Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ye araç satışı konusunda verilen vekaletname ile...Noterliği'nde 24.12.2009 tarihli araç satış sözleşmesi ile davalı adına araç satışının gerçekleştirildiği,ceza dosyasında davalının ve araç satışı konusunda vekalet alan ... ve ...'nün beyanlarından,kendisini ... olarak tanıtan şahıstan dava konusu aracı ... 14.000 TL bedelle anlaşarak satın aldıkları ve ... olarak tanıtan şahıstan ...Noterliği'nin 14.12.2009 tarihli araç satışı konusunda alınan vekaletname ile davalı ... adına araç satışının gerçekleştirildiği yönünde beyanlarının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı ..., kendi adına kayıtlı aracı,kendini ... olarak tanıtan bir şahsa kira sözleşmesi ile teslim etmiş,dolayısıyla araç,malikinin elinden rıza ile çıkmıştır. O halde emin sıfatı ile zilyetten araç iktisap eden davalı ...'nün iyiniyetli olup olmadıkları hususunun irdelenmesi gerekir....

    Dava, aracın davalıya satıldığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, kendi adına trafikte kayıtlı aracını uzun yıllar önce haricen davalıya sattığını, hatta satış için davalıya vekaletname verdiğini, halen davalının zilyet olduğunu belirterek, aracın davalıya satıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, aracı üçüncü kişilere satmak üzere kendisine verildiğini, zaten vekaletnameden de bunun anlaşıldığını, haricen de olsa satın almadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dosya kapsamından davanın ispatlandığı sonucuna varılarak dava konusu aracın davalıya satılıp zilyetliğinin devredildiğine karar vermiştir. Dosya içeriğinden; harici satış sözleşmesinin 2918 sayılı Kanun'un 20/d maddesi uyarınca araç mülkiyetini nakle elverişli olmadığı ve mülkiyet devrinin gerçekleşmediği anlaşılmaktadır....

      Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı Kanun’un 85. maddesinde araç işleteninin sorumluluğu düzenlenmiş, işletenin ve araç işleticisi teşebbüsün sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı belirtilmiş, aynı Yasanın 20/d maddesinde ise, motorlu araçların satış ve devirlerinin trafik tescil müdürlüklerinde veya noterliklerde yapılacağı öngörülmüş olup, ancak böyle bir satış ve devir işleminin araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişli olduğu açıklanmıştır. Anılan Yasa maddesinde belirtilen türden resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiğinin kabulü mümkün değildir. Somut olayda davalı ..., aracı 22.03.2013 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi ile ihbar olunan ...'...

        markalı araç, ...... Plakalı ..... Şase numaralı ...... Markalı Araç, ..... Plakalı ...... Şase numaralı ...... marka araç, ..... Plakalı ....... Şase Numaralı ....... markalı araç ....... Plakalı ...... Şase Numaralı ...... Marka araç taşınır taşınmazları 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu`nun 343. Maddesi gereğince ayni sermaye olarak şirkete konulacak olan bahse konu gayrimenkul için değer tespiti talebinde bulunma zorunluluğu doğduğunu, taşınmazın bilirkişiler marifetiyle değer tespitinin yaptırılmasını talep etmiştir. Dava, TTK 343. maddesine dayalı şirkete konulacak ayni sermayenin değerinin belirlenmesinden ibarettir. Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK 127 maddesi ticari şirketlere sermaye olarak konabilecek malvarlğı unsurların neler olduğunu düzenlemiştir. Buna göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça maddede sayılan unsurlar dışında başkaca bir unsurun sermaye olarak kabulü mümkün değildir....

          Bu mülkiyet karinesinin aksinin ispatı ancak yasanın belirlediği belgelerle mümkündür. Bölge Adliye Mahkemesi kararında ".... Burada öncelikle alacaklı ve borçlu arasıdaki takibin danışıklı olup olmadığının belirlenilmesi muvaazaa iddiası nedeniyle ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir, takip muvazaalı ise ortada borç bulunmadığı için davanın kabulü gerekir" şeklindeki gerekçesine katılmak mümkün görülmemiştir. Bir an için muvazaa olayı gerçek sayılsa bile motorlu taşıtlar üzerindeki mülkiyet aidiyetinin 2918 Sayılı Yasanın 20. Maddesi gereğince borçluya ait olacağı ve hiçbir biçimde üçüncü kişi olan ve belirtilen yasa hükümleri gereğince malik olma imkanı olmayan davacıya ait bir mülkiyetten söz edilemeyecek ve davanın mülkiyet ispat edilmediği için reddi yoluna gidilecektir. Bu nedenle muvazaa iddiasının araştırılması davanın sonucuna etkili görülmemiştir....

          sonunda: Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir....

          Somut olayda dava konusu sigortalı araç 24.06.2009 tarihinde davalı sigortalı tarafından dava dışı üçüncü kişiye satılmış, 17.07.2009 tarihinde ehliyetsiz sürücünün idaresinde kaza gerçekleşmiş, bu süreçte davacıya mülkiyet değişikliği ile ilgili bildirimde bulunulmamış, davacı tarafından trafik sigortası kapsamında kaza nedeniyle meydana gelen tedavi giderleri ödenmiştir. Davalı sigortalının mülkiyet değişikliğini KTK’nun 94. maddesi uyarınca sigortacıya bildirmemesi nedeniyle anılan madde de düzenlenen fesih süreci gerçekleşmediğinden , davacı ile davalı arasındaki zorunlu mali mesuliyet sigortası sözleşme hükümleri geçerlidir. Kaza sırasında araç ehliyetsiz sürücü tarafından kullanıldığından sigortacının, sigortalı davalıya rücu hakkı bulunmaktadır....

            Somut olayda dava konusu sigortalı araç 24.06.2009 tarihinde davalı sigortalı tarafından dava dışı üçüncü kişiye satılmış, 17.07.2009 tarihinde ehliyetsiz sürücünün idaresinde kaza gerçekleşmiş, bu süreçte davacıya mülkiyet değişikliği ile ilgili bildirimde bulunulmamış, davacı tarafından trafik sigortası kapsamında kaza nedeniyle meydana gelen tedavi giderleri ödenmiştir. Davalı sigortalının mülkiyet değişikliğini KTK’nun 94. maddesi uyarınca sigortacıya bildirmemesi nedeniyle anılan madde de düzenlenen fesih süreci gerçekleşmediğinden , davacı ile davalı arasındaki zorunlu mali mesuliyet sigortası sözleşme hükümleri geçerlidir. Kaza sırasında araç ehliyetsiz sürücü tarafından kullanıldığından sigortacının, sigortalı davalıya rücu hakkı bulunmaktadır....

              Ortaklığın Giderilmesi davalarının niteliğine göre tarafların mülkiyet hakkını engeller biçimde devir ve temliki önleyici tedbir kararı verilemeyeceğinden davacı vekilinin dava konusu taşınır hakkındaki ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama sırasında oluşabilecek mülkiyet değişikliklerine ilişkin hem yeni maliklerin bilgi edinmesi hem de durumun mahkememize bildirilmesi için dava konusu taşınıra ilişkin olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığının kayıtlara şerh verilmesine, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, Dava konusu taşınıra ilişkin olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığının araç kaydına şerh verilmesine," şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesi ara kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Yerel mahkemece verilen red kararının usule yasaya aykırı olduğunu ,verilen kararın usul ekonomisine uygun bulunmadığını ,dava konusu aracın 3....

              . - DAVA : Mülkiyet (Tespit İstemli) DAVA TARİHİ : 04/05/2021 KARAR TARİHİ : 30/11/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Mülkiyet (Tespit İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE SAVUNMA: Davacı vekili dilekçesinde özetle: Müvekkil ...'ın 11.07.2018 tarihinde davalı ... ile sözleşme akdederek kendisine ait olan 16 ... 46 plaka sayılı aracının ...'ye kiralanması adına davalıya devrettiğini, sözleşmenin 1.maddesinde yer alan "Yukarıda kayıtları yazılı araç ... T.C. No.lu ve ... isimli gerçek kişinin isteği üzerine firmam ......

                UYAP Entegrasyonu