Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, karşı davalı erkeğin ailesine yakın yerde ev tutup kendisine orada yaşamaya zorladığını, sürekli iş çıkışı ailesinin evine gittiğini, eve gelince kendisini azarladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, beğenmeme ve aşağılayıcı tavırlarının olduğunu, ailesinin de benzer tavırlar sergilediğini, karşı davalının hakaretler ettiğini, 09.06.2018 tarihinde karşı davalı erkek ve ailesinin kendisini evden kovduklarını, sonrasında eve çilingirle girebildiğini, kendisini evden attıktan sonra karşı davalı erkeğin evi terk ettiğini, bunun üzerine 03.07.2018 tarihinde karşı davalı erkeğe eve dön ihtarı gönderdiğini, fakat eve dönmediğini, kira sözleşmesini de feshettiğini, karşı davalı erkeğin kendisine ait evlilik öncesine ait aracını sattırıp parasını alıp harcadığını, yine düğünde takılan altınlar ve 10.000,00 TL nakit parayı erkek ve ailesinin alıp geri vermediklerini belirterek asıl davanın...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, davalı-karşı davacı erkek karşı davasıyla zina hukuki sebebine dayalı boşanma istemiş ve daha sonra birleşen davasıyla TMK’nun 166/1. maddesi uyarınca ayrı bir dava daha ikame etmiş, mahkemece davacı-karşı davalı kadının davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin ise TMK 161. maddesine dayalı boşanma talebinin ve TMK’nun 166/1. maddesine dayalı birleşen davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına karar vermiştir....

    talep ederek dava açmıştır....

    Davacı birleşen dosya davalısı erkek vekili istinaf dilekçesinde, asıl davada davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı erkeğin tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını, asıl davada kadının evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabul ettiğini ancak kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, TMK 166/2.maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, birleşen davada karşı tarafın sadece zina nedenine dayandığını, TMK 166/1.madde gereğince açtığı davanın olmadığını ve 18....

    müşterek çocuk ve kayınvalidesi de olduğu hâlde çıkarttığı tartışmada kayınvalidesinin çocuğunu yanında tartışmamalarını söylemesi üzerine "sen kim oluyorsun, sen karışma" şeklinde tahkir ve tahrik eden söylemde bulunduğu, davacı/karşı davalı erkek tarafından açılan birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; birleşen davada her ne kadar davacı/karşı davalı TMK 161. maddesine dayalı özel boşanma sebebine istinaden boşanma talep etmiş ise de; TMK 161/2 maddesi " Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer." düzenlenmesini içermekte olup davacı/davalının zina eylemine dayanak yaptığı davalı/karşı davacı eşin karıştığı adlî olayda Milas 1....

    KARŞI DAVA: Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki evlilik birliğinin davacı kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, fiilen biten evliliğin devamında ne taraflar ne de kamu adına korunmaya değer herhangi bir yarar bulunmadığını beyanla, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuklar Hayrunnisa ve Rumeysa’nın velayetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı-karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın vekili tarafından; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kadının akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Davacı erkek tarafından akıl hastalığına dayalı (TMK m. 165) olarak açılmış bir dava bulunmamaktadır. Davalı kadının hareketleri iradi olmadığından, kusur yüklenemez ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı “evlilik birliğinin sarsılması” hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemez....

      Tüm dosya kapsamından; ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı – karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı – karşı davalı kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurun ispatlanamadığı, taraflar arasında erkekten kaynaklanan kusur sebebiyle ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında erkeğin ileri sürdüğü vakıaları ispatlayamadığından karşı davasının reddi gerektiği, kadının ise dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadının davasının kabulü ile boşanmaya (TMK madde 166/1), erkeğin karşı davasının ise reddine karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince asıl davada verilen boşanma kararının ve evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin, karşı davanın reddinin...

      Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesinin yanlış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı dava ve tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı karşı davalı kadın vekili istinafa cevap ve istinaf dilekçesi ile; mahkeme kararında kadına verilen kusurun açık ve denetime elverişli olarak belirtilmediğini, gerekçenin yetersiz olduğunu, kusur belirlemesinin ve kadının tazminat taleplerinin yanlış olduğunu, nafakanın az olduğunu, asıl davada verilen boşanmayı istinaf etmediklerini belirterek karşı davanın kabul kararının kaldırılarak reddine, erkeğin istinaf taleplerinin reddine, nafakanın dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda verilmesine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Asıl ve karşı dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır....

      Davalı'ya tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı, davalı vekili 22/06/2022 tarih 11 nolu celse beyanında; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili birleşen dava dilekçesinde; davalı erkeğin çalışmak için gittiği Kaş ilçesinde gayri resmi bir birlikteliği olduğunu, müvekkilini aldattığını, Nezahat isimli bayanla 1995 doğumlu bir çocuğu olduğunu, bu nedenle TMK 166/1 maddesi gereğince tarafların boşanmalarına ve müvekkili lehine tazminatlar ile nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu