Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, husumetin tüm takyidat lehtarlarına yaygınlaştırılması gerektiğini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğin, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından bilinmediğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmaktadır,ipoteğin tesisi...

Bu sözleşme dolayı ile bir para girişi olmadığından adi ortaklık bir kazanç sağlamamıştır. Kaldı ki davacı dosyaya sunduğu belgeler ve beyanları itibariyle davalılar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin 28/09/2012 tarihinde başladığını ve 228 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan inşaatın adi ortaklık hesabına yapıldığını bilmesine rağmen, adi ortaklık sözleşmesi ve taşınmaz satış sözleşmesi tarihinden önce var olan davalı şirketten olan alacağına mahsuben bir bedel ödemeksizin imzaladığı satış sözleşmesinden dolayı adi ortaklığın sorumlu tutulması hukuken korunmaz. TBK.'nun 637. maddesi gereğince, kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur. T8omut olayda davalı şirket, kendi borcunun ödenmesi amacıyla adi ortaklığa ait malvarlığından tasarrufta bulunmuş olup, bu durum davacının da kabulünde olduğuna göre, sözleşme gereğince borçtan sadece davalı şirket sorumludur....

Bu sözleşme dolayı ile bir para girişi olmadığından adi ortaklık bir kazanç sağlamamıştır. Kaldı ki davacı dosyaya sunduğu belgeler ve beyanları itibariyle davalılar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin 28/09/2012 tarihinde başladığını ve 228 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan inşaatın adi ortaklık hesabına yapıldığını bilmesine rağmen, adi ortaklık sözleşmesi ve taşınmaz satış sözleşmesi tarihinden önce var olan davalı şirketten olan alacağına mahsuben bir bedel ödemeksizin imzaladığı satış sözleşmesinden dolayı adi ortaklığın sorumlu tutulması hukuken korunmaz. TBK.'nun 637. maddesi gereğince, kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur. T8omut olayda davalı şirket, kendi borcunun ödenmesi amacıyla adi ortaklığa ait malvarlığından tasarrufta bulunmuş olup, bu durum davacının da kabulünde olduğuna göre, sözleşme gereğince borçtan sadece davalı şirket sorumludur....

Davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde özetle: müvekkili banka ile ... arasında ticari kredi ilişkisinin bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, davacı muayene ve ihbar yükümlülüğünü makul süre içerisinde yerine getirmediğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü'nün doğmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devir alındığını, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı ...'...

    Davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile davalı müflis şirketler arasında İstanbul Bahçeşehir Toplu Konut Alanı T-1 Ticaret Bölgesi Gelir Paylaşma Esasına Göre İnşaatı ve Satışı İşine Ait Sözleşme imzalandığı, bu sözleşme çerçevesinde davalı TOKİ'nin adi ortaklığa sözleşme konusu taşınmaz üzerinde bina inşa ederek pazarlama yetkisini verdiği, davacının da bu suretle yapılan inşaattan bağımsız bölüm satın alma yoluna gittiği, adi yazılı şekilde akdedilen taşınmaz satış sözleşmesinde kararlaştırılan satış bedelinin yüklenici konumundaki adi ortaklığın kendisine bildirdiği banka hesabına davacı tarafından tamamen ödendiği, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesine ve satış bedelini ödemesine rağmen adi ortaklığın veya davalı TOKİ'nin tapu devri yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Davacının iddiasının dayanağı taşınmaz satış sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı açıktır. Nitekim davalı TOKİ'nin savunmalarından biri de bu yöndedir....

      Dava konusu taşınmaz, kadastro çalışmaları sırasında senette devir borçlusu ... adına tespit görmüş ve hükmen Zeynep adına tescil edilmiş, daha sonra bu kişi tarafından diğer davalı ...'a tapuda satış suretiyle temlik edilmiştir. Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazlar TMK'nun 762. maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğindedir. Aynı Kanunu'nun 763. maddesi uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşir. Tapusuz taşınmazın satışı resmi şekle bağlı olmadığından adi yazılı senetle satışı mümkündür. Bu durumda dosya arasında mevcut davacının davasına dayanak olarak sunduğu adi yazılı satış senedi tapulu taşınmaza ilişkin olmadığı için geçerlidir, ancak dava konusu taşınmaz devir borçlusu tarafından diğer davalı ...'...

        Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının geçerli olmayan adi sözleşme ile dava konusu taşınmazı satın alarak edimlerini yerine getirdiği, sözleşmenin geçerli hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir. Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki başlıklı 6100 Sayılı HMK'nın 12. maddesinin birinci fıkrasında "Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davanın konusu, ...İlçesi 2947 ada 51parsel 60 no’lu bağımsız bölümdür....

          Borçlar Kanununun 184. maddesi hükmüne göre temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasında yazılı olarak yapılabilir. Bir başka ifade ile yasa koyucu 184. maddede açıkça yazılı şekil şartı getirmiş, resmi şekil şartı aramamıştır. Ne var ki, alacağın temlikinde aranan yazılı şekil temlik sözleşmesinin resmi şekilde yapılmasına da engel değildir. Somut olaya gelince;davalıların murisi ... 05.06.1970 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile ...,...,... hudutları dahilinde vaki ve kain aslen Belçika vatandaşı... namındaki şahsa ait iken diğer şahıslarla birlikte satın aldığı 2/155 hissesini dava dışı ...'ya satmayı vaadetmiştir. Dava dışı ... ise resmi şekilde yapılan satış vaadi sözleşmesinden doğan şahsi hakkını TBK’nın 183. maddesinde yer alan alacağın temliki hükümleri gereği adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hak ve alacakların devri sözleşmesiyle 17.06.2011 tarihinde davacıya devretmiştir....

            Ltd. şti.' den oluşan iş ortaklığı arasında adi yazılı taşınmaz satış vaad sözleşmesinin imzalandığını, bu aşamada taşınmazın harici satış sözleşmesiyle müvekkiline satışının sebebi olan ... İnşaat Taah. San.ve Dış Ticaret Ltd. Şti. Ve ... İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. iş ortaklığı'na inşaat malzemesi alımı için imkan sağlanmasını teminen ve ileride ödenecek toplam 5.000.000 TL taşınmaz satış bedelinden mahsup edilmek üzere harici sözleşmenin 16. Maddesinde bulunan hükmü gereği iş ortaklığına malzeme alabilmesini teminen finans sağlanması için verilmesi gereken 1.000.000 TL için müvekkilinden bu tutarda bir adet senet istendiğini ve müvekkilinin bu senedi tanzimle davalının huzurunda iş ortaklığına verdiğini, akabinde müvekkilinin adi yazılı taşınmaz sözleşmesinin hukuken geçersiz olması sebebiyle Noterde satış vaadi sözleşmesi yapılması için gerekli olan harç ve masrafları da tedarik edip davalıya noterde satış vaadi sözleşmesi yapılması konusunda adi yazılı sözleşmenin 9....

              Davacılar, paydaşı oldukları 141 Ada 20 parsel numaralı taşınmaz üzerinde inşaat yapılması için davalı yüklenici ile adi yazılı 04.06.2002 tarihli beş sayfadan ibaret sözleşme yapıldığını, tapudaki payların sözleşme uyarınca davalıya devredildiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmediğini iddia etmişler, davalı taraf sözleşmenin son sayfasındaki imzayı inkâr etmeden, diğer dört sayfada davalı imzasının bulunmadığını, sözleşmenin geçerli sayılamayacağını, tapudaki devirlerin satıma dayandığını savunmuşlardır. Davacıların paydaş oldukları 141 Ada 20 Parsel numaralı taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesi 04.06.2002 tarihinde adi yazılı şekilde yapılmış, sözleşmenin beşinci sayfası taraflarca imzalanmıştır. Bu tarihden sonra, 17.03.2003 tarihinde davacılara ait paylar tapuda davalıya devredilmiştir. Tapuda satış gösterilmiştir. Uyuşmazlık, tapu devrinin, sözleşmeye istinaden yapılıp yapılmadığı hususundadır....

                UYAP Entegrasyonu