Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olayda, dava adi yazılı taşınmaz sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkin olup, tarafların haklılığı ve dava konusu talep yargılamayı gerektirdiğinden, somut olayda yerel mahkemece ihtiyati haciz talebine ilişkin verilen karar doğrudur. Bununla birlikte ilk terditli talep olan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesinde; Davacı tarafın iddiası ve taşınmazın tapu kaydı dikkate alındığında, davaya konu taşınmaz üzerinde henüz kat irtifakı kurulmadığı fakat davalı şirketin 3/5 hisse payının bulunduğu, ihtiyati tedbir istemine konu 3 nolu bağımsız bölümün henüz bulunmadığı anlaşılmaktadır. Y. 15....
Md. 179/2 ) veya ifa yerine istenen cezai şart olarak nitelendirilemeyeceğini, satış sözleşmesinde borcun taşınmazın devriyle son bulacağını, mahkemece cezai şart olarak nitelenen ifadenin ifaya eklenen cezai şart olmadığı gibi sözleşmenin ifası ile de doğrudan ilgili olmadığını, su ve elektrik borcu gibi hususların taahhüt edilmesi halinde alacak davasının konusu olacağı gibi satış sözleşmesiyle taşınmaz devrinin de Borçlar kanununa göre kira sözleşmesine göre doğrudan bir etkisi olmadığını, garanti sözleşmesinin adi yazılı şekle tabi olduğunu ileri sürmüştür. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi yazılı satış sözleşmesinde kararlaştırılan tarihte taşınmazın tahliye edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın satışı konusunda tarafların adi yazılı sözleşme yaptıkları, bilahare tapuda taşınmazın devrinin yapıldığı görülmektedir....
Md. 179/2 ) veya ifa yerine istenen cezai şart olarak nitelendirilemeyeceğini, satış sözleşmesinde borcun taşınmazın devriyle son bulacağını, mahkemece cezai şart olarak nitelenen ifadenin ifaya eklenen cezai şart olmadığı gibi sözleşmenin ifası ile de doğrudan ilgili olmadığını, su ve elektrik borcu gibi hususların taahhüt edilmesi halinde alacak davasının konusu olacağı gibi satış sözleşmesiyle taşınmaz devrinin de Borçlar kanununa göre kira sözleşmesine göre doğrudan bir etkisi olmadığını, garanti sözleşmesinin adi yazılı şekle tabi olduğunu ileri sürmüştür. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi yazılı satış sözleşmesinde kararlaştırılan tarihte taşınmazın tahliye edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın satışı konusunda tarafların adi yazılı sözleşme yaptıkları, bilahare tapuda taşınmazın devrinin yapıldığı görülmektedir....
Hukuk Dairesi, 01.10.2017 tarihli adi yazılı sözleşme ile taraf iradelerinin fesihte birleştiği ve fesihten sonra yapılan tapu devri nedeni ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinden dönme ve tapu iptal tescil taleplerine ilişkin istinaf taleplerinin reddine, adi yazılı sözleşme ile davalıya ödenen bedelin iadesi istenmekle bu sözleşmeden dönüldüğünün kabul edilmesi gerektiği ve adi yazılı sözleşme kapsamında davalıya ödenen 250.000,00TL’nin iadesine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davacı vekili tarafından açılan, sözleşmeden dönüldüğünün tespiti, tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın reddine, alacak talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Elektronik San ve Tic Ltd Şti tarafından finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan tüm hakların devir alan kiracı Rubenis Klima San Tic AŞ. ye devredildiği, dolayısı ile temlike esas olan devrin finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan haklara ilişkin olduğu, oysa ki ... Turizm Otelcilik İnş. Elektronik San ve Tic Ltd Şti ile ... inşaat adi ortaklığı arasında imzalanmış olan konut satış sözleşmesinin 14. Maddesinde alıcı olan ... Turizm Otelcilik İnş. Elektronik San ve Tic Ltd Şti'nin sözleşme ile sahip olduğu haklarının finansal kiralama şirketinin kabulü ve KKG Grubun muvafakati ile devredebileceği kabul edilmekle bu satış sözleşmesi kapsamında yapılmış usulüne uygun bir temlikten söz edilemeyeceği, öte yandan davacı tarafından 01/08/2008 tarihinden itibaren 20/01/2010 tarihine kadarki dönem için gecikme cezası talep edilmiş ise de temlik tarihinin 07/09/2009 olması ve keza konut tesliminin de 20/01/2010 da dava dışı ... Turizm Otelcilik İnş....
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tarafların kabulünde bulunan 10/05/2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı, taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin TBK’nın 237/2. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmediği için geçerli olmadığı, tapuda sonradan devir yapılmış olsa dahi, başlangıçta geçersiz olan adi sözleşmenin geçerli hale gelmeyeceği, ayrıca taşınmazların tapu sicilinde resmi şekilde yapılan devri konusunda alıcı davacı tarafından taşınmazların tapu siciline adi şekilde yapılan sözleşme ile şerh konulduğunun iddia ve ispat edilemediği, dolayısıyla geçersiz olan bir sözleşmeye dayalı olarak kira kaybına ilişkin alacak istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/83 E. sayılı 07.03.2022 tarihli ara kararı ile dava açılışında talep etmiş oldukları ihtiyadi haciz talebilerinin: "sadece adi yazılı taşınmaz satış vaadi ve tapu kaydı ile ihtiyati haciz kararı verilmeyeceği yani bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı, kaldı ki 15 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla; ihtiyati haciz talebinin reddine" diyerek reddedildiğini, verilen bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin her ne kadar adi yazılı şekilde düzenlenmiş olsa da bu sözleşme gereği tapuda resmi işlemin yapıldığını, işbu taşınmazın satım sözleşmesinin imzalanmış bir gün sonra tapuda yapılan bu işlemin taşınmaz satış vaadinin resmiyetini ortaya koymuş olduğunu, müvekkili üzerine düşen sorumluluğu...
A.Ş.nin kredi borcu için davalı finans kuruluşları lehine müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında ipotekler tesis edildiğini, adi satış sözleşmelerine istinaden açılan tapu iptali tescil davalarının Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kurulunun 1987/2 E. 1988/2 K. Sayılı kararında olayın özelliğine göre TMK m:2 gözetilerek kabul edilebileceğinin belirtildiğini belirterek, İstanbul ili, Esenyurt İlçesi, Koza Mahallesi, Gökçeada Blok, 21.Kat, D:405 adresinde bulunan bağımsız bölümün tapu kaydının iptal edilerek müvekkili adına tescil edilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil ve ipoteğin terkini isteğine ilişkindir....
ESASTAN İNCELEME RAPOR SONUCU: Dava, geçersiz taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil, terditli olarak tazminat davasıdır. Davacı ile davalılardan T5 arasında yapılan adi yazılı sözleşme ile, davacının yapacağı beton işine karşılık dava konusu bağımsız bölümün tapusunun davacıya verileceği kararlaştırılmıştır. Davacının talebi, geçersiz taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil veya, terditli olarak tazminata yöneliktir. Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz sözleşme niteliğinde bulunması ve aynı zamanda terditli olarak para alacağının talep edilmiş olması karşısında, para alacağı yönünden HMK'nın 389/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine yasal olanak bulunmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı yerindedir....