farkı kabul ve taahhüt eder şeklinde taraflar arasında mutabık kalındığını; vade farkı koşulları ile ilgili Yargıtay kararları mevcut olduğunu; davalı tarafın ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, Davalının, vade farkından kaynaklı müvekkil şirket tarafından kesilen 15.11.2018 tarih ve ... seri nolu 30.510,27 TL bakiyeli fatura bedelini ödemeden imtina ettiğini; faturanın usulüne uygun tebellüğ edildiğin, itirazı kaydı konulmadan kabul edildi, Konu ile ilgili olarak ... 19.Noterliği vasıtası ile 04.01.2019 tarihinde ihtarname çekildiğini; alacağın tahsil edilmemesi nedeniyle ....İcra Müdürlüğü'nün ......
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında direkt satış LPG ve Tüplü Tesisat Teslim Sözleşmesi düzenlendiği, söz konusu sözleşmenin her iki yanın da kabulünde olduğu ve taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının faturaya dayalı alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı defterinde kayıtlı olan 24/04/2018 tarihli 4.720,00 bedelli, 22/06/2018 460,20 TL bedelli, 26/12/2018 tarihli 845,32 TL bedelli, 31/12/2018 tarihli 703,94 TL bedelli ve 31/03/2018 tarihli 3.212,82 TL bedelli olmak üzere toplam 9.942,28 TL bedelli faturaların vade farkından kaynaklı olduğu, somut olayda, taraflar arasında yapılan sözleşmede vade farkından dolayı alacak istenebileceğine dair hüküm bulunmadığı gibi bu yönde bir uygulamada yapılmadığı, sözleşmedeki...
Davalı vekili, müvekkilinin vade farkından kaynaklanan alacağının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında vade farkı uygulaması bulunduğu, uyuşmazlığın da 37.000 TL bedelli vade farkı faturasından kaynaklandığı, vade farkı faturasının dikkate alınması durumunda davalının davacıdan 338 TL alacaklı olduğu gerekçeleriyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun 3’üncü sayfasında; söz konusu faturalar ve ödeme makbuzlarının dosyada mevcut olmaması nedeniyle vade farkı hesaplamasının kontrol edilemediği belirtilmiş olup, davacı vekili tarafından bu yön de dahil olmak üzere rapora itiraz edilmiştir....
Vade farkından kaynaklanan alacak yönünden yapılan değerlendirmede ise; takip dayanağı faturalarda, fatura bedelinin vadesinde ödenmemesi halinde %8 vade farkı uygulanacağı yazılıdır. Davalı yan fatura içeriğine itiraz etmemiş olup, aksine kısmi ödemelerde bulunmuştur. Bu durumda davalının faturada yazılı vade farkı kaydından haberdar olduğu ve kabul ettiği anlaşıldığından, bu alacak kalemine yönelik itirazınında yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının davalıdan icra takibinde gösterilen tutar kadar alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne; itirazın iptaline, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirmediği başka bir deyişle alacağın likit olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu anlaşıldığından davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Anlatılan nedenlerle, HÜKÜM : 1-Davanın kabulüne, davalının .......
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında ticari ilişki olup faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin vade farkı uygulanacağına dair taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı gibi, böyle bir uygulamaya teamül olacak şekilde bir bilgiye de rastlanmadığından davacının vade farkından kaynaklanan alacağa dair davasının reddine ve davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle "faturaya dayalı alacaklar yönünden" vade farkı ödeneceğine ilişkin taraflar arasındaki sözleşmede hüküm bulunmamasına, vade farkı dışındaki talepler kapsamındaki mal bedeline ilişkin alacağın ise usulen kanıtlanamamış olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 24.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, taraflar arasında süregelen ticari ilişkiden kaynaklı olarak alacak ve borçların sürekli değiştiğini, davacının müvekkilden olan alacağının nasıl ödeneceği konusunda 02.02.1999 tarihli protokol imzalandığını, anılan protokolde vade farkı borcundan bahsedilmediğini, davacının vade farkına ilişkin talebinden vazgeçtiğini, protokolün 7. maddesinin vade farkına ilişkin olmadığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....
Vade farkı alacağının doğumu yönünden faturaya itiraz edilmemesi hukuksal bir sonuç doğurmaz ve vade farkı istenebilir. Taraflar arasındaki yazılı sözleşme de vade farkının ödeneceği konusunda bir kayıt olmamasına rağmen gönderilen vade farkı faturasına itiraz edilmemesi, yazılı sözleşmenin asli unsurlarından olan semenin tek taraflı irade beyanı ile değiştirilmesi anlamına geldiğinden, bu durumun benimsenmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla da vade farkı istenmez. Taraflar arasındaki yazılı sözleşmede vade farkının ödeneceği konusunda bir kayıt olmamasına rağmen vade farkına ödeneceğine ilişkin ticari teamülün ( uygulamanın) olması halinde, vade farkı isteğine ilişkin faturanın karşı tarafa tebliğine rağmen bu faturaya itiraz edilmemiş olması halinde vade farkı istenebilir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/434 Esas KARAR NO : 2022/491 DAVA : Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ :15/06/2022 KARAR TARİHİ : 05/07/2022 YAZIM TARİHİ : 07/07/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 21/05/2008 tarihli "Yeniden Satış Anlaşması ve Stratejik İşbirliği Anlaşması" ve 14/08/2008 tarihinde "Stratejik İş Ortaklığı Anlaşması" imzalandığını, bu sözleşmeler ile davalı şirketin ürünlerinin Türkiye çapında her türlü satış, pazarlama ve dağıtım yetkisinin münhasıran müvekkili şirkete ait olacağının kararlaştırıldığını, davalı şirketin...yevmiye numaralı ihtarı ile hiçbir neden göstermeksizin taraflar arasındaki "Stratejik İşbirliği Anlaşması"nın 2. maddesi gereğince sözleşmeyi fesh ettiğini bildirdiğini...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/669 Esas KARAR NO : 2023/389 DAVA : Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 08/09/2022 KARAR TARİHİ : 09/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin desteği olan ---- 02.06.2015 tarihinde ---- gelirken 32....
İSTİNAF SEBEPLERİ İstinaf eden-davacı vekili tarafından; Mahkemece eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği, müvekkiline ait ticari defterlerin incelenmediği, müvekkili tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasının davalı lehine değerlendirilmesinin hatalı olduğu, ticari defter kayıtları incelenirken borç ve alacak miktarı hesabı değil, davalı yanın yapmış olduğu ödemelerin vade tarihinden sonra yapılıp yapılmadığı ve vade farkı alacağının oluşup oluşmadığı hususunun irdelenmesi gerektiği hususunun gözden kaçırıldığı bildirilerek başvurulmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık taraflar arasındaki vade farkından kaynaklanan alacağın talep edilip edilemeyeceği ve var ise alacağın kapsamı toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, vade farkını konu alan faturadan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır....