Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, karşı davalı kadının karşı davacı erkek ve ailesine hakaret ettiğini ve ailesini istemediğini, karşı davacı erkeğin çocuk istediği halde karşı davalı kadının çocuk istemediğini, karşı davalı kadının Abdullah B....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma Ve Katkı Payı Alacağı, Tapu İptal ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, dava ve birleşen dava dilekçesinde sayılan mallar nedeniyle alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davaların reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 56.348,25 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki asıl dava, taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde bırakılması nedeniyle 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesine dayalı tazminat, karşı dava ise taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince asıl davanın  dahili davalı Hazine yönünden kısmen kabulüne, davalı ... idaresi yönünden ise davanın reddine, karşı davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, dahili davalı Hazine ve davacılar/karşı davalılar vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun  İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37....

      Madde gereğince BOŞANMALARINA, 3- Davacı-karşı davalı kadın yararına dava tarihinden geçerli olmak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakası (TMK m.169) takdirine, karar kesinleştikten sonra aynı miktarda yoksulluk nafakası olarak davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, 4- Davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1- 2) taleplerinin kısmen kabulüne, 15.000,00 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak, davacı-karşı davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5- Davalı-karşı davacı erkeğin tazminat talebinin REDDİNE, 6- Asıl davada davacı kadın adli yardımdan yararlandığından alınması gerekli 59,30 TL başvurma ve 59,30 TL karar harcı ve 30,60 TL yargılama gideri toplamı 149,20 TL'nin davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 7- Asıl davada davacı kadın kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin...

      O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek asıl dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK. m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının az kusurlu olduğu, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-karşı davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir....

        İlk derece mahkemesince dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından; mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı - karşı davacı erkeğin kusurlu olduğu, davacı -karşı davalı kadına atfı kabil bir kusurun bulunmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı - karşı davalı kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi (TMK 166/1 madde), kadının kusurlu bir davranışının varlığı ispat edilmediğinden, davalı -karşı davacı erkeğin açtığı boşanma davasının reddi gerektiği, ilk derece mahkemesince asıl davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi ve karşı davanın reddi ile evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin kusurlu olduğuna...

        Davalı - karşı davacı erkek vekili süresinde sunduğu 26/04/2017 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı - karşı davalı kadının müşterek haneyi kendisinin terk ettiğini, kadının babasından intikal eden maaşı almak için sigortasız olarak çalıştığını, kadının erkek kardeşinin sürekli haneye gelmesinin doğurduğu huzursuzluğun kadına söylenmesi üzerine kadının haneyi terke etmeye yeltendiğini, erkeğin ailesinin engel olduğunu, sonrasında bir kez daha evi terk etmeye kalktığını ve haneyi terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, kadının evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediğini belirterek asıl davanın reddini savunmuş, karşı dava ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı-karşı davacı vekilinin tüm, davacı-karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı-karşı davalı vekilinin ...... ............ Ltd. Şti.deki kar payına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malvarlığı değerleri, o eşin kişisel malıdır (TMK mad. 220/2) Aksi mal rejimi sözleşmesiyle kararlaştırılmamışsa kişisel malların gelirleri edinilmiş maldır (TMK mad. 219/4 ve 221/2). Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut edinilmiş mallar tasfiye edilir (TMK mad. 235/1). Malvarlıkları, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vs) göre değerlendirilir (TMK mad. 228/1)....

          Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. b)Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı kadının asgari ücretle çalıştığı, davacı erkeğin ise polis memuru olduğu anlaşılmaktadır. Asgari ücret seviyesindeki gelir kişiyi yoksulluktan kurtarmaz (HGK 2009/3-165-186). Mahkemece davalı kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası (TMK m.175) takdiri gerekirken yazılı gerekçe ile bu talebin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından kusur belirlemesi, nafakanın miktarı ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkeğin akıl hastalığı (TMK m. 165) hukuksal nedenine dayalı açtığı boşanma davası kabul edilmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylarda mahkemece davalı kadına kusur izafe edilmiş ise de, akıl hastasının davranışları iradi olmadığından fiil ehliyeti ve bu kapsamda kusur sorumluluğu mevcut değildir (TMK m.14, 15). O halde, davalı kadına kusur yüklenemez....

              UYAP Entegrasyonu