ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2014 NUMARASI : 2012/393-2014/374 Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; davacı ile davalı şirket arasında 12.01.2005 tarihli araç alım-satım sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince ... plakalı, 1991 model, ... marka aracın alım satımı konusunda tarafların anlaştıklarını, araç bedeli olan 5.000,00 TL'yi davacının davalı şirket yetkilisine ödediğini, aracın satışının yapılmadığını, araç bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 25 oranında icra-inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2012/8142 sayılı dosyası üzerinden satışının yapıldığını, satış parasından yediemin ücreti düşüldükten sonra kalanının müvekkiline ödendiğini, davalının yediemin olmayıp otopark işleticisi olduğunu, aksi düşünülse bile davalıya yediemin ücreti olarak ödenen tutarın Adalet Bakanlığı tebliğinde belirtilen tutardan fazla olduğunu ileri sürerek, sıra cetveline yönelik itirazın kabulü ile aracın satış bedelinden MTV ve İİK 138 maddesi uyarınca yapılması gereken kesintiler düşüldükten sonra bakiye bedelin tamamının müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ... Trafik Vakfı bünyesinde kurulmuş bir anonim şirket olduğu ve otopark işletmeciliği faaliyetini yürüttüğünü, UKOME kararı gereğince trafik ekiplerince yakalanan hacizli araçların müvekkiline ait otoparklarda yediemin olarak muhafaza edildiğini, aracın satışının yapıldığı dosyada da aracın yediemin olarak muhafaza edildiğinin ifade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/01/2016 tarih ve 2016/166-2016/53 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; müvekkili şirketin aydınlatma ürün ve hizmetlerinde dünyanın en büyük üreticilerinden biri haline geldiğini, müvekkili şirkete ait olan ve Avrupa Tasarım Tescil Belgesine sahip “araç arka lambaları” tasarımının davalı şirket tarafından üretilip satışının yapıldığını, bu durumun haksız rekabet teşkil ettiğini ve müvekkilinin maddi- manevi zarara uğradığını ileri sürerek haksız rekabetin tespitine ve men’ine, davalı şirket tarafından üretilen ürünlerin toplatılmasına, her türlü ilan, reklam ve tanıtım yapmasının engellenmesine, fazlaya dair hakları...
Mahkemece; dosya borcunun ihtirazı kayıt beyan edilmeden haricen ödendiği, davalının icra dosyasındaki alacağını tahsil ettiğini, başkaca bir alacağı kalmadığını ibraname başlıklı belge ile beyan ederek borçluyu ibra ettiği halde icra takibine devam edilmesi, hacizli araç üzerindeki haczin sürdürülmesinin davalı alacaklının kusuru olduğu, davacı tarafın açmış olduğu ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen menfi tespit davası ile takibin 14/08/2007 tarihinden sonra sürdürülmesinin ve aracın satışının yapılmasının haklı bir dayanağı olmadığını gösterdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline hükmedilmesinin talep edildiği, mahkemece manevi tazminat yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedildiği halde, maddi tazminat yönünden faize hükmedilmediği anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesince, ihtiyaç nedeniyle kullanım amaçlı olarak yapılan ikinci el araç satışının geçerli olduğu belirtilerek, uyuşmazlığın 4077 Sayılı Kanun kapsamına girdiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Ankara 6. Tüketici Mahkemesi ise, satışın ikinci el olması, satıcının profesyonel satıcı niteliğine sahip olmayışı ve satışın aracın garanti süresinin bitiminden sonra yapılmış olması gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....
tarafından yapılan bu devirler hileli ve mal kaçırmaya yönelik tasarruflar olup İİK 278 vd maddeleri gereğince iptali gerektiğini beyan ederek ivazsız bağışlama niteliğinde olan araç satışının iptali ile cebri icra yetkisinin tarafına verilmesine, dava açılmadan önce aracın üçüncü kişileri satılmış olması halinde kasko değeri üzerinden davanın bedel davası olarak devamına, davalı T4 adına kayıtlı 34 XX 214 plakalı aracın trafik kayıtlarına tedbiren satılamaz devredilemez şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Aracın işleteni ve araç için ZMMS yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir" hükmü düzenlenmiştir. Davalı Mustafa vekili cevap dilekçesinde müvekkilinin kazaya karışan adına kayıtlı aracın olaydan önce 23.01.2007 tarihinde B... marka araçların yetkili satıcısı olan dava dışı A... Tur. Sey. ve Oto. İşi. A.Ş firmaya satıp teslim ettiğini satış bedelinin peşinat kabul edilerek aynı firmadan B... marka araç satın aldığını firmanın takas olarak aldığı 2. el aracı satmak için müvekkilinden aynı gün vekaletname aldığını, firmanın aracı 3.kişiye sattığı halde resmi noter satışının olay tarihinden sonra 03.09.2007 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin işleten sıfatı ve sorumluluğunun bulunmadığını bildirmiş duruşmalarda dinlenen davalı tanıkları da davalı vekilinin savunmasını doğrulamışlardır. Dava ihbar olunan A... Tur. Sey ve Oto. İşi....
Davalı vekili; müvekkiline araç alımı için müracaat eden dava dışı 3. şahıs ....'nin davacı bankaya yönlendirilip kredi açıldığı, kredi miktarının havale edilmesi ile 22/04/2008 tarihinde araç satışının gerçekleştiğini, satış faturasının üzerine rehinlidir şerhi düşülerek üzerilerine düşen özeni gösterdiklerini, aracın tescilinde rehnin kayda geçmemesinden sorumlu olmayacaklarını, ayrıca davacı bankaya 17/04/2011tarihli kredilendirme talimatı ve erken ödeme için genel garanti taahhütnamesi verilmediğini, sunulan belgelerde imzaların müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, imza incelemesi yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Şti.tarafından bir miktar ödeme yapıldığını, bakiyesi için bir takım çekler verdiğini, ayrıca kamyon üzerine de rehin konulduğunu, aracın noter satışının gerçekleştirildiğini, vincin araca monte edildiğini ve ve-mobil vincin araç üstü kullanılabilmesi için- aracın vizeden geçmesi ve ruhsat kaydına işlenmesi gerektiğini, bu işlemleri yapması için vincin monte edilen araç ... şirketi sorumlusuna teslim edildiğini, ancak ... Ltd. Şti.'nin yetkililerine bir daha ulaşılamadığını, davalı ... Ltd. Şti.'nin haksız ve kötüniyetli zilyed olduğunu, davalı ... Ltd. Şti.'nin de haksız ve kötüniyetli olarak ondan mal iktisap eden kişi konumunda olduğunu, dır. TMK 988 ve 989 md.'lerinin bu hususları düzenlediğini, kanunun kötüniyetli kişiden kötüniyetli iktisabı da korumayacağından bahisle; Davaya konu vincin mülkiyetinin müvekkiline aidiyetinin tespiti ve teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 39.maddesinde hurdaya çıkarılan araçlar konusu düzenlenerek, hurdaya ayrılan taşıtların onarımla yenilenseler bile tescil edilemeyecekleri hüküm altına alınmış, aynı Yönetmeliğin olaya ilişkin olan ve “Araçların Trafikten Çekilmesi ve Trafikten Çekilen Araçların Yeniden Trafiğe Çıkarılmaları” ana başlığı altındaki 41.maddesinin “Sahiplerince trafikten çekilmek istenen araçlar hakkında aşağıdaki usul ve esaslar uygulanır;” 1.alt başlıklı (c) bendinde, “Araç tescil belgesinin ilgili bölümüne “trafikten çekilerek tescili silinmiştir” kaydı konulur ve belge araç sahibine iade edilir, motorlu araç trafik belgesi ve tescil plakası geri alınarak iptal edilir.”, (ç) bendinde ise,“ Trafikten çekme işlemi tamamlanan aracın tescili silineceğine” yer verilmiştir. Yönetmeliğin 41.maddesinin 2.alt başlığında da trafikten çekilen araçların gerekli usul ve işlemler yerine getirildikten sonra yeniden trafiğe çıkabilecekleri öngörülmüştür....