Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş.nin kredi borcu için davalı finans kuruluşları lehine müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında ipotekler tesis edildiğini, adi satış sözleşmelerine istinaden açılan tapu iptali tescil davalarının Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kurulunun 1987/2 E. 1988/2 K. Sayılı kararında olayın özelliğine göre TMK m:2 gözetilerek kabul edilebileceğinin belirtildiğini belirterek, İstanbul ili, Esenyurt İlçesi, Koza Mahallesi, Gökçeada Blok, 21.Kat, D:405 adresinde bulunan bağımsız bölümün tapu kaydının iptal edilerek müvekkili adına tescil edilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil ve ipoteğin terkini isteğine ilişkindir....

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tarafların kabulünde bulunan 10/05/2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı, taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin TBK’nın 237/2. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmediği için geçerli olmadığı, tapuda sonradan devir yapılmış olsa dahi, başlangıçta geçersiz olan adi sözleşmenin geçerli hale gelmeyeceği, ayrıca taşınmazların tapu sicilinde resmi şekilde yapılan devri konusunda alıcı davacı tarafından taşınmazların tapu siciline adi şekilde yapılan sözleşme ile şerh konulduğunun iddia ve ispat edilemediği, dolayısıyla geçersiz olan bir sözleşmeye dayalı olarak kira kaybına ilişkin alacak istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    ın sözleşme gereğince edimini ifa ettiği, daha sonra şahsi hakkını 02.08.2006 tarihli adi yazılı sözleşme ile davacıya temlik ettiği, davacının temlik sözleşmesine dayanarak davalı ...'ten dava konusu ... numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini, ikinci kademede temlik sözleşmesi gereği davalı ...'a ödemiş olduğu 76.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin alacaklısı davalı ... ile borçlusu ... arasındaki taşınmazın devrine ilişkin sözleşme adi yazılı şekilde yapılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere taşınmaz satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmesi gerektiğinden ... ile ... arasındaki sözleşme şekli şarta uygun olmadığından geçerli değildir. Geçersiz sözleşme gereğince şahsi hakkı temlik alan davacı bu sözleşmeye dayanarak davalı ...'i cebri tescile zorlayamaz....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/83 E. sayılı 07.03.2022 tarihli ara kararı ile dava açılışında talep etmiş oldukları ihtiyadi haciz talebilerinin: "sadece adi yazılı taşınmaz satış vaadi ve tapu kaydı ile ihtiyati haciz kararı verilmeyeceği yani bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı, kaldı ki 15 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla; ihtiyati haciz talebinin reddine" diyerek reddedildiğini, verilen bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin her ne kadar adi yazılı şekilde düzenlenmiş olsa da bu sözleşme gereği tapuda resmi işlemin yapıldığını, işbu taşınmazın satım sözleşmesinin imzalanmış bir gün sonra tapuda yapılan bu işlemin taşınmaz satış vaadinin resmiyetini ortaya koymuş olduğunu, müvekkili üzerine düşen sorumluluğu...

      ESASTAN İNCELEME RAPOR SONUCU: Dava, geçersiz taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil, terditli olarak tazminat davasıdır. Davacı ile davalılardan T5 arasında yapılan adi yazılı sözleşme ile, davacının yapacağı beton işine karşılık dava konusu bağımsız bölümün tapusunun davacıya verileceği kararlaştırılmıştır. Davacının talebi, geçersiz taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil veya, terditli olarak tazminata yöneliktir. Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz sözleşme niteliğinde bulunması ve aynı zamanda terditli olarak para alacağının talep edilmiş olması karşısında, para alacağı yönünden HMK'nın 389/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine yasal olanak bulunmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı yerindedir....

      Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Dosya kapsamının incelenmesinde; dosyada mübrez 20/04/2015 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi suretine göre, davalılar Gökkar ve Globalsan şirketlerinin oluşturduğu Gökkar Globalsan İnşaat Adi Ortaklığı (satıcı) ile davalı Lider Mermer şirketi (alıcı) arasında 39 numaralı bağımsız bölümün (davacı, tapuda 18 nolu olduğunu belirtmiştir) satışı için Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığı; sözleşmenin 4. maddesine göre satış bedelinin 364.500 TL (KDV hariç) olduğunun belirtildiği; sözleşmenin Ek 1: ödeme planı..." şeklindeki maddesine göre satış bedelinin "İş Karşılığı (barter Olarak)" şeklinde ödeneceğinin belirtildiği anlaşılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar satış vaadi ve haricen düzenlenen adi yazılı satış sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuşlar, mahkemece satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, adi yazılı senede dayalı tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiş, hüküm reddedilen davaya hasren davacılar ve yargılama giderleri yönünden davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaz Şubat 1935 tarihli tapu ile iskanen ... ve karısı .... ve oğulları ... (...) ve kızları... ve...’ye verilmiş, satıcı ... o tarihte tapulu olan taşınmazdaki payını haricen düzenlenen ve köy muhtarı tarafından tasdik olunan 15 Ocak 1954 tarihli senetle davacıların murisi ...’e satmış, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz 15.01.1957 tarihinde yine ... ile çocukları ..., .... ve satıcı ... ...) adlarına tespit ve tescil edilmiştir....

        Mahkemece taraflar arasında düzenlenen adi yazılı satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı, tapu devrini içeren sözleşmelerin resmi şekilde yapılmamaları durumunda geçerli olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararının davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi tarafından da taraflar arasındaki sözleşmenin adi yazılı olduğu ve geçersiz olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kat karşılığı inşaat yapım ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri bedel olarak arsa payı devri ve satış vaadini de içerdiğinden, karma nitelikli sözleşmelerdendir. Bu sözleşme ile arsa sahibi, hem arsa payının bir kısmının tapusunu yükleniciye devretmek borcu altına girmekte hem de taşınmazın kullanım şeklini değiştirmektedir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2020 NUMARASI : 2019/711 ESAS, 2020/549 KARAR DAVA KONUSU : Satış Vaadi Sözleşmesinden (Yüklenicinin Temlikinden) Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul ili, Başakşehir İlçesi, Başakşehir Mahallesinde kain, 1416 ada 1 parsel olarak tescilli ana taşınmaz üzerinde inşa edilecek "Vadiyaka Başakşehir Cadde Dükkanları" projesinde yer alan 10 adet bağımsız bölümün satışıyla ilgili toplam 5.956.779,00 TL + % 18 KDV bedeli üzerinden satışı hususunda anlaşmış olduklarını, davalı şirketin müşterilerine uyguladığı satış prosedürüne istinaden resmi ve adi yazılı olarak iki farklı tipte satış sözleşmeleri tanzim ettiğini, davalı tarafın zorunlu prosedürü gereğince öncelikle satışı taahhüt edilen her bir taşınmaz için ayrı olarak 26.02.2016 tarihinde adi yazılı şekilde...

          Davalılar T4 ve T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuka aykırı açılmış olan davanın reddine, haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, adi yazılı 11/04/2016 tarihli taşınmaz satış vadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin şekil şartına uyulmaması nedeniyle geçersiz olduğu ve bu nedenle de buna dayanarak bir talepte bulunulamayacağını beyanla davanın reddi ile yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 11.04.2016 tarihli ‘Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ bulunduğu sözleşmenin 6. maddesinde cayan tarafın karşı tarafa 500.000,00 TL ceza ödemeyi kabul ettiği, bununla birlikte bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına satışı ya da satış vaadini içeren sözleşmelerin geçerli sayılmasının 6098 sayılı TBK. 237 (eski BK.213), 2644 sayılı Tapu Kanununun 26....

          UYAP Entegrasyonu