Sonuç: Hüküm fıkrasının 2,3 ve 4 numaralı bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine; “2-Davacının ücret alacağı talebinin kısmen kabulü ile; brüt 15.476,29 TL ücret alacağının temerrüt tarihi olan 20.10.2014 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, 3-Davacının yıllık izin ücreti alacağı talebinin kısmen kabulü ile; brüt 10.535,00 TL yıllık izin ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 20.10.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacının ilave tediye alacağı talebinin kısmen kabulü ile; brüt 12.488,56 TL ilave tediye alacağının 20.10.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine, 11.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi...
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; Kurum Yenişehir Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından, 13.05.2009 tarihli Şereflikoçhisar Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından bildirilen müstahsil alım listesine göre resen pirim tahakkuku yapıldığı ve tahakkuk ettirilen pirim alacağının tahsili için icra takibi yapıldığı, yargılama aşamasında ise mahkeme tarafından, takip konusu borca ilişkin bilginin Şereflikoçhisar Sosyal Güvenlik Merkezinden talep edildiği, ... Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından mahkemeye verilen bilgide; davalı şirketin 2008/7, 12, 8, 9, 2011/11, 8, 10 ve 2010/6 aylarına ait süresinden sonra yatırılan tevkifatlar ile ilgili yatırıldığı tarihe kadar olan gecikmesi ile toplam 1.924,28 TL gecikmeden kaynaklı faiz alacağının 28.06.2012 tarihinde tahsil edilmiş olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacının, 2002 yılına ait muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla banka hesabına uygulanan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Hacze konu kamu alacağının tahsili için davacı adına düzenlenen ödeme emirleri ve tebliğ evrakları dosyaya sunulmadığından kamu alacağının kesinleştiği hususunun idarece ortaya konulamadığı ve 2002 yılına ilişkin olduğu anlaşılan kamu alacağının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu haciz kaldırılmıştır. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir....
Sonuç: Hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki yıllık ücretli izin alacağına ilişkin paragrafının çıkartılarak, yerine; “ - 358,50 TL. net yıllık ücretli izin alacağının 300,00 TL. sinin dava tarihi olan 02.06.2014 tarihinden, 58,50 TL. sinin ıslah tarihi olan 13.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, “ Hüküm fıkrasının 2 ve 3 numaralı bentlerinin çıkartılarak, yerlerine; “ 2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.308,90 TL. karar-ilam harcından, davacının yatırdığı 393,70 TL. harcın mahsubu ile 915,20 TL. bakiye karar-ilam harcının davalıdan tahsili ile nazineye irat kaydına, 3- Davacı vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihindeki AAÜT. si uyarınca hesaplanan 2.299,30 TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, “ bentlerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28/09/2018 tarih ve 2018/2 E. 2018/8 K....
KARAR Davacı, avukat olduğunu, vekalet ücreti alacağının tahsili için müvekkili olan davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın ikametgahı olan ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini savunarak davanın yetki yönünden ve esastan reddini dilemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinin yetkisizlik nedeni ile reddine ve dosyanın yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan vekalet ücreti ve masraf alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir....
K A R A R Davacı, davalının vekili olarak dava dışı borçludan alacağının tahsili için gereken icra takibi ve itirazın iptali davasının takip edip sonuçlandırdığını, alacağın tahsili aşamasında davalının dava dışı borçlu ile anlaşarak alacağını haricen tahsil ettiğini, kendisine vekalet ücreti ödemediğini, vekalet ücreti alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalının kısmi itirazda bulunduğunu ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davacının haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçtiğini, ücret isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
İhtilaf, davacının bakiye tamir bedeli alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Davalı taraf, davacının alacağının, sigorta şirketinden tahsil ettiği kadar olduğunu savunduğuna göre, bu savunmasını ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, davalının bu savunmasını ispat edemediği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. O halde iş bedelinin BK.'nun 366.maddesi gereğince saptanması gerekmektedir.Öyle ise mahkemece, uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, iş bedelinin mahalli rayiçlere göre tespit edilmesinden sonra, eğer davacının sigorta şirketinden tahsil ettiği kadar alacağı var ise, davanın reddine, davacının sigorta şirketinden tahsil ettiği alacaktan fazla bir alacağının bulunduğunun anlaşılması durumunda, ise bu bakiye alacağa hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
- KARAR - Davacı vekili; davalı banka personelinin, müvekkilinin yetkilisine ödemesi gereken 235.000,00-TL tutarındaki parayı emir ve talimatı olmaksızın başka şahsa ödediğini, bu durumun soruşturmaya konu olduğunu, başvuruya rağmen müvekkilinin parasının iade edilmediğini, tahsili için başlatılan icra takibinin itirazla durduğunu, açılan itirazın iptali davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştiğini, bu alacakla ilgili işlemiş faiz hakkının saklı tutulduğunu, ödemenin yapıldığı tarihten anılan dava tarihine kadar işlemiş faiz alacağının tahsili için yeniden icra takibi yapıldığını, bu takibin de itirazla durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini iddia, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, istemin zamanaşımına uğradığını, davacının bir alacağının olmadığını, yapılan işlemin bankacılık ve mevzuata uygun olduğunu beyan ile davanın reddini talep etmiştir....
İtirazın kaldırılması isteğiyle açılan işbu dava sonucunda mahkemece, sözleşmeye göre kiracının KDV'den sorumlu olduğundan bahisle itirazın kaldırılmasına, inkar tazminatına karar verilmiştir. 1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere ve temyiz olunan kararda yazılı gerekçeye göre davalı kiracının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2.Ekim 2010 ayı KDV alacağına gelince; davacı alacaklının Ekim 2010 ayı kirasının tahsili için başlattığı takibe davalı borçlunun itirazı üzerine Şişli 2. İcra Mahkemesinin 2010/1510 esas, 2011/ 592 sayılı kararı ile itirazın kaldırılmasına karar verildiği, kararın 5.6.2012 tarihinde dairemizce onandığı, ancak karar düzeltme aşamasında 31.10.2012 tarihinde itirazın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle bozulduğu anlaşılmaktadır. KDV alacağının tahsili için öncelikle ilişkin olduğu kira alacağının kesinleşmesi gerekir....
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 06/07/2013 tarihli iş sözleşmesi (iş makinaları) başlıklı sözleşme kira sözleşmesi olarak yorumlanamaz. Sözleşme ile yüklenici şirket tarafından sağlanacak operatör ile beraber vinç davalı işverenin işinde çalışmak üzere anlaşılmış,günlük yevmiye bedeli belirlenmiş ve operatörün yemek ve barınma giderlerinin de işveren tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır. Davacı alacaklı tarafından vinç çalışma bedelinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatılmış, davalı takibe itiraz etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme eser sözleşmesi mahiyetindedir. Bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle görev yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....