Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı cevabında, ikametgahının bulunduğu Edirne Hukuk Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davacının ödemesi gereken 5.000 TL.nin ödenmemesi nedeniyle aracın satışının gerçekleşmediğini, davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, araç satış sözleşmeleri resmi şekle tabi olup noterler tarafından yapılması gerektiği, geçersiz bir sözleşmeye dayanarak verilen paranın iadesi gerektiği, taraflar arasında hukuken geçersiz bir araç satış sözleşmesi yapıldığı, davacının davalıyı temerrüde düşürmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, faiz talebinin reddine, davalının asıl alacağın % 40’ı olan 2.077.00 TL.icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Mahkemece, aracın satışının yakın akrabalar arasında yapıldığı gerekçesi ile davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... aleyhindeki davanın ise husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının söz konusu araç üzerine davalı 4. kişi ...’ın rehninden önce haciz koydurduğunun ve alacağını öncelikle tahsil imkanının bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 451,20 TL fazla alınan temyiz peşin harcının davacıya geri verilmesine 18/03/2013 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi....

      -KARAR- Davacı vekili, davalının müvekkiline 100.000 TL nakit para verdiği iddiası ile müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini, oysa davalının müvekkiline nakit para vermediği gibi taraflar arasında ticari ilişki de bulunmadığını, tarafların araç satışı için anlaştığını, müvekkilinin, davalının birlikte çalıştığı avukatlarına 20.09.2006 tarihli vekaletname verdiğini, ancak davalının vazgeçmesi nedeniyle araç satışının gerçekleşmediğini ileri sürerek, müvekkilinin icra dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kendisinin verdiği 20.09.2006 tarihli vekaletnamede borcun sebebini ve miktarını açıklayıp, borcu kabul ettiğini belirterek, davanın reddi ile % 20 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....

        - K A R A R - Davacılar vekili, davalıdan haricen satın alınan motorlu araç karşılığında takip konusu bononun müvekkilleri tarafından davalıya verildiğini, ancak aracın resmi satışının davalı tarafından 3. kişiye yapılması nedeniyle bononun bedelsiz kaldığını belirterek, müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının BK'nun 23. v. d. maddelerine dayandığının anlaşıldığını belirterek bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacıların iyiniyetli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Blok Tuğla ve Kiremit Sanayi Ticaret A.Ş. adında bir şirketin daha bulunduğunu, davalı yönetimin şirketin gelir kaynak ve malvarlığını bu ikinci şirkete aktardığını, 9 adet araç ve iş makinesinin, 2.000.000 adet tuğla/bacanın satışının hükümsüzlüğü ile anılan malların şirkete iadesine, bunun mümkün olmaması halinde araç/iş makinesi için 457.500,00 TL'nin, 2.000.000 adet tuğla ve diğer mamüller için 357.413,47 TL'nin davalılardan alınarak şirkete verilmesine, yine 6.000.000 adet tuğlanın gerçek değerinden satıldığı halde düşük fiyattan satılmış gibi gösterilip şirkete verdikleri zararın karşılığı olarak 290.170,00 TL'nin şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacılarla doğrudan bir ilişki içine girmeyen ......

            Davalı, davacıya 1997 değil 1994 model araç sattığını, üzerine rehin konduğunu, ancak davacı başka bir araç satın alıp bu aracı haricen sattığı için rehni kaldırmak istediğini, davacının akrabası ile sözleşme yapılıp rehnin kaldırılıp bu şahsın aracının üzerine rehin konduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, harici araç sözleşmesi geçersiz ise de davacının senetlerdeki malen kaydına göre teslim aldığı aracı kendi kusuru ile iade edemediğine dayanılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan haricen satın aldığı 1997 model aracın elinden alındığını bildirerek ödediği bedelin iadesi talebiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ise sattığı aracın 1994 model olduğunu ve bunun geri alınmayıp davacı tarafça 3. şahsa satışının yapıldığını savunmuştur. Davacı davalının bu iddiasını kabul etmemiştir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç tescili-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkiline araç satın almasında yardımcı olduğunu, araç bedelinin müvekkili tarafından araç sahibine ödendiğini, davalının sahte ruhsat fotokopisi ve kasko poliçesi getirerek müvekkilini aracın kendisine intikal ettiğine inandırdığını, satın alınan aracın kiraya verilmesinden elde edilecek gelirin davalı ile eşit olarak paylaşılacağını, ancak müvekkiline kar payı verilmediğinde müvekkilinin aracı satmak istediğinde aracın davalı adına kayıtlı olduğunu öğrendiğini belirterek aracın müvekkili adına tescilini mümkün olmaması durumunda müvekkilinin araç bedeli olarak ödediği 54.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep...

                Davalı alacaklı vekili davacı ile borçlu arasında akrabalık ilişkisi bulunduğunu, noter satışının ihtiyati haciz tarihinden sonra olduğunu, satışın muvazaaya dayandığını savunarak davanın reddini istemi, karşı davasında da aracın satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, noter satışının haciz tarihinden önce olduğu gerekçesiyle istihkak davasının kabulü ile dava konusu araç üzerindeki haczin kaldırılmasına, tasarrufun iptaline yönelik karşı davanın istihkak davası içinde görülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı alacaklı vekili ile vekalet ücretine yönelik olarak davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir. 1-Davalı alacaklı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede; Dava 3.kişinin İİK.nun 96 vd. maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklının İİK.nun 97/17.maddesine dayalı karşılık dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasına ilişkindir....

                  Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu araç satışı ile ilgili davacının şikayeti üzerine Bakırköy CBS.nin 2014/64716 soruşturma nolu dosyası ile başlatılan soruşturma sonucunun bekletici mesele yapılmasını, bu davada araç satış anlaşmasının Kadir ve Ömer isimli şahıslarla yapıldığını, davalı T3 Bağcılar Kemalpaşa mahallesinde bulunan Hatipoğlu Rentecar isimli işyerinde çay ve temizlik işleri, araç yıkama işlerinde çalışan bir işçi olduğunu, patronunun talimatı üzerine 34 XX 630 plakalı aracı üzerine devir aldığını, kendisine araç bedelinin ödendiğinin söylendiğini, davalının Özbekistan doğumlu olup, Türkçe okuma yazmasının dahi bulunmadığını, Türk yasalarını bilmediği için patronu Hayati Çelik'in talimatı ile davacı ve arkadaşı Derya ile birlikte notere gittiklerini, ilk gün sistemlerinin bozulması nedeni ile işlem yapamadıklarını, ertesi gün tekrar notere gidip aracı üzerine devir aldığını, noterin davacıya araç bedelini aldın mı diye 3 kere sorduğunu, davacının da...

                  Makine mühendisi bilirkişinin 28/03/2021 tarihli 7 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; dava konusu 2009 model ... marka aracın tam hasarlı olduğunun hem taraflarca hemde sigorta eksperi ve tarafınca değerlendirildiğini, normal şartlarda Sigorta Tazminatı ödemesi yapıldığında araç sahibinin yeni araç alabileceğini, dolayısıyla bu geçen sürede araç sahibinin mahrumiyet yaşayacağını, Sigorta Tazminatı ödemesinin süresinin ne kadar olduğunun uzmanlık alanı dışında olduğundan belirlenemediğini, kaza tarihindeki günlük araç mahrumiyeti bedelinin (kendi aracını kullanmış olması halinde yakacağı yakıt, amortisman payı vs. gibi zorunlu giderleri mahsup edilerek) 300 TL olacağı belirlendiğini, mahkemece belirlenecek Sigorta Tazminatı ödemesi süresi ile bu günlük araç mahrumiyeti bedelinin çarpılmasıyla toplam araç mahrumiyeti bedelinin hesaplanmasının uygun olacağını, ayrıca dava dosyasına sonradan sunulan araçla ilgili olarak daha önceki hasar dosyaları incelendiğinde, kök raporunda belirlenen...

                    UYAP Entegrasyonu