Bu durumda, mahkemece; tarafların arasında adi ortaklığın 2011 yılında başladığı hususunda çekişme olmadığı da gözetilererek 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile;1.785,75.-TL' nin dava tarihi olan 01.08.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Her ne kadar davacı,davalıya verdiği vekaletname uyarınca dava dışı... Kargo firmasından tahsil edilen paralarını tahsili istemişse de,davalı 26/03/2004 tarihli sözleşme ile taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğunu savunmuş,davacı da adi ortaklığa ilişkin ibraz edilen belgeye karşı çıkmamıştır. 2011/9219-18192 Bu durumda adi ortaklığın mahkemece tasfiyesi zorunludur.26.03.2004 tarihli sözleşme gereği taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğu ve taraflar aralarında anlaşamadıklarına göre B.K nun 520 vd maddeleri gereğince tasfiyesini gerektirir....
DAVA : Adi Ortaklık İlişkisinin Tespiti, Adi ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi, Ödenmeyen Kar Payı ve Maaş Alacaklarının Tahsili DAVA TARİHİ : 12/07/2018 KARAR TARİHİ: 01/06/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2021 Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı tarafından davalı aleyhine adi ortaklık ilişkisinin tespiti, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi, ödenmeyen kar payı ve maaş alacaklarının tahsili davası açılmış ise de, davacı vekili 27/01/2021 tarihli celseye mazeret beyan etmeden gelmediğinden dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve 3 ay içinde yenilenmediği anlaşıldığından; HMK'nun 150/5 maddesi gereğince, tüm talepler ile ilgili olarak davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, Alınması gerekli 2x59,30=118,60 TL ilam harcının peşin alınan 2.407,93 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 2.289,03 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından...
KARAR Davacı, davalı ...’nin arsasına yapılacak bina için kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince diğer davalı müteahhit ile kendisi arasında 21.3.1995 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin düzenlendiğini, bu sözleşmeden kaynaklanan ve hissesine düşen 1/3’lük kısım olan 3 daire ile 3 dükkanın değerinin tespitiyle ortaklık hissesine mahsuben fazlası saklı şimdilik 16.000.00 TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ... ile adi ortaklık ilişkisinin kanıtlanamamış olmasına göre bu davalı yönünden temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı ile davalı ...’in kat karşılığı inşaat yapmak için adi ortaklık sözleşmesi düzenledikleri uyuşmazlık konusu değildir. Davacı ... bu dava ile de, adi ortaklığın tasfiyesi sonucu bakiye bedeli talep etmektedir....
Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller, özellikle davacı tarafından adi ortaklık sözleşmesinin sunulmamış olması, davalı tarafından sunulan ve Türkiye Ormancılar Derneği ile davalı arasında imzalanan 02/08/2016 tarihli sözleşme ve tarafların muvafakatiyle dinlenilen tanık beyanları dikkate alındığında, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunun ispatlanamadığı, adi ortaklık ilişkisinin hukuki işlem niteliğinde olduğu ve senetle ispatı gerektiği, tarafların muvafakatiyle dinlenilen tanık beyanlarının da adi ortaklık ilişkisinin varlığını ortaya koymadığı, davacının da yemin deliline de dayanmadığı, adi ortaklık ilişkisinin ispatlanamaması nedeniyle ortaklık kapsamında tasfiye ve alacak talebinde de bulunulamayacağı kanaatine varılmakla, davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı tarafından davalıya gönderilen 26.08.2008 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş, davalı da 13.10.2009 tarihli dilekçesi ile sözleşmenin hükümsüz olduğunu kabul etmiştir. Davada, taraflar arasında kurulan 28.05.2006 tarihli "Ortaklık Sözleşmesi"nin feshi ve sözleşme gereğince davalı tarafta kalan satış bedelinden payının tahsili talep edilmektedir. Davanın bu niteliğine göre uyuşmazlık, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talebine yöneliktir. Davacı ile davalı arasında adi ortaklık kurulduğu ve bunun tasfiye edilmediği tarafların kabulündedir. Davacının bu davadaki talepleri dikkate alındığında davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiye talebini içerdiği kabul edilmelidir. Buna göre, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin B.K nun 520 vd. (TBK'nun 620 vd.) maddeleri gereğince tasfiyesi ile çözümlenmesi gerekir. BK'nun 538. (TBK'nun 642.)...
ın müvekkilin hisse sahipliğini kabul etmemeye başladığını, taraflar arasında adi ortaklık kurulduğundan bu yana kar payı dağıtılmadığını, müvekkil kendisi 2019 ve 2020 mizanları ile kar payı seviyesinde pay hesaplamalarını hazırlamış ve mizanlar üzerinden kar payı toplantısı yapmayı davalıdan ısrarla istemiş ancak davalı buna yanaşmadığını ve herhangi bir kar payı ödemesi yapmadığını, ... müvekkilin zararına sebepsiz olarak zenginleştiğini belirterek, adi ortaklık payının tespiti ile ortaklığın feshine karar verilerek tasfiye edilmesine, tasfiye payına karşılık olarak fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkile verilmesine, davalıların banka hesaplarına mal kaçırma ihtimaline binaen tedbir konmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargıtay .........
Hukuk Dairesinin 2020/1529 Esas, Karar ve 22.01.2021 tarihli kararı ile özetle; taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi sonlandırıldığına göre davacı-birleşen dosya davalısı şirketin adi ortaklık sözleşmesi gereği yaptığı teminat mektubu avans ödemeleri ve diğer masraflar ve bunların dışındaki katkı payları ile varsa davalı-birleşen dava davacısı adi ortak şirketin, adi ortaklık ilişkisine para, emek ve hizmet suretiyle yaptığı katkıların karşılığı belirlenip davalının adi ortaklık nedeniyle elde ettiği kazanç miktarı da tespit edildikten sonra yanlar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi ile Türk Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 620 ve devamı maddelerindeki düzenlemelerine göre mahkemece adi ortaklık tasfiye edilerek asıl ve birleşen davada sonucuna uygun karar verilmesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 643. maddesi gereğince zararın da ortaklar arasında paylaştırılması gerektiği gözönünde tutularak davanın sonuçlandırılması gerekirken, tasfiye işlemi yapılmaksızın sadece davacının...
Adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır. Ortaklar öteki sözleşmelerden tamamen farklı olarak, emeklerini ve sermayelerini ortak bir amaç için birleştirdiklerinden, aralarında sıkı bir işbirliği kurulmakta ve güvene dayanan bu işbirliği ilişkisi nedeniyle ortaklar birbirlerinin vekili gibi, ortaklık işlerinden dolayı özenle hareket etme, ortakları zarara uğratmamakla yükümlü tutulmuşlardır. Eldeki davada; kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaatın yapılıp tamamlandığı ve taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....
Maddesi uyarınca Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Somut olayda adi ortaklığın yeni bir adi ortaklık kurulması nedeni ile tarafların karşılıklı anlaşmaları sonucu sona erdiği hususu açıktır. Ortaklığın sona ermesinin sonucunda ortaklığın tasfiyesi söz konusu olmaktadır.Tasfiye ortaklığın bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbiri ile alacak- verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen TBK.'nun 644.maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklarda dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....