Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının ölümü ile evlilik birliği ölümle sona erdiğinden ve boşanma davası konusuz kaldığından, boşanma davası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, TMK 181. Md. Gereği davalı kadının tam kusurlu olduğunun, davacı erkeğin kusuru olmadığının tespitine, karar verildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1 ve 165.) davalı taraf; kusur tespiti, tanıklarının dinlenmemesi, yargılama ve vekalet ücreti yönünden kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1 ve 165) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; TMK' nun 181/2....

Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. Bu çerçevede, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/4'üncü maddesindeki; dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğini düzenlemiştir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından, adi ortaklık sözleşmesi, yeni bir hukuki varlığa vücut vermez, meydana gelen topluluğun bir bütün olarak medeni hakları kullanma yeteneği yoktur. Ortaklık dava ve taraf ehliyetine sahip olmadığı gibi, ona karşı da, dava açılamaz. Ortaklığı ilgilendiren haklar ve borçlar bakımından bütün ortakların birlikte davacı ve davalı olarak katılmaları gerekir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1039 KARAR NO : 2020/1661 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2020 NUMARASI : 2019/1623 2020/123 DAVA KONUSU : Vesayet KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla dosya incelendi....

    GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine, karşı dava öncelikle TMK m.162 uyarınca, aksi taktirde TMK m.166/1 uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Gerekçeli karar içeriğinden tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği anlaşılmış ise de; boşanma hükmüne yönelik kısa karar ve gerekçeli kararda (B-1 nolu hüküm fıkralarında) bu hususun belirtilmemesi, karşı davacı tarafın TMK m.162 uyarınca boşanma talebi ile, tazminatlara yönelik faiz talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi doğru değil ise de; bu hususlar açıkça istinaf sebebi yapılmadığından yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir....

    Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesiyle; belirlenen kusur durumuna göre asıl davanın kabulüne karar verilmesi, tazminat miktarı ile toptan nafakaya hükmedilmesi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Asıl dava; ortak hayatın yeniden kurulamaması nedenine dayalı boşanma (TMK.m.166/son) talebine, karşı dava ise; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma (TMK madde 166/1) ve fer'ilerine ilişkindir....

    "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası ve fer'ileri, reddedilen kendi boşanma davası ve reddedilen eşya alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir (HMK m. 297/2). Davacı-karşı davalı erkek evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise, birleşen boşanma davası ile aynı davada birden çok hukuki sebebe dayalı olmak üzere, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) ve akıl hastalığı (TMK m. 165) sebebine dayalı boşanma talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, birleşen nafaka davasının kabulü, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki belgelerden, davalı-karşı davacı kadının akıl hastası olduğu ve kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı bir dava bulunmamaktadır (TMK m. 165). Akıl hastası olan kadının hareketleri iradi olmadığından, kendisine kusur yüklenemez. Bu sebeple Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemez. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        Davalı - karşı davacı vekili 06.12.2017 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesine (Aile) gönderilmesine, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, 200.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

        Davalı/karşı davacı vekili, malların edinilmesinde davacı/karşı davalının katkısı bulunmadığından asıl davanın reddini savunmuş, evlilik birliği içinde alınan araç nedeniyle 5.000,00 TL katılma alacağının davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, asıl davaya konu edinilen, taşınmazın evlilikten önce edinildiği, banka hesabındaki mevduatın murisin kişisel malı olduğu, kıdem tazminatının ise miras payları oranında ihtirazı kayıt konulmadan davacı/karşı davalı tarafından alındığı, karşı dava yönünden de davalı/karşı davacının aracın alınmasındaki kredi borcunu ödeyebilecek durumda olduğu, murisin katkısı varsa da bu katkının hediye kapsamında olduğu gerekçesiyle her iki davanın da reddine karar verilmiş, asıl davada konusu bireysel emeklilik fonunda bulunan para ile ilgili talebin neden reddedildiğine ilişkin bir gerekçeye yer verilmemiştir....

          , karşı davalının ve ailesinin karşı davacıya sözel ve fiziksel şiddet uyguladıklarını, karşı davalının ters ilişki ve tecavüz ederek cinsel şiddet uyguladığını, beddua ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların TMK 161 ve 166.maddelerinden boşanmalarına, müşterek çocuk Berkay'ın velayetinin karşı davacı anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasına hükmedilmesine, her yıl TÜİK oranında artırılmasına, karşı davacı için aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, her yıl TÜİK oranında artırılmasına, 75.000,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi tazminatın karşı davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu