WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2021/263 esas sayılı dava dosyasından tefrik edildiği, taraflarının ve dava konusunun aynı olduğu, aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu ve birleştirilmesinde hukuki yarar bulunduğu anlaşılmıştır. Buna göre HMK 'nın 166/5. maddesi "istinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu halde istinaf incelemesi birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen Bölge Adliye Mahkemesinde yapılır.' hükmü dikkate alınarak Dairemiz dava dosyasının İstanbul 24. Hukuk Dairesinin 2021/263 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemiz dava dosyasının İstanbul 24. Hukuk Dairesinin 2021/263 esas sayılı dava dosyasından tefrik edildiği, taraflarının ve dava konusunun aynı olduğu, aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu anlaşıldığından Dairemiz dava dosyasının İstanbul 24....

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasında yer alan; adli para cezasına ilişkin sırasıyla "100 gün" ve "2000 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün" ve "100 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının talep ettiği 2.500,00 TL para ve 2 adet çeyrek altın yönünden davanın reddi kararının davacı tarafça istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davacının talep ettiği ziynet eşyalarından 1 adet 45 gram set, 4 adet her biri 28'er gram üçlü burma bilezik, 17 adet çeyrek altın, 1 adet tam altın ve 1 adet pırlanta tektaş yüzüğün varlığının dosyaya sunulan görsel materyaller ile sabit olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi, tarafından davacı tanık beyanları ile set ve 3 adet bileziğin gerçek olduğu kabul edilmiş ise de, ispat külfeti konusunda mahkemece hataya düşülerek yanlış değerlendirme yapıldığı, zira bu konudaki ispat külfetinin iddiayı ileri süren davalı tarafa ait olup, davalının set ve 3 adet bileziğin sahte olduğunu tanık beyanlarıyla ispatlayamadığı ancak bu konudaki iddiasının ispatı için yemin delili olmasına rağmen davalıya yemin delili hatırlatılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, davalının istinafının kısmen...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının 9 adet 22 ayar 25'er gram bilezik, 40 adet çeyrek altın ve 10.000,00 TL para için talepte bulunduğu, dosyaya sunulan görsel materyaller ile düğünde davacıya 9 adet bilezik, 9 adet çeyrek altın, 300,00 TL para ile davalıya 11 adet çeyrek altın ve 2.500,00 TL para takıldığı, erkeğe ve kadına takılan ekonomik değer taşıyan her şeyin kural olarak kendilerine ait olup, takılar içinde karşı cinse özgü bir şey var ise o cinse verilmiş sayılacağı, ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulmasının davalıyı iade yükümlülüğünden kurtarmayacağı, davalının ziynet eşyalarının iade koşulu olmamak üzere davacıdan alındığı yönünde de bir iddiasının olmadığı, hal böyle olunca davacının üzerine takılan ve evlilik birliği içinde harcanan ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davalıya takılan ziynet eşyaları yönünden de davanın kabulünün hatalı olduğu görülmüştür....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, ziynet ve takı parası alacağı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir....

    Mahkemece dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve 2/B uygulamasına konu olmayan açık sahada bulunan yerlerden olduğu, davacılar tapu kaydının tam olarak uygulanamadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davanın aynı mahkemenin 1991/151 Esas sayılı dosyasından tefrik edildiği ve mahkemece tefrik edilen dosya esasa kaydedildikten sonra duruşma açılmaksızın esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır. Duruşma açılıp taraflar duruşmadan haberdar edilmeksizin karar verilmesi usule aykırıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 184. maddesi gereğince hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir, Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalardan sonra tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder....

      Davalı vekili 2021/22 Esas sayılı asıl dava dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde özetle;''Davada zaman aşımı itirazlarının bulunduğu müvekkilinin anılan iş yerinin mülk sahibi olmadığını, iddia edilen tarihlerde davacının ağabeyi Kemal Ejder Balcı ve annesi Sabriye Balcı ise İşveren işletmecileri olduğunu, özetle davacının müvekkilinin işçisi olmadığını, emir ve direktifleri altında çalışmadığını, davanın reddine karar verilmesini'' ''talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 06/07/2021 tarihli ve 2021/22 esas sayılı ara kararı ile fazla çalışma alacağı,ulusal bayram ile genel tatil çalışma alacağı ve hafta tatili çalışma alacaklarının tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verildiği,tefrik edilen fazla çalışma alacağı,ulusal bayram ile genel tatil çalışma alacağı ve hafta tatili çalışma alacağı taleplerine ilişkin davanın aynı mahkemenin 2021/228 esas no sırasına kayıt edildiği bu alacaklar yönünden yargılamaya bu esas no üzerinden devam olunduğu anlaşılmıştır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/02/2022 NUMARASI : 2020/1859 ESAS 2022/288 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Eşya Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

      Öte yandan, 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ya eklenen Ek madde 1/2 gereğince, HMK'nın 341. maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının uygulanmasında, hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı öngörülmüş olduğundan, 6763 sayılı Kanun değişikliği ile yapılan parasal sınırlar, ancak söz konusu Kanun’un yürürlüğe girdiği 02.12.2016 tarihi ve sonrasında (2017 takvim yılı başına kadar) verilen ilk derece mahkemesine ait kararlar yönünden esas alınabilecektir....

      Davalı (erkek) vekili istinaf dilekçesinde, evden uzaklaştırma kararı nedeniyle erkeğin dava dilekçesi ve eklerinden, tebligatlardan haberdar olmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını, ön inceleme duruşmasının yasaya aykırı olduğunu, davalının haberdar olmadığı için kadının iddia ve savunmasını genişletmesinin yanlış olduğunu, muvafakatlerinin olmadığını, dava dilekçesinde altın ve para taleplerinin olmadığını, ıslah ile dahi ekleyemeyeceklerini, taleple ilgili tefrik kararı verilmesinin yanlış olduğunu, tebligatların uzaklaştırma kararı verilen müşterek konuta yapıldığını, tüm tebligatların usulsüz olduğunu, 26.06.2018 tarihli dilekçedeki taleplere muvafakatlerinin olmadığını usul hükümlerine aykırı işlemler ve ön inceleme duruşması yapıldığını belirterek kararın tümden kaldırılmasına, tarafların boşanmalarına ve altın para alacağı hususlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu