Bilindiği üzere, trafik siciline kayıtlı araçların mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin geçerliliği 2918 sayılı Kanunun 20/d maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmalarına bağlıdır. Yerleşik içtihatlar da gözetildiğinde; noter tarafından yapılan resmi şekil şartına uygun olarak yapılan araç devir işlemleri aracın mülkiyetinin alıcıya geçmesi için gerekli ve yeterli olup ayrıca trafik tescil işlemlerinin yapılması ve ruhsat değişikliğinin gerçekleştirilmesi gerekmemektedir. (Yargıtay 17.H.D. Başkanlığı’nın 28/06/2010 tarih, 2010/5796E.-6034K. sayılı ilamı) Bu itibarla da somut uyuşmazlıkta toplanan deliller çerçevesinde dava konusu aracın önceki maliki olan ve ihlalli geçiş tarihi itibariyle malik konumunda olmadığı anlaşılan davalı aleyhine kaçak geçiş iddiasına dayalı olarak icra takibi başlatılması ve itirazının iptali isteminde bulunulması açıkça hukuki dayanaktan yoksundur. Açıklanan gerekçelerle; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece; noter satışı ile araç mülkiyetinin davacı 3.kişiye geçtiği ve noter satış tarihinden sonra araç üzerine haciz konulduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.882,85 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı alacaklıdan alınmasına 31.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (3.kişi) vekili, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu aleyhine Tatvan İcra Müdürlüğünün 2010/35 Esas sayılı dosyasından yapılan takipte, müvekkilinin haciz tarihinden önce noter satış sözleşmesi ile satın almış olduğu 49 E 1823 plakalı araç üzerine haciz konulduğunu ileri sürerek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı (alacaklı) vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; noter satışı ile araç mülkiyetinin davacı 3.kişiye geçtiği ve noter satış tarihinden sonra araç üzerine haciz konulduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/06/2014 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin iptali ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescilinin istenmesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/01/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, sözleşmenin iptali ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davalının davayı vekil ile takip ettiği; ancak vekilin usulüne uygun vekaletnamesinin dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafından Avukat ...'a verilen vekaletnamenin dava dosyasına eklenmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir....
Ancak davalı noter ve davalı sigorta şirketi hakkındaki açılan davaların birlikte görülmesi zorunlu olmakla,bütün talepler yönünden ihtilafın özel mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesince çözüme kavuşturulması gerekir. Bu nedenle davalı noterin görev yönünden istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davacı eldeki davada, rehin sözleşmesinin yapılması ve onaylanması sırasındaki işlemler nedeniyle değil, rehin sözleşmesinin noter tarafından trafik tescile bildirilmemesi ve bu sırada aracın dava dışı kişiye devri nedeniyle zarara uğradığını iddia etmektedir. Davalı noter ise ; sözleşmenin onaylanması ile noter işleminin tamamlandığını, rehin sözleşmesinin yapıldığı 02.12.2016 tarihi itibariyle noterin trafik tescile bildirim yükümlülüğünün bulunmadığını savunmaktadır....
Ancak davalı noter ve davalı sigorta şirketi hakkındaki açılan davaların birlikte görülmesi zorunlu olmakla,bütün talepler yönünden ihtilafın özel mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesince çözüme kavuşturulması gerekir. Bu nedenle davalı noterin görev yönünden istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davacı eldeki davada, rehin sözleşmesinin yapılması ve onaylanması sırasındaki işlemler nedeniyle değil, rehin sözleşmesinin noter tarafından trafik tescile bildirilmemesi ve bu sırada aracın dava dışı kişiye devri nedeniyle zarara uğradığını iddia etmektedir. Davalı noter ise ; sözleşmenin onaylanması ile noter işleminin tamamlandığını, rehin sözleşmesinin yapıldığı 02.12.2016 tarihi itibariyle noterin trafik tescile bildirim yükümlülüğünün bulunmadığını savunmaktadır....
, bu kapsamda aracın davacı tarafından kiraya verildiği için elinden rızası ile çıktığı, aracı satın alan davalının kendisini sahte kimlikle araç sahibi gibi tanıtan kişiyi tanıdığına dair dosya kapsamında delil bulunmadığından iyi niyetli kabul edileceği, ancak verilen sürede davacı tarafından davalının ödediği bedelin yatırılmadığı, bu nedenle araç kaydı ve tescil talebinin dinlenemeyeceği, davacının araç kiralama sözleşmesine göre aylık 400 TL üzerinden kira kaybını davalı alıcı Zeynep ve davalı noterden talep edebileceği gerekçesiyle; araç bedeli, sözleşme, araç kaydı iptali ve tescil taleplerinin reddine, kira alacağı talebinin kısmen kabulü ile 4.000 TL kira alacağının 17.12.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ve birleşen davada davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, Türkiye Noterler Birliği aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....
(I.Ulaş a.g.e sh.558) Sigorta sözleşmelerinin genel ve özel şartlarının içeriği ile pert olan araçların mülkiyetinin sigortacıya geçeceğine göre tescil kaydının terkin edilmesi halinde menkul mal hüviyetinde olacağı, kayıt terkin edilmez ise 2918 sayılı yasaya tabi olacağı ve sigortalının vereceği vekalet ile aracın devir ve tescilinin yapılacağı uygulamada ki birlik ile de anlaşılmaktadır. ( I.Ulaş a.g.e sh. 559) Bu bağlamda; a) Pert total için tescil kaydı terkin edilmeden tarfik kaydı sigortalı üzerinde iken b) Çalınma neticesinde ödenen riziko bedeli sonunda sigortalı adına kayıtlı olan trafik kaydı terkin edilmeden araçların satışı için ihalenin yapılarak. araç satışında veya hazırlık işlemleri ile satış için ön sözleşmeye esas teskil edecek şekilde sözleşmenin yapılması şekil şartına bağlı olması sebebiyle geçersiz olduğu gözardı edilmemesi gereken kırılma noktasıdır....
Sayılı 07/07/2016 Tarihli kararlarında vurgulanmıştır.Dairenin kararında "davacının araç mülkiyetinin tespiti davasını kazanabilmesi için davalının satış bedeli olarak ödediği bedelin davalıya iadesi gerektiği" hükme bağlanmıştır. Somut olayda dava konusu araç sahtede olsa kiralama yoluyla malikinin rızasıyla elden çıkmıştır.(Yargıtay 4.HD'nin 2009/2273 E-2009/4973 K. Sayılı 04/11/2009 Tarihli kararı) Bu durumda gerçek araç maliki dava dışı Neşat Efecik' in araç mülkiyetinin tespiti davasını kazanabilmesi için davacının satış bedeli olarak ödediği bedelin davacıya iadesi söz konusu olabilecektir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _ K A R A R _ Dava, miras payının devri sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, davaya dayanak miras payının devrine ilişkin noter satış sözleşmesinin kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden önce yapılmış olduğu tespiti üzerine hüküm kurulduğundan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....