DELİLLER : Tapu kaydı, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal olmazsa bedel istemine ilişkindir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan "dürüst davranma kuralı" ile bağdaşmayacağından dinlenmez....
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan delilleri, keşif sonucu alınan bilirkişi raporu, tapu kaydı, uyuşmazlık konusu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflardan davacı ve davalı ... arasındaki eser sözleşmesi kapsamında ödeme yöntemi olarak taşınmaz devrinin öngörülmesi sebebiyle davacının sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, tapu iptaline hak kazanıp kazanmadığı, taraflar arasındaki sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil isteminin yerinde olup olmadığı, davalılar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığı, davalı ... şirketinin tapu iptali talebi ve alacak talepleri yönünden sorumluluğunun olup olmadığı, tapu iptali ve tescil koşullarının olmadığı taktirde davacının alacak talebinin iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır....
veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, husumetin tüm takyidat lehtarlarına yaygınlaştırılması gerektiğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğin, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından bilinmediğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmaktadır,ipoteğin tesisi...
üzere, ortaklık hesabına düşecek kâr değerine karşılık gelmek üzere, şimdilik; dava tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte, 10.000,00 TL'nin, davalı Kıyas tarafından müvekkiline ödenmesine, taşınmazların adi ortaklık malı olmaları ve davalı T2 tarafından, tapudaki mülkiyet iade edilmek üzere devredildiğinden, taşınmaz ferağına dair işlemlerin gerçek satış işlemleri olmaması nedeni ile; Uşak İli Merkez İlçesi Kemalöz Mahallesi 2551 ada 18 parsel Kat:1 Bağımsız Bölüm 2 Nolu Taşınmaz Konut dairenin, Uşak İli Merkez İlçesi Kemalöz Mahallesi 2551 ada 18 parsel Kat:3 Bağımsız Bölüm 4 Nolu Taşınmaz Konut dairenin, tapu iptali ve müvekkili adına(adi ortaklık hesabına) tesciline, taşınmazların, 3.Kişilere devredilmiş olması halinde, adi ortaklıktan kaynaklanan haklarına karşılık gelen bedelin kaçırılması söz konusu olduğundan, terdiden taşınmazların ortaklık haklarına karşılık gelen bedelin tespiti ile satış ve devir nedeni ile bedelin davalılardan müşterek ve...
Bu sözleşme dolayı ile bir para girişi olmadığından adi ortaklık bir kazanç sağlamamıştır. Kaldı ki davacı dosyaya sunduğu belgeler ve beyanları itibariyle davalılar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin 28/09/2012 tarihinde başladığını ve 228 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan inşaatın adi ortaklık hesabına yapıldığını bilmesine rağmen, adi ortaklık sözleşmesi ve taşınmaz satış sözleşmesi tarihinden önce var olan davalı şirketten olan alacağına mahsuben bir bedel ödemeksizin imzaladığı satış sözleşmesinden dolayı adi ortaklığın sorumlu tutulması hukuken korunmaz. TBK.'nun 637. maddesi gereğince, kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur. T8omut olayda davalı şirket, kendi borcunun ödenmesi amacıyla adi ortaklığa ait malvarlığından tasarrufta bulunmuş olup, bu durum davacının da kabulünde olduğuna göre, sözleşme gereğince borçtan sadece davalı şirket sorumludur....
Bu sözleşme dolayı ile bir para girişi olmadığından adi ortaklık bir kazanç sağlamamıştır. Kaldı ki davacı dosyaya sunduğu belgeler ve beyanları itibariyle davalılar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin 28/09/2012 tarihinde başladığını ve 228 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan inşaatın adi ortaklık hesabına yapıldığını bilmesine rağmen, adi ortaklık sözleşmesi ve taşınmaz satış sözleşmesi tarihinden önce var olan davalı şirketten olan alacağına mahsuben bir bedel ödemeksizin imzaladığı satış sözleşmesinden dolayı adi ortaklığın sorumlu tutulması hukuken korunmaz. TBK.'nun 637. maddesi gereğince, kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur. T8omut olayda davalı şirket, kendi borcunun ödenmesi amacıyla adi ortaklığa ait malvarlığından tasarrufta bulunmuş olup, bu durum davacının da kabulünde olduğuna göre, sözleşme gereğince borçtan sadece davalı şirket sorumludur....
Davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde özetle: müvekkili banka ile ... arasında ticari kredi ilişkisinin bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, davacı muayene ve ihbar yükümlülüğünü makul süre içerisinde yerine getirmediğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü'nün doğmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devir alındığını, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı ...'...
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davası ile borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile davalı müflis şirketler arasında İstanbul Bahçeşehir Toplu Konut Alanı T-1 Ticaret Bölgesi Gelir Paylaşma Esasına Göre İnşaatı ve Satışı İşine Ait Sözleşme imzalandığı, bu sözleşme çerçevesinde davalı TOKİ'nin adi ortaklığa sözleşme konusu taşınmaz üzerinde bina inşa ederek pazarlama yetkisini verdiği, davacının da bu suretle yapılan inşaattan bağımsız bölüm satın alma yoluna gittiği, adi yazılı şekilde akdedilen taşınmaz satış sözleşmesinde kararlaştırılan satış bedelinin yüklenici konumundaki adi ortaklığın kendisine bildirdiği banka hesabına davacı tarafından tamamen ödendiği, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesine ve satış bedelini ödemesine rağmen adi ortaklığın veya davalı TOKİ'nin tapu devri yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Davacının iddiasının dayanağı taşınmaz satış sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı açıktır. Nitekim davalı TOKİ'nin savunmalarından biri de bu yöndedir....
Dava konusu taşınmaz, kadastro çalışmaları sırasında senette devir borçlusu ... adına tespit görmüş ve hükmen Zeynep adına tescil edilmiş, daha sonra bu kişi tarafından diğer davalı ...'a tapuda satış suretiyle temlik edilmiştir. Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazlar TMK'nun 762. maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğindedir. Aynı Kanunu'nun 763. maddesi uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşir. Tapusuz taşınmazın satışı resmi şekle bağlı olmadığından adi yazılı senetle satışı mümkündür. Bu durumda dosya arasında mevcut davacının davasına dayanak olarak sunduğu adi yazılı satış senedi tapulu taşınmaza ilişkin olmadığı için geçerlidir, ancak dava konusu taşınmaz devir borçlusu tarafından diğer davalı ...'...