Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava ve talep, miras payının devri niteliğinde olan 07.04.1987 tarihinde ... Noterliği'nde düzenlenen sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun (TMK’nin) 677. maddesi uyarınca yazılı olmak koşuluyla miras ortaklığına dahil bir taşınmazdaki miras payının mirasçılar arasında devri için yapılan sözleşmeler geçerlidir. Somut olayda, davanın dayanağı 07.04.1987 tarihli miras payının devrine ilişkin sözleşmede, davalı tarafın, muris dedesi ... ile muris babası ...’den adına intikali gereken ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :ALACAK Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ün dava konusu ... parsel sayılı taşınmazını davalı torunu ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, davalı ...’un da taşınmazı sonrasında dava dışı ...’ya devrettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek taşınmazın bedelinin miras payları oranında tahsilini istemişlerdir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazı alacak ekonomik gücünün bulunduğunu, murisin mal kaçırma amacının ve muvazaanın bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "...Dosya içeriği ve toplanan deliller ile tarafların miras bırakanı ...'in çekişme konusu ... parsel sayılı taşınmazını sağ oğlu ...'ten olma torunu davalı ...'...
Davacı ..., çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiğini ve tüm mirasçılar adına miras payları oranında tescili istemiyle dava açmış, yargılama sırasında diğer mirasçıların da davaya muvafakatını sağlamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 167 ada 198 parsel ve 193 ada 98 parsel sayılı taşınmazların .. adına olan tapu kaydının iptali ile miras hisseleri 4 pay kabul edilerek 1 payının .., 1 payının İsmail kızı ..., 1 payının .., 1 payının .. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 28.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 128 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmaz 25 pay kabul edilerek 1 payının davacı ..., 12 payının davalı ..., 2 payının davalı ..., 2 payının davalı ..., 2 payının davalı ..., 2 payının davalı ..., 2 payının davalı ..., 2 payının davalı ... adlarına tapuya tesciline, çekişmeli 135 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmaz 400 pay kabul edilerek 52 payının davacı ..., 174 payının davalı ..., 29 payının davalı ..., 29 payının davalı ..., 29 payının davalı ..., 29 payının davalı ..., 29 payının davalı ..., 29 payının davalı ... adlarına tapuya tesciline, çekişmeli 134 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmaz 240 pay kabul edilerek 12 payının davacı ..., 114 payının davalı ..., 19 payının davalı ..., 19 payının davalı ..., 19 payının davalı ..., 19 payının davalı ..., 19 payının davalı ..., 19 payının davalı ... adlarına tapuya tesciline, çekişmeli...
ın, ölen kocasından intikal eden dava konusu üç parça taşınmazdaki miras paylarını düzenleme şeklindeki " miras payının temliki sözleşmesi" ile davalı kardeşine temlik ettiğini, davalının da bu üç parça taşınmazı ortaklığın satış yoluyla giderilmesi kararına dayalı olarak yapılan cebri satış sonucunda satın alarak kayden maliki olduğunu, miras payının temliki sözleşmesi nedeniyle muris teyzelerine cebri satışta herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek, mal kaçırma amacıyla yapılan temlik sözleşmesinin ve bu şekilde davalı adına oluşan payların iptaliyle miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Eldeki dava ile birleştirilen 2012/ 90 esas sayılı davanın davacısı ise, davasından feragat ettiğini bildirmiştir....
ise cevap dilekçesiyle, dava konusu taşınmazın davacılarla müşterek murisleri olan babaları...’den geldiğini, taşınmazda babasından gelen miras hakkının bulunduğunu belirterek, miras payının adına tescilini talep etmiştir. Dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazın muris...’den geldiği ve murisin terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; dava, tereke adına açılmadığına ve davacılar, davalı ...’in muristen gelen miras payını satın aldıklarını iddia ve ispat edemediklerine göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı ..., yasal süresi içinde davalının taşınmazdaki payının miras payı kadar olması gerektiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 25/28 payının davacı ..., 3/28 payının ise davalı ... adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davalının murisi ...'den geldiği, davalı haricindeki miras paylarının satın alma yolu ile mirasçılardan ... ve ...'ye geçtiği, ... ve ... tarafından da 7.3.2006 tarihli senet ile davacıya satıldığı ve zilyetliğin devredildiği kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, çekişmeli taşınmazın, davalı haricindeki muris ... mirasçıları tarafından 7.3.2006 tarihli senet ile kendisine satıldığı ve taşınmazda davalının sadece miras payının bulunduğu iddiasına dayanmıştır....
Davacı ..., taşınmazın ortak miras bırakan babası ...’e ait olduğu iddiası ile tespitin iptali ve miras bırakan ... adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın 576 pay itibari ile 48/576 payının davacı adına, kalan 528/576 payının davalı adına tesciline, dahili davalılar davaya müdahil olmadıklarından haklarında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın tarafların miras bırakanı ...’e ait olduğu, diğer mirasçıların davaya müdahil olmadıkları gerekçesi ile davacının miras payı ile sınırlı olarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; verilen karar usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır....
Ne var ki, dava, kök muris ...’ın sağlığında dava konusu taşınmazı aralarında ...’in de olduğu beş oğluna bağışladığı, bunların da daha sonra hisselerini davacının murisi olan eşi ...’ye sattıkları iddia edilerek, eşi ...’den gelen miras payının davacı adına tapuya tescili istemiyle açıldığı halde, mahkemece davacının talebinin dışına çıkılmak suretiyle çekişmeli taşınmazın kök muris Mustafa’nın terekesine dahil olduğunun ve davacının kök muristen gelen miras payının bulunduğunun kabul edilerek bu payın davacı adına tapuya tesciline şeklinde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davacının eşi ...’nin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı miras payının adına tescili istemiyle açtığı davanın dinlenme olanağı bulunmadığının gözetilmemiş olması da isabetsizdir....
Davalı tarafından yukarıda belirtilen düzenleme şeklindeki miras hisse satış senedi sözleşmesi gereğince dava konusu taşınmazdaki miras payının davacı kardeşine satışının vaat edildiği, satış bedelinin de ödendiği konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın elbirliği mülkiyetine konu olması nedeniyle elbirliği maliklerinin birbirlerine pay devretmeleri konusunda yasal bir engel de bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece ifa olanağının da mevcut olduğu gözetilerek sözleşmeye konu taşınmazdaki davalının elbirliği mülkiyetine konu miras payının iptali ile davacı adına tesciline karar vermekle yetinilmesi gerekirken talep aşılarak diğer elbirliği maliklerinin payları da ayrı ayrı belirtilmek suretiyle elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....