Davalı Alpaslan Emrem vekili, müvekkilinin 11/06/2007 tarihli noter belgesi ile aracın zilyetliğini devrettiğini, araç ile hiçbir mülkiyet ve tasarruf ilişkisi kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir....
Davacı vekili dilekçesinde; davacının davalıdan haricen satın aldığı araç bedeli olan 3.400 TL'yı ödeyip aracı teslim aldığını, ancak aracın davalıya değil murise ait olduğunun ortaya çıktığını ve bugüne dek yasal satışın gerçekleşmediğini, bu nedenle araç bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı cevabında, aracı 5 yıl önce sattığını, davacının kendisine, aracı geri verip parasını alacağını söylediğini, trafikte satış yapılmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir....
a mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla satışının yapıldığı, satışa ilişkin 11 adet senet düzenlendiği, araç teslimi sırasında 15/10/2012 tarihli senedin ödendiği ve aracın sanığa teslim edildiği, sanığın aracı aldıktan iki gün sonra.......
ya ait olan .... plakalı araca yönelik, öncelikle katılan adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı kullanarak satış vekaletnamesi çıkardıkları ve bu sahte vekaletnamenin kullanılmasıyla noter satışının gerçekleştirildiği akabinde de Beşiktaş Trafik Tescil Şube Müdürlüğü'ne tescil yaparak araç devrini tamamlamak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda, sanık ...'in, “... aracı kredi ile aldığını, taksitlerini ödeyemediği için banka müdürüne aracı teslim edip, noterden istedikleri vekaletnameyi verdiğini...” savunması, tanık olarak beyanları alınan banka müdürü .... de “...sanık ...'yı tanıyorum, kendisi ...Otomotiv San. Ltd. Şirketi'nden Mitsubishi marka bir araç satın almıştı. Bu aracın bedelini ödemek için bankamızdan kredi kullandı. Ancak kredi taksitlerini zamanında ödeyemediği için...aracı bize teslim etti....
Bilirkişi, raporunda araçta açık ve gizli ayıplar bulunduğu, dava tarihi itibariyle aracın hasarsız bedelinin 29.500,00 TL hali hazır hasarsız araç ile pert durumda olan araç arasında 18.500,00 TL fark olduğu şeklinde görüş bildirmiştir. Davaya konu aracın 14/06/2013 tarihli satış sözleşmesinde satış bedeli 31.000,00 TL olarak yazılmış olup aracın 19/09/2009 tarihinde meydana gelen kaza neticinde ağır hasarlı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz....
Noterliğinde noter satış vekaletnamesi ile ticari araç satış sözleşmesi yapıldığını, bununla birlikte davalıların sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Iğdır 1. Noterliğince azil edildiğini, 20.000 TL ticari tazminat ile aracın aynen ve ya bedelinin tahsili için dava açıldığını, mahkemece araca tedbir konulduğunu, dosya bilirkişi gönderilme aşamasında mahkemece noter satış vekaletine, araç kayıtlarına, vekalet azil belgesine, delillere, tarafların ticari arac satım sözleşmesine, araç kayıtları ile noter belgelerine, usul ve kanuna aykırı ret kararı verildiğini, bu bakımında özetlenen somut olay ve yasal nedenlerle ticari dava konusunda dava hakimi ile tartışmalardan kaynaklanan yasal talep ve tartışmaların olumsuz etkileri ile verilen, ticari olayın vasıflandırılması, davanın ticarilik vasfı konusunda yasal hata ve yanılgılı ile karar verildiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici araç satım sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Davacı vekili, davalıdan 08/10/2016 tarihli araç satış sözleşmesi uyarınca 40.000,00 TL bedelle araç satın alındığını, aracın devrinin ödemeler bittikten sonra yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca davacı aracının teslim edildiğini, ödemelerin yapıldığını, ancak davalının araç devrini yapmadığını, aracın başka bir alacaklı tarafından icra dosyasından haciz konularak geri alındığını belirterek ödediği bedelin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile aralarında araç satımına ilişkin hukuki bir ilişki bulunmadığından bahisle davanın reddini istemiştir....
Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, araç satışının 2001 yılında, idari para cezasının ise 2003 tarihinde kesildiğini, oysa davacının beyanlarına göre davacı kooperatifin ödemesinin 2007 yılında gerçekleştiğini, davanın öncelikle bu nedenle reddi gerektiğini, araç satışının usulüne uygun olarak ilan yolu ile yapıldığını ve satım yapılan kooperatif başkanına vekaletname verildiğini, ancak vekalet verilen kişinin vekalet görevini yerine getirmediğini, olayda müvekkilinin kusuru olmadığını, aracın halen davacı adına kayıtlı olduğunu, satılıp zararın bu şekilde karşılanabileceğini, idari para cezasına konu olan akaryakıt istasyonunun daha önceki dönemlerde kurulup faaliyete geçtiğini, sorumluluğun eski yönetime ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, davalı ... cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanında, davayı kabul etmediğini, akaryakıt istasyonunun eski yönetim denetiminde kurulduğunu, çiftçilere yardım amacı taşıdığını, şahsi bir kazancının olmadığını ifade etmiş,...
KARAR Davacı, 2 el oto alım-satım işi ile uğraştığını, davalı ...’a 1998 model arazi taşıtını 09.06.2008 tarihinde sattığını, davalıda 13.500 TL alacağı bulunduğunu, davalının isteği üzerine aracın satışı için diğer davalılara vekaletname verdiğini, ödemenin kendisine yapılmadığını, araştırdığında aracın davalı ... tarafından diğer davalı ...’a satışının yapıldığını, daha sonra da 3.bir şahısa satışının yapıldığını öğrendiğini belirterek 13.500 TL nin davalılardan tahsilini istemiştir. Davalı ..., akti ilişkiyi doğrulayarak, davacıya 13.500 TL borçlanarak aracı aldığını, aracın devrine ilişkin işlemler uzadığı için akrabaları olan annesi ve ablası adına vekaletname çıkartılmasını istediğini, aracın hasarlı olduğu için 7.000 TL teklif ettiğini ancak davacının kabul etmediğini, ardından faize nin aracı Şafak isimli kişiye sattığını, araç üzerindeki ayıp oranında alacağın indirilmesini talep ettiğini belirterek davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporlarına karşı davalı vekilince itiraz edilerek, tazminat hesabı yapılırken nakliye hizmetinden elde edilen kazancın nazara alınması gerektiği, oysa bilirkişi raporunda esas alınan söz konusu cironun büyük bir kısmını araç satışının oluşturduğu savunulmuştur....