Dava, davacıların murisine ait hesaptan usulsüz olarak çekildiği iddia edilen paranın tahsili istemine ilişkin olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar, kardeşleri olan davalı ...'nun murisin davalı bankadaki hesaplarından usulsüz talimatlar ile para çektiğini ileri sürerek, usulsüz çekilen paranın kendi paylarına düşen kısmının davalılardan tahsilini istemişlerdir. Davanın ileri sürülüş biçimi itibari ile tahsiline karar verilmesi istenen alacak davacıların murisi .......'nun terekesi kapsamında olup, dosyada bulunan veraset ilamı gereğince murisin davacılar dışında da mirasçılarının bulunduğu anlaşılmıştır....
Davacı vekili tarafından hüküm, 10 günlük temyize cevap süresi kaçırıldıktan sonra 03.10.2014 tarihinde hakimlikçe havalesi yapılarak ve harcı yatırılarak katılma yoluyla temyiz edildiğine, süresinden sonra yapılan temyiz istemi geçersiz bulunduğuna göre davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin sürenin geçmiş olması nedeniyle HUMK'nun 432/4. maddesi hükmü uyarınca REDDİNE, Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Davada, ortak hesaptan çekilen para ile ilgili talebin akti ilişkiden kaynaklandığı gözetilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun gözetilmesi gerektiği düşünülebilirse de eldeki davada eşler arasında evlilik birliği içinde edinilen malvarlığının tasfiyesine ilişkin alacak isteğinde bulunularak davanın Aile Mahkemesinde açıldığına, ortak hesapla ilgili de talepte bulunulduğuna, bu durumda eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi bakımından ortak hesapla ilgili görevsizlik ve tefrik kararı verilmesi halinde dahi tasfiyesi istenen diğer malvarlığı...
in kefalet limitinin 2.650.000,00 TL olduğu, akdi faiz oranının ihracat döviz kredisi, ticari kredi ve borçlu cari krediden kaynaklanan alacak için %55,50 , ...ve esnek ticari hesaptan kaynaklanan alacak için ise tarihler itibariyle bilirkişi raporunda ayrı ayrı tespit edildiği, temerrüt faiz oranının ihracat döviz kredisi, ticari kredi ve borçlu cari krediden kaynaklanan alacak için %90 olmasına rağmen taleple bağlılık gereği %46,8 , ... ve esnek ticari hesaptan kaynaklanan alacak için ise %33 olduğu, hesap kat ihtarının tebliği ve verilen 24 saatlik ödeme süresine göre tüm davalıların temerrüt tarihinin 06/01/2019 olduğunun tespit edildiği,hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda her bir kredi türü için ayrı ayrı hesaplamalar yapıldığı, ihracat döviz kredisi, ticari kredi ve borçlu cari krediden kaynaklı alacakların hesaplanması yönünden her bir ticari kredi yönünden kat tarihi itibariyle akdi faiz uygulanarak alacak tespit edildikten sonra kat tarihiyle temerrüt tarihi arasında yine...
KARAR Davacı, davalı ile ortak olup aralarındaki karşılıklı anlaşma ile bitirdiklerini, ortak mevduat hesaplarının ayrılması için bankalara yazı yazdıklarını, finanas katılım bankasındaki bir hesabın ise çeklerin ödenebilmesi için açık bırakıldığını, davalının 7.7.2008 tarihinde ... bankasındaki ortak hesaptan diğer ortak lehine feragatine rağmen 18.7.2008 tarihinde 13.000 TL çektiğini, yine çeklerin ödenmesi için ayrılan ... katılım bankasındaki ortak hesaptan 5.330 TL. para çektiğini belirterek haksız olarak hesaplardan çekilen bu miktarların davalıdan tahsilini istemiş, bilahare 3.2.2009 günlü dilekçesi ile davalının dava konusu edilen 13.000 TL’yi iade ettiğini belirterek 5.000. TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye ani karar tarihidir....
nun bankadaki parası nazara alındığında, kendisinin huzurevinde kalmasından kaynaklanan ücretleri ödemesine karar verilmesi yerinde görülmüşse de, .. 2 ile 61/3. maddeleri göz önünde bulundurulduğunda, herhangi bir geliri ve malvarlığı olmadığı anlaşılan davalı .. sosyal devlet ilkesi gereği huzurevinde ücretsiz kalmasını sağlamanın devletin görevi olduğunun kabulü gerekir. Öyleyse, .. huzurevinde kalmasından kaynaklanan ücretin evlilik birliğinin ortak giderlerinden oluşmadığından davalı eşi ...'nun hesabından karşılanması beklenemez. Yapılan açıklamalar doğrultusunda, davalılardan .. hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle bu davalı hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün, bu nedenle bozulması gerekmiştir, SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA, davalılardan ...'...
Mahkemece, bankadan getirilen "Teselsüllü müşterek hesap sözleşmesinin" incelenmesinden anlaşılacağı üzere; Taraflar arasında ortak bir hesap bulunmaktadır. Ortak hesapta, birden fazla kişinin birlikte bir bankada hesap açtırıp, her birinin tek başına hesaptan para çekme yetkisine sahip olması söz konusudur. Hesap sahiplerinin birlikte imza ile para çekebilecekleri konusunda bankaya talimat vermeleri halinde açılacak hesap ise müşterek hesaptır. Davamızda, davalıyla muris adına açılan hesabın hernekadar başlığı müşterek hesap sözleşmesi şeklinde yazılmış ise de, içeriğinden bu hesabın ortak hesap olduğu, her bir hesap sahibinin sınırsız tasarruf yetkisinin bulunduğu görülmektedir....
Mahkemece, bankadan getirilen "Teselsüllü müşterek hesap sözleşmesinin" incelenmesinden anlaşılacağı üzere; Taraflar arasında ortak bir hesap bulunmaktadır. Ortak hesapta, birden fazla kişinin birlikte bir bankada hesap açtırıp, her birinin tek başına hesaptan para çekme yetkisine sahip olması söz konusudur. Hesap sahiplerinin birlikte imza ile para çekebilecekleri konusunda bankaya talimat vermeleri halinde açılacak hesap ise müşterek hesaptır. Davamızda, davalıyla muris adına açılan hesabın hernekadar başlığı müşterek hesap sözleşmesi şeklinde yazılmış ise de, içeriğinden bu hesabın ortak hesap olduğu, her bir hesap sahibinin sınırsız tasarruf yetkisinin bulunduğu görülmektedir....
Murisin ortak hesaptan yaptığı en son işlem tarihinin 15.09.2005 olduğu ve eldeki davanın açıldığı 03.01.2011 tarihine kadar 5 yıllık zaman aşımının dolduğu gerekçesiyle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak toplanan delillerden ve dosya kapsamından taraflar arasındaki uyuşmazlığın müşterek hesap sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Sözleşmeden kaynaklanan alacak istemleri, BK’nun 126. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı değil, aynı Yasa’nın 125. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabidir. Bu sürenin de dava tarihi itibari ile dolmadığı açıktır. Öte yandan, davacı ile ölen babası arasında vekalet ilişkisinin varlığı kabul edilmiş olsa dahi, 126.madde de düzenlenen vekalet sözleşmesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresi, son işlem tarihinden itibaren değil, vekilin, vekil edilene yapılan iş ve işlemlerle ilgili olarak hesap verdiği tarihten itibaren başlamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Finansbank'dan gelen cevabi yazı incelenmiş, Finansbank Çankaya / Ankara Şubesindeki 23419718 nolu 3 kişilik ortak hesaptan 97.043,16 TL'nin, Esat / Ankara Şubesindeki 25516478 nolu 2 kişilik ortak hesaptan ise 300.000,00 TL'nin davalı T3 tarafından çekildiği anlaşılmış, gelen cevabi yazıya göre davacı vekili davasını müvekkilinin payına düşen 182.347,72 TL üzerinden ıslah etmiş, davacının davasının sübut bulduğu anlaşılmakla, davanın ıslah dilekçesi de nazara alınarak kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." gerekçesiyle "...1- Davanın ıslah dilekçesi de nazara alınmak suretiyle KABULÜ ile 182.347,72 TL'nin 13/08/2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine..." karar verilmiştir....