvekkilinin fazla mesai, hafta tatili ve yıllık izin ve prim alacağı olmadığına hükmettiğini, bu raporun hatalı olduğunu, davacının işe giriş çıkış kayıtlarını işveren tarafından doldurulup müvekkili tarafından işten atılma korkusuyla imzalandığını, fazla mesai tahakkuklarının sembolik ödemeler olduğunu, normalde müvekkiline 3 ayda bir 120,00TL prim ödemesi yapılırken son 9 ayda herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının 2014- 2015 yılları arasında yıllık izine ayrıldığını, daha sonra 1 yılını tamamlamadığı gerekçesiyle kullandığı yıllık izinlerin maaşından kesildiğini, bu durumun usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir...

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/451 Esas sayılı dosyasında ödediği 263.53.TL'nın tahsili için dava açtığını ve mahkemenin davasını kabul ettiğini ancak aleyhine yapılan icra dosyasında fazladan olarak ödediği 648.31.TL daha olduğunu, haksız haciz nedeniyle kredi alamadığını, işten atılma korkusu yaşadığını, çocuğuna para gönderemediğini ileri sürerek 648.31.TL'nın istirdadı ile 10.000.00.TL manevi tazmiatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

        Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile; maddi tazminat yönünden, davacının talep ettiği sürekli iş görememezlik tazminatı isteminin reddine, davacının talep ettiği, 7.049,10 TL geçici iş görememezlik tazminatı, 8.936,10 TL bakıcı gideri, 5.000,00 TL faturaya bağlanamayan tedavi gideri, 27.152,12 TL hayata ve mesleğe geç atılma tazminatının davalılar ... ve ...’dan olay tarihi olan 01/02/2013 tarihinden itibaren, diğer davalı ... şirketinden temerrüt tarihi olan 01/09/2014 dava tarihinden başlayacak avans faiziyle birlikte sigorta şirketinden poliçe limiti dahilinde müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 6.000,00 TL, davacı ... için 3.000,00 TL, davacı ... için 3.000,00 TL manevi tazminat takdirine, takdir olunan manevi tazminatların olay tarihi olan 01/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar ... ve ...'...

          İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, anılan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda, suç tarihinin 15/07/2015 olduğu ve buna göre müştekinin 09/02/2016 tarihli şikayetinin 6 aylık kanuni süresinden sonra yapılmış olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, somut olayda müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde hakaret içerikli mesajın atılma tarihinin 15/07/2015 olarak yazılmasına rağmen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz dilekçesinde mesajın tarihinin 15/08/2015 olduğunun görüldüğü, sehven şikayet dilekçesine tarihin yanlış yazıldığının anlaşılması karşısında, 08/02/2016 tarihli şikayetin süresinde olduğu gözetilerek itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: Şüphelinin 15/08/2015 tarihinde şikayetçiye çektiği mesaj üzerine şikayetçi vekili tarafından 09/02/2016 havale tarihli dilekçe ile hakaret suçundan şikayetçi olunmuştur....

            UYAP Entegrasyonu