Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı -karşı davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı -karşı davalı erkek ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın boşanma sonucu eşin maddi desteğinden yoksun kalacaktır. Davalı-karşı davacı kadın yararına TMK m. 174/1-2 koşulları oluşmuştur. O halde davalı-karşı davacı kadın lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, davacı kadın vasisi tarafından akıl hastası olmayan eşe karşı açılan boşanma davası olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir (TMK m.165). Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere, akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı boşanma davası, akıl hastası olmayan eş tarafından akıl hastası olan eşe karşı açılabilir. Davacı kadının vasisinin davacı kadının akıl hastalığına dayanarak boşanma talebinde bulunması hukuken mümkün değildir....
Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. Bu çerçevede, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/4'üncü maddesindeki; dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğini düzenlemiştir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından, adi ortaklık sözleşmesi, yeni bir hukuki varlığa vücut vermez, meydana gelen topluluğun bir bütün olarak medeni hakları kullanma yeteneği yoktur. Ortaklık dava ve taraf ehliyetine sahip olmadığı gibi, ona karşı da, dava açılamaz. Ortaklığı ilgilendiren haklar ve borçlar bakımından bütün ortakların birlikte davacı ve davalı olarak katılmaları gerekir....
GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine, karşı dava öncelikle TMK m.162 uyarınca, aksi taktirde TMK m.166/1 uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Gerekçeli karar içeriğinden tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği anlaşılmış ise de; boşanma hükmüne yönelik kısa karar ve gerekçeli kararda (B-1 nolu hüküm fıkralarında) bu hususun belirtilmemesi, karşı davacı tarafın TMK m.162 uyarınca boşanma talebi ile, tazminatlara yönelik faiz talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi doğru değil ise de; bu hususlar açıkça istinaf sebebi yapılmadığından yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir....
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesiyle; belirlenen kusur durumuna göre asıl davanın kabulüne karar verilmesi, tazminat miktarı ile toptan nafakaya hükmedilmesi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Asıl dava; ortak hayatın yeniden kurulamaması nedenine dayalı boşanma (TMK.m.166/son) talebine, karşı dava ise; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma (TMK madde 166/1) ve fer'ilerine ilişkindir....
a ait olduğuna ve tüm mirasçılar tereke temsilcisi tarafından temsil edildiğine göre, taraf koşulu yönünden bir eksiklik bulunmadığı, davanın TMK' nın 713/1 ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 maddesine göre açılan tescil davası olduğu, davacıların 1997 yılından kadastro tespitinin yapıldığı 2005 yılına kadar taşınmazı kullanmamalarının iradi terk olarak kabulünün mümkün bulunmadığı belirtilerek, dava konusu taşınmaz ortak muristen kaldığına ve tespit dışı bırakılan yer olduğuna göre TMK' nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca araştırma yapılması gereğine ve 165 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise mahkeme hükmü ile kesinleşen bir taşınmaz söz konusu olduğundan bu taşınmaza ilişkin mahkemece yeniden hüküm kurulmasının isabetsizliğine" değinilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/12/2019 NUMARASI : 2017/633 ESAS-2019/788 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı erkek vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların akıl hastalığı (TMK md. 165) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asıla dava dilekçesi tebliği edilmiş, davalı vekili süresinden sonra sunduğu 03.10.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Yargılama sırasında davalı kısıtlanarak annesinin velayeti altına alınmıştır....
Davalı - karşı davacı vekili 06.12.2017 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesine (Aile) gönderilmesine, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, 200.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı/karşı davacı vekili, malların edinilmesinde davacı/karşı davalının katkısı bulunmadığından asıl davanın reddini savunmuş, evlilik birliği içinde alınan araç nedeniyle 5.000,00 TL katılma alacağının davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, asıl davaya konu edinilen, taşınmazın evlilikten önce edinildiği, banka hesabındaki mevduatın murisin kişisel malı olduğu, kıdem tazminatının ise miras payları oranında ihtirazı kayıt konulmadan davacı/karşı davalı tarafından alındığı, karşı dava yönünden de davalı/karşı davacının aracın alınmasındaki kredi borcunu ödeyebilecek durumda olduğu, murisin katkısı varsa da bu katkının hediye kapsamında olduğu gerekçesiyle her iki davanın da reddine karar verilmiş, asıl davada konusu bireysel emeklilik fonunda bulunan para ile ilgili talebin neden reddedildiğine ilişkin bir gerekçeye yer verilmemiştir....
GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK 166/1. madde) boşanma ve ferîlerine, birleşen dava; ayrı yaşamakta haklılığa dayalı tedbir nafakası (TMK. 197. maddesi) ve aile konutu şerhi konulması (TMK madde 194) istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı - davalı tarafça asıl davanın reddi, davalı - davacı tarafça birleşen davanın reddi yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ila 361. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, "İncelemenin Kapsamı" başlığını taşıyan 355. maddede de düzenlendiği üzere; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu re'sen gözetir....