Şirketin'in ortaklarından ...' in anılan şirketin vergi borçlarına karşılık taşınmazını teminat olarak gösterdiğini, şirketin vergi borcu nedeni ile taşınmazdaki payına 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca haciz şerhi konulduğunu, aynı Kanun'un 35. maddesi uyarınca, vergi alacağının şirket ortağının mal varlığından tahsili yönüne gidildiğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Sonuç: Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasında yer alan "1-Davanın kabulü ile; brüt 9.288,47 TL yıllık izin alacağının dava tarihi olan 02/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine," rakam ve sözcüklerinin çıkarılarak yerine, “1-Davanın kabulü ile; brüt 9.288,47.-TL yıllık izin alacağının 1.000,00 TL ’sine dava tarihinden, bakiye kısmına ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R Davacı, davalı ... ile yapılan sözleşmeyle davalının avukatlığını üstlendiğini, davalının verdiği bilgilere göre işçi alacağının toplam 87.557,00 TL olarak hesapladıklarını, bu alacağın tahsili için 25.000,00 TL kısmı dava açarak bilirkişi raporuna göre ıslahla miktarı artırmak üzere dava açmak için anlaştıklarını, davanın açılmasından sonra davalının davadan feragat ettiğini, sözleşme gereğince tespit edilen işçi alacağının miktarının % 25 ödenmesinin kararlaştırıldığını ileri sürerek, 21.889 TL vekalet ücreti ile 835,00 TL masraf alacağı toplam 22.724,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile Avukatlık Kanununun 165. Maddesine göre davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... yapılan tebligata rağmen duruşmaya katılmamış ve cevap vermemiş, diğer davalılar da davanın reddini savunmuşlardır....
F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 4, 5 ve 6 numaralı bentlerinin çıkarılarak yerlerine; “4-Davacının fazla mesai ücret alacağı talebinin kısmen kabulü ile net 26.666,90 TL. fazla mesai alacağının dava tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin taktiri indirim nedeniyle reddine, 5-Davacının ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı talebinin kısmen kabulü ile, net 500,00 TL. ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının dava tarihi olan 19/12/2012 tarihinden itibaren; ıslah olunan net 304,98 TL. ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının ıslah tarihi olan 29/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin taktiri indirimi nedeniyle reddine, 6-Davacının yıllık izin alacağının kabulü ile, net 500,00 TL. yıllık izin alacağının dava tarihi olan 19/12/2012 tarihinden...
Bu bakımdan, davacının kanuni temsilcisi olduğu asıl borçlunun 6552 sayılı Kanun ve 6736 sayılı Kanun kapsamında borcun ödenmesi amacıyla başvuruda bulunmuş olmasının, başvuru tarihinden önce amme alacağının tahsili için ilgili yasalara göre başlatılan/yapılan takip işlemlerini geçersiz hale getirmesine ve sorumluluğun ortadan kalkmasına hukuken olanak yoktur. Açıklanan nedenlerle, davacının kanuni temsilci olarak sorumluluğu incelenerek bir karar verilmek üzere davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum....
Maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünün aşağıdaki şekilde düzeltilmek üzere ORTADAN KALDIRILMASINA. 2- AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, a- Net 11.641,75 TL kıdem tazminatı alacağının fesih tarihi olan 17.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b- 745,06 TL net ulusal bayram ve genel tatil alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c- 4.092,61 TL net hafta tatili ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine, ç- Davacının ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, ücret ve asgari geçim indirimi alacağı talebinin reddine, d- Alınması gerekli 1.125,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 353,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 772,65 davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 353,05 TL...
Alacağının, tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır....
Bu yasal düzenlemelere göre; kamu alacağının cebren takip ve tahsilinde uygulanacak yöntemin belirlenmesi, karşılığında teminat gösterilmiş olup olmadığına bağlıdır. Kamu alacağı karşılığında teminat gösterilmişse, cebren takip ve tahsili 6183 sayılı kanunun 56'ncı maddesi; değilse, aynı kanun 55'inci maddesi hükümlerine uygun olarak yapılması gerekmektedir. Olayda, beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen vergiler için verilen teminat mektubunun, bu vergiler üzerinden hesaplanacak gecikme faizini de kapsadığı; bununla birlikte, teminat mektubunun nakde çevrilmesi sırasında, hesaplanan gecikme faizinin, mektubu veren Bankaca ödenmemesi üzerine, bu kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenerek tebliğ olunduğu saptanmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/749 Esas sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle dava açıldığını ve davanın sonuçlandığını, saklı tutulan fazla kısım olan 5057,81 YTL asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı ile 226.078 ABD Doları anapara ve işlemiş faiz toplamının tahsili ile kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizinin davalılardan tahsili istenilmiştir. Dava, zorunlu hizmet karşılığı olan kurum alacağının tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 8.7.2006 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 5535 sayılı “Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Yasa”nın 2. maddesiyle 2547 sayılı Yüksek Öğretim Yasasına eklenen Geçici 53. madde hükmü çerçevesinde değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmek üzere mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir....
Dava, akde aykırılık, temerrüt ve fuzuli işgal nedeni ile kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davalı Y.. S..’in akde aykırılık, davalı E.....