in terekesinin tasfiyesi değil tarafların hisse oranlarının belirli olduğu Adi Ortaklığın feshi ve tasfiyesi olduğunu, bu nedenle Konya ...Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.01.2021 tarihli “tensip tutanağında” dava “adi ortaklığın tasfiyesi ve çıkma payının ödenmesi” olarak tespit edilmiş iken Mahkemenin 22.12.2021 tarihli Kararında “Terekenin Resmi Tasfiyesi” olarak gösterilerek görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla verilen kararın kaldırılarak mahkemenin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; adi ortaklığın tasfiyesi talebine ilişkindir....
KARAR Davacılar, davalıların oluşturduğu adi ortaklığın inşaatlar yaptığını, ortaklığı daha çok ...’nın temsil ettiği, diğer davalı ortak ...’nun ise finansmanı sağladığını, ortaklığın ödemelerinin davalı ... tarafından keşide edilen çeklerle yapıldığını, dairelerin satılamaması nedeniyle ortaklığın ekonomik sıkıntı yaşadığını, verdikleri malzeme karşılığında davalı ... tarafından düzenlenen çeklerin karşılıksız çıktığını, ... aleyhine yaptıkları icra takibi sonunda, davalı ...’nin adi ortaklıktaki tasfiye payından alacaklarını tahsil etmek için yetki aldıklarını ileri sürerek adi ortaklığın feshi ile ortaklık tevafından inşa edilen ve ortaklık tarafından iktisap edilen bağımsız bölümlerin satışını, ortaklık mallarının tasfiyesi ile alacaklarının tahsilini dairelerin davalı ... tarafından satılması halinde raiç değeri üzerinden ...’nin tasfiye payının kendilerinin alacağına istinaden davalı ...’dan tahsilini istemişlerdir....
Bu nedenle tarafların birbirlerine karşı adi ortaklıktan doğan sorumlulukları ve talep hakları mevcut olup, bir ortağın diğer ortağa hesap verme yükümlülüğünü ihlal etmesinin, TBK'nın 639/7. Maddesi hükmü gereğince adi ortaklığın feshini haklı kılacak nedenlerdendir. Buna göre davacı tarafından, adi ortaklığın haklı nedenle feshine dayalı olarak adi ortaklığa koyduğu sermaye payının ve cezai şartın tahsili talep edilmekle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK'nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642.maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar....
Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Taraflar tasfiye konusunda anlaşmadığı takdirde ortaklığın tasfiyesinin mahkemece TBK’nın 642 vd. madde hükümlerine uygun olarak yapılması gerekir....
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; ilk derece mahkemesindeki dava adi ortaklığın feshi,tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı tarafça ,adi ortaklık ilişkisi bulunduğu iddia edilmiş olup,yazılı bir adi ortaklık sözleşmesi ibraz edilmemiştir.Mahkeme kararında da bahsedildiği üzere, adi ortaklık sözleşmesinin yazılı yapılması geçerlilik koşulu olmayıp,ispat yönünden önemlidir. Dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ve ortaklık payı alacağına ilişkin olmakla, davalıların malvarlığı adi ortaklık konusunu teşkil etmemektedir. Buna göre, dava konusu edilmeyen hususlar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından, somut olayda HMK 389. maddedeki uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığına ilişkin tedbir talebi yönünden yasal koşullarının oluşmadığı gözetilerek, mahkemenin ihtiyati tedbirin reddi kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur....
Somut olayda; davacı ... ile davalılardan ... arasında aktar dükkanının işletilmesi amacıyla adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu sabit olup, eldeki asıl davanın kar payının tahsili istemiyle açıldığı; her ne kadar, kar payının diğer ortaktan tahsili isteminde bulunabilmek için ortaklığın tasfiyesi gerekmese de; davaya konu adi ortaklığın iştigal konusu olan aktar dükkanının 27/11/2018 tarihi itibariyle kapatılmış olması nedeniyle ortaklık amacının gerçekleşmesinin imkansız hale geldiği, işbu tarih itibariyle ortaklığın fiilen sona erdiği, ortaklığın sona ermesinin zorunlu ve kaçınılmaz bir hukuki sonucu olarak da kendiliğinden tasfiye aşamasına girdiği anlaşılmaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/166 E sayılı dosyasında verilen yetki ile adi ortaklığın tasfiyesi davası açması için verilen yetki ile bahse konu davayı açtığı, İstanbul Anadolu 3. ATM 'nin 2021/610 D.İş sayılı dosyası ile ... Adi Ortaklığı'nın İstanbul İli Beşiktaş İlçesi, ... Mahallesi ... Ada, ... parsel, ... ve ... numaralı bağımsız bölümler üzerine ihtiyati tedbir kararı verildiği itiraz üzerine yapılan inceleme ile dosya içine gelen tapu kayıtlarının incelenmesi sonucu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilen taşınmazın tamamının ...A.Ş ile ... Ltd Şti adi ortaklığına ait olduğu, asıl borçlunun ortaklardan ...A.Ş olduğu ve adi ortaklık taşınmazı üzerine ihtiyati tedbir kararı bırakıldığı anlaşılmakla taşınmazın asıl borçlu olan ...A.Ş'nin ortağı olduğu adi ortaklığa ait olması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilmesinin asıl borçlu ......
Şti. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; adi ortaklık mallarının haczi usulünün belli olup, ancak tasfiye payının haczinin mümkün olduğunu, tasfiye payının da net olarak belirlenebilmesinin yapılacak yargılama ile mümkün olduğunu, ayrıca alacaklının elinde borçluya ait taşınmazlar üzerinde 1. Dereceden ipoteklerinin mevcut olduğunu, talepte bulunan tarafından teminat senedine dayalı olarak haksız takip de yapıldığını, ileri sürerek haksız ve hukuksuz talebin reddine talep etmiştir. Dava, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi nedeniyle açılacak kar payının tahsili davasından önce, adi ortaklık mallarının elden çıkarılmakta olduğu iddiasına dayalı ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, ... ile ... A.Ş. Arasında ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılacak inşaat işi icin 15.07.2017 tarihli noterde adi ortaklık sözleşmesi imzalandığı,hisse oranlarının %50'şer olarak düzenlendiği, davacı ... ile ......
Zira davacı davalılar ile aralarında Ticari Taksi işletmesinden kaynaklı adi ortaklık olduğunu iddia etmiş, davalı ... ise davcı ile aralarında her hangi bir ortaklıkları olmadığını diğer davalı ... ile bir süre ortaklık yaptığını, ancak araçların zarar edince ----işi bıraktığını ve kiraladığı araçları kendisine devrettiğini, bu ortaklığa ilişkin tüm borçların kendisi tarafından ödendiğini beyan etmiştir Adi ortaklık sözleşmesi az yukarıda belirtildiği gibi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri bir sözleşme olup, adi ortaklık ilişkisi mutlaka sözleşme temeline dayanır. Adi ortaklık sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir....
Davacı, ----ıslah çevre düzenlemesi işinin yapımı konusunda dava dışı ( daha sonra dahil olan) ---- ile --- ortaklık oluşturduklarını, davalının da daha sonra bu ortaklığı ---- oranında hisse ile dahil olduğunu, davalının devraldığı ----- hisse karşılığı-----ödemeyi taahhüt edip----- ödediğini, ancak ortaklık konusu olan ıslah çalışmalarının belediyece daha sonra durdurulduğunu ve davalının da buna istinaden ödediğini iddia ettiği para ile yoksun kalklık konusu olan ıslah çalışmalarının--- daha sonra durdurulduğunu ve davalının da buna istinaden ödediğini iddia ettiği para ile yoksun kaldığı iddia ettiği kar bedeline karşılık kendisi ve dava dışı diğer ortaklar aleyhine ----- tahsili için icra takibi yaptığını, bu durumun yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek icra dosyasında borçlu olmadığının tespitini istemiştir.Davacı ve davalı ile dava dışı ------ arasında, ------ ıslahı ve çevre düzenlemesinin yapılması hususunda------tarihli sözleşme ile adi ortaklık teşkil edildiği, davalının bu ortaklık...