nın evli olduklarını, dava konusu taşınmazın ise tarafların kullanımında olan aile konutu olduğunu, davalı eşin dava konusu taşınmazı, davacı eşin açık rızasını almadan sattığını, bu durumun eve gelen ihtarname ile öğrenildiğini, davalı ...'in taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğini ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, davalının iyiniyetli olduğunu, taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair şerh bulunmadığını, davalının, davacıyı ve davalı eşi tanımadığını, taşınmazı satın aldıktan sonra davacı ve davalı eşik kiracı olarak taşınmazda oturmaya devam ettiğini, davacı kadının, dava konusu taşınmazın satışından bilgi sahibi olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir. 2.Davalı ...'...
"‘Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklan sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "belirli olan" bir işlem için verilebilir....
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aile konutu şerhi konulması davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacınm tapu iptali ve tescil davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, dava dilekçesinde davalılardan eşi olan Rüstem'in kendi adına kayıtlı olup, tarafların aile konutu olarak kullandıkları taşınmazı, kendisinin izni ve haberi olmadan davalı ...'e devrettiğini, davalı ...'in de taşınmazı diğer davalı ...'...
Mahkemece tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmiş olmasında ve buna ilişkin hükmün onanmasında isabetsizlik bulunmamıştır. Davacı vekilinin tapu iptali ve tescil isteğine yönelik karar düzeltme isteğinin REDDİNE, Ne var ki, davacı dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ileri sürerek, aile konutu şerhi verilmesini de istemiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4.maddesinde aile hukukundan doğan dava ve işlerin Aile Mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, aile konutu şerhi verilmesi isteğine ilişkin dava, mahkemenin görevi dahilinde olup, bu talebe dair olumlu olumsuz karar verilmemiş olması doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş, aile konutu şerhi isteğinin esası yönünden incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR : 1-... 2-... DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olduğu ileri sürülen taşınmazın, davacı eşin rızası alınmadan davalı ... tarafından diğer davalıya satış yoluyla yapılan devir sonucu oluşan tapu kaydının iptali ile yeniden davalı eş Yunus Murat adına tescili, tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olup, 24.04.2013 tarihinde açılmıştır. Davacı ile davalı ...'ın evliliği karardan sonra 11.02.2015 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile sona ermiştir. Bu durumda "aile konutuyla" ilgili Türk Medeni Kanununun 194/1 maddesine dayanan davanın esası konusuz kalmıştır....
CEVAP Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığını, aile konutu olduğu düşünülse bile üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını, aile konutu olduğunun bilinmesinin imkansız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlilik birliği süresince dava konusu taşınmazda ikamet ettikleri, taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu, davalı ...'...
Davacı vekili tarafından, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan incelemede; mahkemece dava konusu taşınmazın maliki olan davalı eşin, dava açıldıktan sonra 07/03/2019 tarihinde vefat ettiği gerekçesiyle, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; somut olayda davanın TMK 194.maddesi gereğince, aile konutu niteliğindeki taşınmazın davalı Songül adına yapılan satışla yolsuz tescilin iptali ve diğer davalı T5 adına taşınmazın tescili ve tapu kaydına aile konutu şerhi konulması davası olduğu, öncelikle, davanın açıldığı tarihte satış işleminin geçerli olup olmadığı, davacı eşin açık rızasının bulunup, bulunmadığı hususunun belirlenmesi gerektiği, geçerli bir satış işleminin olmadığının kabul edilmesi halinde ise, eski tapu kaydı maliki eşin ölümünün, bu işleme hukukilik kazandırmasının düşünülemeyeceği, diğer bir anlatımla, ölü olan bir işlemin diriltilemeyeceği, sağ...
Birleştirilen davada davacı, Türk Medeni Kanunu kapsamında aile konutu niteliğinde olan 5960 parsel sayılı taşınmazın boşanma davası açtığı davalı eşi ... tarafından bilgisi ve rızası olmaksızın, mal kaçırmak amacı ile diğer davalı ...’e satış sureti ile aktarıldığını, ... tarafından ise diğer davalılar olan Hasan ve ...’a aktarıldığını, taşınmazı devralan bu kişilerin taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğunu bildiklerini ve iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek 5960 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eşi ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır....
Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü “aile birliğinin’’ korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. 15. TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir....
Ne var ki; davacının ipoteğin kaldırılmasına ilişkin talebi yanında bağımsız "tapu iptal ve tescil talebi" ve "taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması" talebi de bulunmaktadır. Dava konusu taşınmazın davalı eş ... tarafından diğer davalı ...'e satışı sırasında davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Davacı eşin bu talebine ilişkin davayı açmasında hakkını kötüye kullandığına (TMK.md.2) ilişkin bir delil veya veri de bulunmamaktadır. Tapu iptal ve tescil talebi yönünden, davacı Türk Medeni Kanununun 194. maddesindeki "aile konutu koruması"ndan yararlanabilecek durumdadır. O halde; davalılar ... ve ... yönünden, tapu iptal ve tescil talebinin kabulüyle, davalı ... üzerindeki tapu kaydının iptaline, taşınmazın üzerindeki mevcut ipotek ve hacizlerle yükümlü olarak diğer davalı ... adına tapuya tesciline ve tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi gerekirken, bu talebin de reddi isabetsiz olmuştur....