Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinde yapılan satış akdinin hükümsüz olduğunu, bu nedenlerle Sandıklı Noterliğinin 31/03/2010 tarih ve 02643 sayılı araç satış sözleşmesi ile Afyonkarahisar 1. Noterliğinin 13/04/2010 tarih ve 06264 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesinin ayrı ayrı iptaline, Renault Marka 2009 Model Symbol tipli K7J700R414203 motor numaralı, VF1LBNKS541441285 şasi numaralı aracın mülkiyetinin T1’na ait olduğunun tesbitine ve aracın müvekkiline teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu aracın müvekkiline Sandıklı Noterliğinden satış yapıldığını, esasa ilişkin olarakta müvekkilinin iyi niyetli olarak aracı Noterden satın aldığını, iyi niyetle mal edinen üçüncü şahısların edinimlerinin korunmasının yasal zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, oto satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu, davalı aracın mülkiyetini davacıya devretmediği halde oto satış sözleşmesinin eki olan senedi haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine konu yaptığı gerekçeleri ile davanın kabulüne, icra takibine konu ....750.00 TL. bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 29.07.2011 tarihli harici araç satış sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmeye göre araç bedelinin takip ve dava konusu senetle ödenmesinin kararlaştırıldığı, bu sözleşme altındaki matbu bononun doldurulmuş olduğu, davalı alacaklının bu bonoya dayalı olarak takip yaptığı dosya içeriği ile sabittir....

    TEMYİZ 1.Direnme kararı süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 2.Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2022 tarihli ve 2021/538 Esas, 2022/1739 Karar sayılı kararıyla; davalı noterdeki satış sözleşmesiyle sicilde malik olarak gözüken kişiden aracı satın aldığını ve iyi niyetli olduğunu savunmuş ise de; ilk satış sözleşmesinin satıcı davacının iradesi hile ile sakatlanmış olduğundan geçersiz olduğu ve bu satışta alıcı olan kişinin emin sıfatıyla zilyet olduğundan bahsedilemeyeceği, araç sicili yönünden kanun koyucunun öngördüğü bir sicildeki kayda güven koruması bulunmadığından geçersiz ilk satıştan sonraki devirlerin de davalıya hak bahşetmeyeceği, davalının aracı oto galeriden satın aldığı hususunu ispatlayamadığını, dolayısıyla somut olayda TMK’nın 989/2 nci maddesinin de uygulanamayacağını, bu sebeple davalının iyi niyetli olup olmaması hukuken değer taşımadığından dava dışı kişiler hakkındaki ceza yargılaması çerçevesinde iyi niyetin tartışılmasına da gerek bulunmadığı gerekçesiyle...

      Dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde taraflar sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahiptirler. Geçersiz sözleşmeler taraflarca hak ve borç tahmil etmeyeceği için, taraflar ancak verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilirler. Bu bağlamda alıcı taraf satıcıdan ancak ödediği bedelin iadesini isteyebilir. Aracın alıcıda kaldığı dönem için kullanma bedeli kira, ecrimisil adı altında talepte bulunulamaz. Satıcı taraf ise sadece aracın iadesini isteyebilir. Satış bedelinin satıcıda kaldığı süre için faiz istenemez. Somut olayda taraflar arasında araç satış sözleşmesi yapıldığı, dava konusu senetlerin ise satış sözleşmesi gereğince davalıya verildiği konusunda ihtilaf yoktur....

        Dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde taraflar sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahiptirler. Geçersiz sözleşmeler taraflarca hak ve borç tahmil etmeyeceği için, taraflar ancak verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilirler. Bu bağlamda alıcı taraf satıcıdan ancak ödediği bedelin iadesini isteyebilir. Aracın alıcıda kaldığı dönem için kullanma bedeli kira, ecrimisil adı altında talepte bulunulamaz. Satıcı taraf ise sadece aracın iadesini isteyebilir. Satış bedelinin satıcıda kaldığı süre için faiz istenemez. Somut olayda taraflar arasında araç satış sözleşmesi yapıldığı, dava konusu senetlerin ise satış sözleşmesi gereğince davalıya verildiği konusunda ihtilaf yoktur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç mülk tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı tarafın boşandığı eşinin ablası olduğunu, 2009 yılında ...model Uno marka otomobili 6.000,00 TL bedel karşılığında davalıdan haricen satın aldığını, davalıya güvendiğinden resmi devir işleminin yapılmadığını, bilahare kendisinin eşinden boşanması üzerine davalının aracı kendisine emaneten verdiği iddiasıyla şikayette bulunduğunu, .... Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davada verilen... Karar sayılı ilam sonucu beraat ettiğini ileri sürerek,dava konusu aracın kendisine ait olduğunun tespitine ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu aracı davacıya emaneten verdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... ile düzenlenen 15.01.2003 tarihli oto ön satış sözleşmesi gereğince kendisine ait 5.000.000.000.-TL. değerindeki aracı takas vererek ve üstüne de 4.000.000.000.-TL. ödeyerek (toplam 9.000.000.000.-TL.ye karşılık) ... plakalı aracı haricen satım ve teslim aldığını, sözleşmede alıcının en geç 3 ay içinde haricen satın alınan otonun devrini almakla yükümlü olduğunun kararlaştırıldığını, ancak aracın 22.12.2003 tarihli Noter Kati Satış Sözleşmesi ile resmi satışının verilebildiğini, otonun trafiğe tescili için müracaat edildiğinde araç üzerinde harici satım tarihinden kısa bir süre sonra hacizler olduğunun görüldüğünü, araç ruhsatında ve ön satım sözleşmesinde hacizlerin görünmediğini, bu suretle davalıların davacıya ayıplı mal satımının söz konusu olduğunu belirterek davalılara ödenen 9.000.000.000.-TL.nin 15.01.2003 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile tahsilline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            İSTİNAFA CEVAP : Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın hukuka aykırı istinaf talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, geçersiz araç satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle, taraflar arasında geçersiz araç satış sözleşmesi yapıldığı, aracın davalının zilyetliğinde iken kusuru ile çalındığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bilindiği üzere; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20/d bendi gereğince; tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri (...) araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir....

            dan araç takip cihazı ve araç takip sistemi satın alındığını, kampanya kapsamında ... ile 27.02.2013 tarihli taahhütname imzalandığını, araç takip cihazının montajı ve bu sistemlerin GSM alt yapısını kullanarak araç izleme merkezine irtibatlandırılması konusunda ...'nın çözüm ortağı olan diğer davalı ... San. Ve Tic Ltd....

              Mahkemece; satıma konu aracın niteliği gereği Ticaret Odası Başkanlığı nezdinde tutulan sicile tescilinin zorunlu olduğu gibi, aracın satış ve devir işlemlerinin noterler tarafından yapılması gerektiği, buna karşın dava konusu aracın Ticaret Odası Başkanlığında tutulan sicile kayıt ve tescil ettirilmediği, bu durumda haricen yapılan satış işleminin geçersiz olduğu ve davacının bu davayı açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 26.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu