Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, davacının sahibi olduğu 3.750 merekare alanlı 111 ada 2 ve 3 nolu parsellerden 2.000 metrekarelik kısmını noter satış vaadi sözlemesi ile kendisine sattığını ve teminat olarak dava konusu senedi verdiğini, ancak 2010 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalının bu yerin sadece 949 metrekarelik kısmını kendisi adına tescil ettirdiğini, 2.557 metrekarelik kısmını oğlu adına tescil ettirmek suretiyle sözlemeyi ihlal ettiğini, taşınmazın rayiç değerinin senet miktarından yüksek olduğunu, oluşan zarar nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

    2 tanık huzurunda ve tarafların serbest iradeleri ile imzalandığını, her ne kadar mahkeme, araç satış sözleşmesinin noterde yapılmadığından bahisle geçerli olmadığı yönünde hüküm kurarak savunmaları reddetmiş ise de her iki tarafın serbest iradeleri ile araç satışı konusunda anlaşmış ve araç bedelin bir kısmının nakden müvekkiline ödendiğini, dava konusu kaza meydana gelmemiş ve aracın kazaya karışmamış olması halinde noter satışının gerçekleşeceğini, müvekkilinin böyle bir kazanın meydana geleceğini öngöremediğini, mahkemece araç satış sözleşmesinin noter kanalıyla yapılması gerektiği belirtilmişse de taraflar arasındaki sözleşmenin noter huzurunda yapılacak araç satış sözleşmesinin ön sözleşmesi niteliğinde olduğunu, bu sebeple sözleşme geçerliliğini koruduğunu, diğer davalı Süleyman Çakır tarafından da dava aşamasında kazada kusurlu olduğu ve tazminatı ödemeyi kabul ettiği, aracın satın alındığının kabul edildiğini, ancak mahkemece hatalı yapılan yargılama ile taraflar arasında yapılan...

    Yine aynı kanunun 20/d bendi "Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir" hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi Yasa'nın 20/d bendinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin ancak noterler tarafından yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Ancak böyle bir satış ve devir işlemi araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişlidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bilirkişinin tespiti bu olmakla birlikte araç satış bedeline karşılık olmak üzere davalı tarafından düzenlenen ve aslı davacı vekili tarafından mahkeme kasasında saklanmak üzere teslim edilen bono incelendiğinde, bu bononun araç satış işlemi nedeniyle oluşan davalı borcunun ödenmesi amacıyla davacıya verildiği, 04/05/2017 tarihli araç satış sözleşmesinin 2.sayfasında bononun bütün unsurları belirtilmiş olup bu unsurların davacı tarafından dosyamıza teslim edilen bono ile tamamen uyuştuğu görülmüş, bono aslı halen davacının elinde olduğu için bono bedelinin ödenmediği, bu durumda araç devir sözleşmesi nedeniyle davalının üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacı tarafından düzenlenen ve 09/10/2020 tarihinde tebliğ edilen ihtara rağmen davalının araç satış bedelini helen de ödemediği gibi, aracı da davacıya iade etmediği için davacı yönünden araç satış sözleşmesinin iptali koşullarının gerçekleştiği, bedeli ödenmediği halde davalı adına trafikte tescili yapılan araçla...

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı taraf yemin deliline dayanmış ise de, davalının yemin etmesi durumunda noter sözleşmesinin aksinin ispat edilemeyeceği, davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı ve davacının kötüniyetli olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine, takip konusu alacağın %20'si oranında 10.200-TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, noter senedi ile sattığı araç ve römork bedelini tahsil etmediğini bildirerek takip başlatmış, takibe itiraz üzerine itirazın iptali davasını açmıştır. Davacı, noter sözleşmesine karşı iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamamış olup, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmıştır. Yemin kesin delil olarak kabul edilir. Somut olayda, davacının karşı tarafa, edimin ifa edilip edilmediği yönünde yemin teklif etme hakkı vardır....

            Mehmet Naci Edalı’nın satın aldığı araç için yaklaşık 13.000,00 TL harcama yaptıktan sonra aracı adına tescil etmek üzere Malatya Trafik Tescil Müdürlüğü’ne başvurduğu sırada Malatya Emniyet Müdürlüğü Hırsızlık Bürosu görevlilerince çalıntı olduğu iddiasıyla 04.05.2005 tarihinde araca el konulmuştur. Yerel mahkeme ile Özel Daire arasında davalı - karşı davacı ... ve alıcı M. Bakır Elçi tarafından imzalanan adi yazılı harici satış sözleşmesinin Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca üçüncü kişiye araç mülkiyetini nakle elverişli olmaması ve araç satış sözleşmesinin noterde düzenlenmesine ilişkin geçerlilik şartı olan şekil unsurunun gerçekleşmemesi nedeniyle, aracın M. Bakır Elçi'ye satışının hukuken geçersiz olduğu, ancak aracın ruhsatı ile birlikte güvene dayalı olarak kayıt malikinin elinden rızası ile çıktığı, gerek ...'in gerek ...'ın ve gerekse Mehmet Naci Edalı'nın kendini M....

              D A N I Ş T A Y SEKİZİNCİ DAİRE Esas No : 1996/3833 Karar No: 1999/4561 Temyiz İsteminde Bulunan : … Karşı Taraf : … İstemin Özeti : Trafikte, davacı şirket adına kayıtlı iken 18.6.1988 tarihli Noter Satış sözleşmesi ile ... 'a satışı yapılan … plaka no'lu özel otonun ... adına kayıt ve tescil edilmesi isteminin reddine ilişkin … Valiliği Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Müdürlüğünün … gün ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 37/c maddesi uyarınca Noter senedi ile araç satan veya devir alandan herhangi birinin ilgili tescil kuruluşuna müracaat ederek aracı adlarına tescil ve devir ettirebilecekleri gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının, gıyabi devrin mümkün olmadığı, ...'ın müracaatının bulunması gerektiği öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir....

                Mahkemece anılan bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; tescil isteğinin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, karşı dava ise mülkiyet hakkına dayanılarak açılan elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptal ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, ARAÇ MÜLKİYETİNİN TESPİTİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacılar, miras bırakanları Halil'in parkinson hastası olduğunu, olayları ve eylemleri değerlendirme yeteneğinden yoksun olduğu dönemde adına kayıtlı dava konusu taşınmazını ve aracını Ölünceye Kadar Bakım Akti ile satış suretiyle davalı kardeşine, öldüğü gün temlik ettiğini, muvazaalı ve mal kaçırma amacı ile yapılan işlem sonucu oluşan kayıtların iptali ile payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir. Yargılama aşamasında ise, davalı ...'nin çekişme konusu taşınır ve taşınmaz malı oğlu...'a devretmesi üzerine, ... aleyhine açtıkları dava eldeki dava dosyası ile birleştirilmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, ididaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

                    UYAP Entegrasyonu