Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı tarafından yukarıda belirtilen düzenleme şeklindeki miras hisse satış senedi sözleşmesi gereğince dava konusu taşınmazdaki miras payının davacı kardeşine satışının vaat edildiği, satış bedelinin de ödendiği konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın elbirliği mülkiyetine konu olması nedeniyle elbirliği maliklerinin birbirlerine pay devretmeleri konusunda yasal bir engel de bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece ifa olanağının da mevcut olduğu gözetilerek sözleşmeye konu taşınmazdaki davalının elbirliği mülkiyetine konu miras payının iptali ile davacı adına tesciline karar vermekle yetinilmesi gerekirken talep aşılarak diğer elbirliği maliklerinin payları da ayrı ayrı belirtilmek suretiyle elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

    Ne var ki, dava, kök muris ...’ın sağlığında dava konusu taşınmazı aralarında ...’in de olduğu beş oğluna bağışladığı, bunların da daha sonra hisselerini davacının murisi olan eşi ...’ye sattıkları iddia edilerek, eşi ...’den gelen miras payının davacı adına tapuya tescili istemiyle açıldığı halde, mahkemece davacının talebinin dışına çıkılmak suretiyle çekişmeli taşınmazın kök muris Mustafa’nın terekesine dahil olduğunun ve davacının kök muristen gelen miras payının bulunduğunun kabul edilerek bu payın davacı adına tapuya tesciline şeklinde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davacının eşi ...’nin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı miras payının adına tescili istemiyle açtığı davanın dinlenme olanağı bulunmadığının gözetilmemiş olması da isabetsizdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :ALACAK Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ün dava konusu ... parsel sayılı taşınmazını davalı torunu ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, davalı ...’un da taşınmazı sonrasında dava dışı ...’ya devrettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek taşınmazın bedelinin miras payları oranında tahsilini istemişlerdir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazı alacak ekonomik gücünün bulunduğunu, murisin mal kaçırma amacının ve muvazaanın bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "...Dosya içeriği ve toplanan deliller ile tarafların miras bırakanı ...'in çekişme konusu ... parsel sayılı taşınmazını sağ oğlu ...'ten olma torunu davalı ...'...

        Adi nitelikli sözleşmenin düzenlendiği tarihte tarafların ortak miras bırakanları ... ölüdür. Her ne kadar sözleşme metninde davalıların yakın miras bırakanı Şengün Tezel vekilinin 50.000 TL karşılığında miras hakkından feragat edildiği belirtilmiş ise de; düzenlendiği tarihte ortak miras bırakanın ölü olması ve sözleşme bütün olarak gözönünde bulundurularak değerlendirildiğinde TMK.nun 677. maddesinde düzenlenen miras payının devri niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Aynı kanunun 1.fıkrasına göre bu tür devir senetlerinin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Başka bir anlatımla, mirasçılar arasında gerçekleştirilen miras payının devrinin geçerli olması için noterde yada tapu sicil memuru huzurunda yapılması zorunlu değildir. Ayrıca, davalı tarafça sözleşmede belirtilen devir bedelinin ödenmediği de ileri sürülmemiştir....

          -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, miras bırakanın maliki olduğu 2942 parsel sayılı taşınmazını mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olarak davalıya temlik ettiği mahkemece belirlenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olması doğrudur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacının temyiz itirazlarına gelince; miras bırakanın eşinin dava tarihinden önce öldüğü ve her bir davacının miras payının 4/32 oranında olduğu anlaşılmaktadır. O halde, hüküm yerinde kabul kapsamına alınan her davacının payının 4/32 olması gerekli ise de; bu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasındaki "3/32" ibaresinin çıkartılarak yerine "4/32" ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine; davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve davacı ... ise, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ... ve ...'ın davalarının ayrı ayrı reddine, davacı ...'ın davasının kabulüne, çekişmeli 132 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tamamı (504) pay kabul edilmek suretiyle 168 payının muris ... mirasçıları, 336 payının davalı ... mirasçıları adlarına miras payları oranında; 132 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tamamı (720) Pay kabul edilmek suretiyle 240 payının ... mirasçıları adlarına miras payları oranında, 480 payının ise davalı ... mirasçıları adlarına hüküm fıkrasında belirtilen payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçılarından ... ile davalı ... mirasçılarından ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, davacı ...'...

              Söz konusu bilirkişi raporunda, davacıların miras payları hesaplanırken ... payının bir kısım davacılar murisi ...’ya geçtiği dikkate alınmış, ancak muris ...’in dava açmayan mirasçılarına ait payların, dava açan mirasçılara dağıtımı yapılarak davacılara yine fazladan pay verilmiştir. Hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilemez....

                Söz konusu bilirkişi raporunda, davacıların miras payları hesaplanırken Barika payının bir kısım davacılar murisi ...’ya geçtiği dikkate alınmış, ancak muris ...’in dava açmayan mirasçılarına ait payların, dava açan mirasçılara dağıtımı yapılarak davacılara yine fazladan pay verilmiştir. Hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilemez....

                  G E R E K Ç E Uyuşmazlık, 4721 Sayılı TMK'nun 677. maddesi gereğince miras payının devri konusunda harici satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin istirdatına ilişkin davadır. İDM'nce yukarıda gösterilen gerekçelerle alacak isteminin ıslah nedeniyle tam kabulüne karar verilmiştir. (I) 4721 Sayılı TMK'nun 677/1. fıkra gereğince terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmenin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. 4721 Sayılı TMK 641. maddesi gereğince mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. 681. maddeye göre mirasçılar bölünmesine veya nakline alacaklı tarafından açık veya örtülü olarak rıza gösterilmemiş olan tereke borçlarından dolayı paylaşmadan sonra da bütün mal varlıkları ile müteselsilen sorumludurlar....

                  Mahkemece, miras payının devrine ilişkin sözleşmenin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu