- K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketten 13.03.2013 tarihinde 78.507,50 TL bedelle 2013 model araç satın alındığını, aracın teslim alınmasından bir gün sonra yapılan ölçümde boya kalınlığının 130-230 mikron aralığında çıktığını, normal değerlerinin 110 mikron olduğunu, davalı şirkete durumun bildirildiğini, davalı şirketin boya kalınlığının Alman Otomobil Üreticileri standartlarına uygun olduğunu bildirdiğini, aracın Türkiye'de bu şekilde ikinci el olarak satışının zor olacağını ileri sürerek, ayıpsız olanı ile aynen değiştirilmesini, aksi halde satış bedelinden indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, araçta üretimden kaynaklı kusur bulunmadığını, davacının taleplerinin yasal koşullarının oluşmadığını, davacının araçtan faydalanmaya devam ettiğini, boya kalınlık değerlerinin üreticinin verdiği değerlere uygun olduğunu, araçta ayıbın bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl aleyhine 03/10/2011 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ..., ..., ... vekili ile ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davalı ... Arı'nın temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davalılar ..., ... ve ...'ın temyizlerinden 03/01/2014 tarihli dilekçe ile feragat ettiklerinden temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmiştir 2-Davalı ...'nın temyizine gelince; dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aracını davalı ...'...
KARAR Davacılar, davalı ile aralarındaki araç alım satımına ilişkin hukuki ilişki nedeniyle, davacı Hilmi ile davalı arasında 17.11.2004 tarihli protokol düzenlendiğini, bu protokolde aracın satışının noterden davalı tarafından yapılması üzerine, davalıya teslim edilen 5 adet senedin hükümsüz kalacağının ve iade edileceğinin düzenlendiğini, davacı Hilmi'nin davalıya aracın satışı için vekalet vermesine ve davalının dava konusu aracı teslim alarak başkasına satmasına rağmen, davalının almış olduğu senetleri iade etmeyip, icra takibine koyduğunu ileri sürerek, senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve haksız icra takibi nedeniyle davalının %40 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/05/2011 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tesbiti ve tescili istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı, sadece araç maliki olduğu için satışta yer aldığını, aslında aracın dava dışı ... isimli kişiye haricen sattığını ve davacıya da bu kişinin satışının gerçekleştirdiğini, ...'un aracın hasarlı olduğunu bildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 194 ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece, davacının davaya konu aracın kaza kaydını bildiği halde aracı satın aldığından davacının uğramış olduğu zararları giderme yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın pert olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır....
Tüketici Finansmanı A.Ş.’ye yapılan kredi başvurusunun, tüketiciye gerçekte satılan ve telsim edilen araç bilgileri ile değil, tüketicinin satın aldığı aracın fiyatını karşılayabilecek ve daha fazla bir miktar oluşturabilecek üst modelde bir araç bilgileri ile yapıldığı ve gerçekte satılan araca değil, satılmış gibi gösterilen üst modeldeki araç bilgilerine göre kredi kullanılarak tüketiciden hiç peşin para almadan ya da çok az peşin para alınarak araç satışının sağlandığı, tüketicilere satılan araç için kredi kullanmak üzere, ......
GEREKÇE: Davanın, araç satış sözleşmesinden kaynaklanan gizli ayıp nedeniyle aracın çekici masrafı, tamirat, işçilik, parça değişim vs. masrafları, aracın arızalı olduğu dönemde iş yerinde kullanılamaması nedeniyle uğranılan zarar, araç tamir gideri ve faturalandırılmayan gider olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle şimdilik 100,00-TL olarak HMK 109. madde gereğince kısmi dava şeklinde açıldığı, taraflar arasında 29/06/2021 tarihli araç satım sözleşmesinin düzenlendiği ve bu kapsamda davaya konu ... plaka sayılı (Eski Plaka: ...) sayılı aracın satışının yapıldığı, aracın davalı tarafça davacıya teslim edildiği, davacı tarafın da araç satış bedelini ödediği hususlarında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın; satış anında araçta şanzıman ve diğer hususlar bakımından gizli ayıp olup olmadığı, satış anında araçta varsa mevcut arızaların davacı tarafça bilinip bilinmediği, davacı tarafça araç için çekici masrafı, tamirat, işçilik, parça değişim vs. masrafları yapılıp yapılmadığı,...
Sayılı dosyasının incelenmesinde , davacının 21/06/2019 tarihli talebi ile bütün araç ve gayrimenkullerin satışının talep edildiği, 30/07/2019 tarihli talebi ile 34 XX 433 aracın satışının, 34 XX 369 ve 34 XX 614 plakalı araçların kıymet takdirinin yapılmasının talep edildiği, 16/10/2019 tarihli talebi ile 34 XX 614- 34 XX 322- 34 XX 526 plakalı araçlarının satışının talep edildiği, 11/02/2020 tarihli talebi ile 34 XX 369 plakalı aracın satışının talep edildiği, ancak davacı tarafından talepleri ile birlikte satış avansının yatırılmadığı anlaşılarak ihale tarihinden önce satışı yapılan menkul mallar hakkında kendi dosyasından geçerli bir satış istemi bulunmadığı anlaşılarak davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir....
İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davalı idarece taşıt satışı ihalesine çıkılmakla birlikte, öncesi süreçte bu taşıtların hurdaya ayrılmasına ilişkin herhangi bir işlem tesis edilmediği, muayene ve kontrol raporlarında anılan araçların "hurda" niteliğinde olduklarına dair kayda rastlanılmadığı, nitekim ihaleye katılan isteklilerin taşıtları kullanıma yönelik satın alma iradelerini ortaya koydukları ve muhtelif makine, araç ve ekipmanın ihale yoluyla satışının gerçekleştirildiği, bu doğrultuda önemli bir ekonomik değer sağlandığı, tüm bu sebeplerle de hurda niteliğinde olmayan taşıtların davacı şirkete satış suretiyle devredilemeyeceği anlaşıldığından, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan tüketici kredisi kullanarak araç satın aldığını, kredi borçlarını düzenli bir şekilde ödediğini, müvekkilinin satın aldığı aracın trafik kazasında hasarlandığını, araç sigortasından dolayı şahsına ödenecek 4.882,00 TL'lik hasar bedelinin rehin alacaklısı bankaya ödeneceğinin söylendiğini, araçta oluşan hasarın giderilmesine ilişkin 4.882,00 TL. servis ücretinin müvekkili tarafından servise ödendiğini, Sigorta Şirketi tarafından davalı bankaya ödenen paranın kredi taksitlerine mahsup edilmesi gerekirken davalı bankanın bunu dikkate almadığını, müvekkili hakkında icra takibi yaptığını, rehne dayalı takip nedeniyle aracının satışının gerçekleştiğini, icra dosyasındaki tebligatların usule uygun olmadığını, iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile lehlerine tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiştir....