Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... ...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında, borçlu ile davalı kayınpederi...arasında gerçekleştirilen satışta bedel farkının tek başına iptal nedeni olmayacağı ve araç satışının da davalı ...’nin ihtiyacından dolayı alındığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği, taşınmaz satışının borçlu ile kayınpeder arasında yapılmış olmasından dolayı hem İİK'nin 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayılmış olması hem de davalı ...’in borçlu olan damadı ...’un alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini...

    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporlarına karşı davalı vekilince itiraz edilerek, tazminat hesabı yapılırken nakliye hizmetinden elde edilen kazancın nazara alınması gerektiği, oysa bilirkişi raporunda esas alınan söz konusu cironun büyük bir kısmını araç satışının oluşturduğu savunulmuştur....

      Somut olayda; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 20/d maddesine göre noterde resmi biçimde düzenlenmiş bir araç satış sözleşmesi bulunmamaktadır. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; aracın davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. 197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunun 3. maddesi gereği verginin mükellefi, adına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişilerdir. Araç resmi şekilde satılmadığına göre vergi borcu araç malikine aittir. Davacı kendine ait vergi borcunu ödediğinden, yaptığı bu ödemeyi davalılardan isteyemez. Ancak cezaların şahsiliği prensibi gereği dava konusu araç kimin zilyetliğinde iken trafik suçu gerçekleşmiş ise verilen trafik cezalarından da o kişi sorumlu olacaktır....

      Davacı tanığı ... beyanında; "Davacı ... ortağım olmaktadır, beraber araç alır satarız, Davalı .... Turizm yetkilisi olan .......

        Davaya konu bononun davacı ile dava dışı ... arasındaki araç alım satım sözleşmesi karşılığı verildiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Harici satış sözleşmesinde belirtilen aracın satışının davacı adına yapılmadığı kayıtlardan anlaşılmaktadır. Karayolları Trafik Kanunu'nun 20. maddesine göre araç satış sözleşmesinin resmi şekilde noterlikçe yapılması gerekmektedir, bu şekilde yapılmayan harici araç alım satım sözleşmeleri geçersiz olup herkes aldığını geri vermekle yükümlüdür. Ayrıca söz konusu aracın da davacı adına satış ve tescili yapılmadığından dava konusu bono bedelsiz kalmıştır. Davaya konu bonoda davacı keşideci, davalı ise yetkili hamildir. Davalı bonoda 3. kişi durumunda olup, TTK'nın 687. maddesi uyarınca bedelsizlik iddiasının davalıya karşı ileri sürülebilmesi için davalının bononun bedelsiz olduğunu bilerek bonoyu iktisap ettiğinin ispatı gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 04/06/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, harici araç satışının sahte vekaletnameyle yapılması nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir....

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçelerinde; müvekkilinin davalıya ait aracı dava dışı 3. kişiden satın aldığını, davalının aracının iradesi dışında çıktığını ileri sürerek Cumhuriyet Savcılığına yaptığı şikayet üzerine aracın davacının elinden alındığını, dava dışı 3. kişinin davalıdan olan haklarını davacıya devrettiğini belirterek; araç bedeli olarak ödenen 3.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ile dava dışı 3. kişi arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin senet bedelini dava dışı 3. kişiden tahsil etmediğini, davacının araç bedeli olarak dava dışı 3. kişiye bir ödemesi var ise alacak davasını bu kişiye karşı açması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; yapılan devirlerin geçerli olduğu, sözleşmenin feshedildiği gerekçesi ile araç bedelinin iadesine karar verilmek suretiyle...

              -YTL. verilerek ödendiğini, ... plakalı aracın noterden satın alınması sırasında, ...’e ... plakalı aracı istediği kişiye satması için de vekaletname verdiğini, ancak satın alınan aracın trafiğe tescili sırasında çalıntı araç olduğunun anlaşılıp, araca el konulduğunu, aynı gün ...’i vekaletten azlettiğini ve fakat ... plakalı aracın ... tarafından davalı ...’a satıldığının ve aracın halen bu kişinin elinde olduğunun öğrenildiğini, böylelikle davalıların birlikte davacıyı dolandırdıklarını belirterek, davacının davalı ...’e verdiği vekaletnamenin ve buna bağlı olarak ...’in davalı ... arasındaki noter satışının iptaline, ... plakalı aracın davacıya iadesi ve teslimine, aracın davacıya teslim edilmemesi halinde 25.000.00.-YTL. maddi zararı ile 5.000.00.-YTL. manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın haciz tarihinden önce noterde düzenlenen sözleşme ile satın alındığı, mülkiyetin üçüncü kişiye geçtiği, davacının eşi Kemal Uslu’nun 12.11.12007’de borçludan bir taşınmaz satın almasının araç satışının muvazaalı yapıldığını kanıtlamak için elverişli olmadığı“ gerekçesi ile istihkak davasının kabulü ile tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş; Dairemize ait 27.05.2010 gün, 7109–4852 sayılı ilam ile dava konusu araç ile ilgili satış sözleşmesinde borçlu vekili sıfatı ile hareket eden kişinin üçüncü kişinin eşi olduğu, araç satış bedelinin ödendiğinin iddia edildiği, ancak bununla ilgili sunulan delillerin birbiri ile çelişki içerisinde olduğu, üçüncü kişinin eşi ile borçlu arasında satıştan da önce süregelen bir ticari ilişkinin bulunduğu, davacının bu nedenle borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilebilecek durumda olduğu, İİK’nun 280. maddesi hükmüne göre tasarrufun iptali davasının kabulü ile istihkak iddiasının reddi...

                  nin davalıdan daha önce ağır hasar görerek pert olarak sigortadan terkin edilen dava konusu aracı aldığı, bu satış sırasında ikinci el araç alırken göstermesi gereken asgari özeni göstermeden aracın yetkili servis kayıtlarını incelemeden aracı satın aldığı, bu hali ile hasara sebebiyet vermeyen ve önceki malik elinde iken hasar gören aracı davacıya satan davalıya kusur atfı mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ile davalı arasında düzenlenen 24.05.2012 tarihli araç satış sözleşmesi ile, davacıya ... plaka sayılı, 2007 model ... ... marka ... şasi ve ... motor nolu aracın satışının yapıldığı görülmekte olup, davacı da bu satış sözleşmesine konu aracın ayıplı olduğunu iddia ederek eldeki davayı açmıştır. Sigorta ... ve ... Merkezinin mahkemeye yazdığı 15.04.2014 tarihli yazıda; ...plaka ve ... şasi numarasına ait ağır hasar ...si (...)...

                    UYAP Entegrasyonu