Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şöyleki; davacılar tarafından çekişme konusu taşınmaz ile birlikte başkaca birçok parsel hakkında dava açılmış ve yargılama sırasında açılan davalar Kangal Kadastro Mahkemesi'nin 2009/60 Esas sayılı dosyasında birleştirildikten sonra, eldeki dava dosyası tefrik edilerek yukarıdaki esas sayısına kaydedilmiştir. Eldeki dava dosyasının tefrik edildiği 2009/60 Esas sayılı dava dosyanın temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce, eldeki davanın konusu 110 ada 38 parsel hakkında mahkemenin 2009/98 Esas sayılı dava dosyası ile açılan ve 17.09.2015 tarihli celsede verilen ara kararla tefrik edilen davanın birleştirilmesi ve davaların birlikte görülmesi gereğine değinilerek bozulmasına karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dilekçesi ile tanesi 22gr olan 7 adet kalın bilezik ile 1 adet 60gr. bilezik ve nişanda 40.00TL civarında hediye altın ve para takıldığı belirtilerek aynen iadesi istenilmiş olup talep sonucu açıkça belirtilmediğinden bahisle mahkemece 18/04/2019 tarihli oturumda davacı vekiline ziynetlerin niteliklerini ve niceliklerini bildirmesi için süre verilmesi üzerine davacı vekili 26/04/2019 havale tarihli dilekçesi ile 22 gramlık 7 adet altın bilezik, 60 gramlık 1 adet altın bilezik ve hediye olarak takılan 12 adet altın bileziğin aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin kadına ödenmesi ve hediye olarak takılan ve davalının ailesince davacıya verilmeyen 80 adete yakın ve davalının ailesince o dönem itibariyle 60,000,00TL olarak bedeli belirtilen hediye altınların davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir....

      Davacı vekilinin boşanma, ziynet eşyasının iadesi ve kişisel eşyanın iadesi taleplerini içeren dava dilekçesinde kadının yanına alamaması nedeniyle hanede kalan ailesi tarafından evlenmeden önce hediye edilmesi nedeniyle manevi değeri olan 1 adet zincirli altın kolye, 1 adet altın nazar boncuklu kolyeyi de istediğini açıkça belirttiği ancak, bu taleplerini hanede kalan kişisel eşyalar içinde saydığı, ilk derece mahkemesinin 28/03/2017 tarihli celsesinde boşanma davasından “ziynet eşyası alacağı davası”nın tefrik edildiği, kişisel eşyanın iadesi davası yönünden eldeki dava ile birlikte tefrik hükmü kurulmadığı, 1 adet zincirli altın kolye, 1 adet altın nazar boncuklu kolyenin eldeki davanın konusu olmadığı anlaşılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Eldeki dava dosyasından tefrik edilen Mahkemenin 1979/ 84 Esas sayılı dava dosyasının, 2- Daha önce ... Kadastro Mahkemesi'nin 1979/84 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sırasında, 09.12.1997 günlü celsede dosyadan tefrik edildiği anlaşılan 260, 262, 263 ve 278 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili dava dosyasının, yine 01.06.1999 günlü celsede dosyadan tefrik edildiği anlaşılan 623 dahil, 661’e kadar olan taşınmazlarla ilgili dava dosyasının, 3- ... Kadastro Mahkemesi'nin 1999/49 Esas sayılı dava dosyasının, 4- ......

        Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasında yer alan; adli para cezasına ilişkin sırasıyla "100 gün" ve "2000 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün" ve "100 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA...

          Mahkemece dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve 2/B uygulamasına konu olmayan açık sahada bulunan yerlerden olduğu, davacılar tapu kaydının tam olarak uygulanamadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davanın aynı mahkemenin 1991/151 Esas sayılı dosyasından tefrik edildiği ve mahkemece tefrik edilen dosya esasa kaydedildikten sonra duruşma açılmaksızın esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır. Duruşma açılıp taraflar duruşmadan haberdar edilmeksizin karar verilmesi usule aykırıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 184. maddesi gereğince hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir, Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalardan sonra tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflar arasında görülmekte olan ziynet alacağı davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1 inci ve 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 191 inci maddeleri, 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3. Değerlendirme Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadının en son şiddet olayından sonra ortak konuttan ayrılmak durumunda kaldığı ve ailesinin yanına sığındığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde ortak konuttan ayrılan kadının ziynet ve ev eşyalarını yanında götürmesi beklenemez ve götürmesi hayatın olağan akışına aykırı düşer. Bu durumda davacının eşyaları almadığını kanıtlaması gerekmez. Davacının ziynet eşyalarının davalının yedinde kaldığının kabulü gerekir....

              Aile Mahkemesinin 2019/252 Esas sayılı dosyası ile katılma alacağı ve çeyiz senedi ile ziynet alacağı talepli dava açtıklarını, bu dava ile ilgili çeyiz senedi ile belirlenen ziynet eşyaları için talepte bulunduklarını ancak müvekkilin düğünde de ayrıca takılan ziynet ve paralar bulunduğu ve bunları 2. Aile mahkemesinin 2019/252 Esas sayılı dosyasında talep edilmediği için bu davayı açma gereksinimlerinin bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik düğünde de ayrıca takılan ziynet ve paralar yönünden 500,00- TL'nin müvekkiline iadesini, açılan davanın Kayseri 2. Aile Mahkemesinin 2019/252 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının talep ettiği 2.500,00 TL para ve 2 adet çeyrek altın yönünden davanın reddi kararının davacı tarafça istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davacının talep ettiği ziynet eşyalarından 1 adet 45 gram set, 4 adet her biri 28'er gram üçlü burma bilezik, 17 adet çeyrek altın, 1 adet tam altın ve 1 adet pırlanta tektaş yüzüğün varlığının dosyaya sunulan görsel materyaller ile sabit olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi, tarafından davacı tanık beyanları ile set ve 3 adet bileziğin gerçek olduğu kabul edilmiş ise de, ispat külfeti konusunda mahkemece hataya düşülerek yanlış değerlendirme yapıldığı, zira bu konudaki ispat külfetinin iddiayı ileri süren davalı tarafa ait olup, davalının set ve 3 adet bileziğin sahte olduğunu tanık beyanlarıyla ispatlayamadığı ancak bu konudaki iddiasının ispatı için yemin delili olmasına rağmen davalıya yemin delili hatırlatılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, davalının istinafının kısmen...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, ziynet ve takı parası alacağı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir....

              UYAP Entegrasyonu