, yapılan delil tespitinde 10.540,00 TL kira bedeli alacağı ve 30.225,41 TL noksan ve ayıplı imalât bedelinin belirlendiğini, SGK prim borçlarının ödenmediğini ileri sürerek, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ileriye yönelik feshine, talep yerinde görülmezse 5 nolu bağımsız bölümün satış yetkisinin verilmesine, elde edilecek paranın eksiklikler için ve genel iskanın alınması için harcanmasına, artan paranın kira kaybına mahsuben davacılara verilmesine, 10.540,00 TL kira alacağının 04.08.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak, davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece hükme esas alınan 08.06.2018 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda, yüklenicinin alacağı, eksik ve kusurlu imalatlar bedeli ile gecikme cezası toplamı 22.783,00 TL mahsup edildikten sonra 992.522,73 TL olarak bulunmuş, bu miktara kur farkından doğan 162.267,44 TL ve vade farkından doğan 33.050,66 TL alacağı eklenmek suretiyle davacı yüklenicinin toplam alacağı 1.187.840,83 TL olarak hesaplanmış, mahkemece bu miktar asıl davada hüküm altına alınmış, birleşen davada iş sahibi şirketin eksik ve kusurlu işler bedeli ile gecikme cezasına ilişkin talebi bulunmasına rağmen bilirkişi kurulunca hesaplanan 22.783,00 TL eksik ve kusurlu işler bedeli ile gecikme cezası toplamının asıl davada yüklenici alacağından mahsup edildiği gerekçesiyle birleşen davada bu miktar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Mahkemece, bozma ilamı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından, arsa sahibi muris ile yüklenici arasında yapılan ek sözleşme gereğince dava konusu taşınmazlarda, yüklenicinin hak iddia edemeyeceği, ticaret merkezi inşaatına başlamayan yüklenicinin temerrüde düştüğü, bu sebeple sözleşmelerin ileriye etkili feshine karar verilmesi ve villalar için tasfiye istenmediği, ticaret merkezi de inşa edilmediğinden tasfiye yapılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen 2011/125 esas ve 2011/196 esas sayılı davaların reddine; arsa sahiplerince açılan birleşen 2009/105 esas sayılı davada, sözleşmenin ileriye etkili feshi ile tasfiye talebi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.Karar, asıl ve birleşen davalarda davacı-birleşen 2009/105 esas sayılı davada davalı kooperatif vekili tarafından temyiz edilmiştir....
ileriye etkili feshi ile kısmen kabulüne dair verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz olunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak ve tazminat davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava; kira alacağı, kira sözleşmesinden kaynaklanan tazminat, gecikme zammı ve cezai şart,birleşen dava; kira sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart istemlerine ilişkindir. Mahkemece,asıl davanın kısmen kabulü ile 4.572,17 TL kira alacağı, 794,68 TL gecikme faizi,1.312,72 TL cezai şartın tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile 51,24 TL cezai şartın tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bunun yanında, mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin ileriye etkili feshine karar verilmiş ise de, verilen bu karar uyarınca sözleşmeye göre inşattaki tüm eksik ve kusurlu işler, kaçak imalat varsa bunların giderilmesi için gerekli masraflar ile yapı kullanma izin belgesi alınması için gerekli tüm giderler de bilirkişi marifetiyle saptanarak, belirlenecek fiziki gerçekleşme oranı esas alınması gerekirken, bu yönde eksik inceleme ile sonuca varılması doğru olmadığı gibi, belirlenecek bu orana göre de yükleniciye isabet eden hangi bağımsız bölümden ne miktarda payın arsa sahiplerine kalması gerektiği belirlenip, buna uygun şekilde tescil kararı verilmesi gerekirken belirtilen hususlar dikkate alınmaksızın HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde infazı kabil olmayan bir karar verilmesi açıkça yasaya aykırı olmuş ve bu sebeplerle kararın bozulması gerektiği halde, hükmün Dairemizce onanması yerinde görülmemiş, bu sefer temyiz ve karar düzeltme isteminde bulunanların sıfatları da dikkate...
Oysa bu raporda hangi imalâtların eksik bırakıldığı belirtilmediği gibi kira alacağı yönünden de hangi bölüme, hangi tarih itibariyle gecikme alacağı saptanmamış, tüm eksik ve gecikme alacağı global şekilde belirlenmiştir. Bu haliyle bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli bulunmamaktadır. Öte yandan asıl sözleşmenin imzalanmasından sonra yanlar arasında 04.03.1999 ve 26.06.2002 tarihlerinde adî yazılı şekilde sözleşmeler imzalanmış ve teslim tarihleri de yeniden belirlenmiştir. Mahkemece ek sözleşmelerde verilen süreler de dikkate alınmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; gerek eksik ve kusurlu işlerin bedeli ve gerekse gecikme süresiyle ilgili olarak yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmasından, ek sözleşmeler ile verilen sürelerin değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesinden ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yazılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca eksik ve kusurlu işler bedeli, gecikme tazminatı alacağı ve kaçak inşaat nedeniyle ödenen cezanın yükleniciden tahsili istemine ilişkindir....
Böylece işin arz ettiği özellik, işin kapsamı ile birlikte değerlendirilerek feshin ileriye etkili mi, yoksa geriye etkili mi sonuçlar doğuracağı üzerinde durulması gerekir. İleriye etkili fesih talebinin kabulüne karar verilmesi gereken hallerde de sadece ileriye etkili fesihle yetinilmesi de yeni davalara neden olacağından uyuşmazlığın çözümlendiğinden söz edilemez. Kaldı ki, yüklenicinin hak ettiği arsa payı ile arsa sahiplerine bırakılacak pay oranının belirlenmesi tarafların dava ve mahsup taleplerini karşılayacak, infaz kabiliyeti olan hüküm kurulacaktır. Kural bu şekilde olmakla birlikte somut dosyada mahkemece inşaatın seviyesi % 45 olarak kabul edilmiş, buna rağmen akdin ileriye etkili olacak şekilde feshine karar verilmiş, mahkemenin bu yöndeki belirlemesine davacı arsa sahibi tarafından istinaf dilekçesinde açıkça karşı koyulmamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın akdin ileriye etkili feshi şeklinde çözümlenmesi gerekeceği kabul edilmelidir....
dava etmiş, ıslah yoluyla eksik iş bedeli yönünden 62.845,00 TL talep ettiklerini bildirmiştir....