Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 80. ve 6183 sayılı Yasanın 35. maddeleridir. 506 sayılı Yasanın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanacağı 506 sayılı Yasanın 80. maddesinde ise "tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu” olacakları bildirilmiştir. 6183 sayılı Yasa’nın 35 . meddesinde limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve takibe tabi tutulacakları belirtilmiştir....

    Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi gereğince haciz bildirisine 7 günlük süresi içerisinde itiraz etmeyen davacının, aynı yasanın 79/IV. maddesi uyarınca 1 yıllık süresi içerisinde açmış olduğu menfi tespit davasında haciz bildirisinin tebliği tarihinde kamu borçlusuna karşı borçlu olmadığının belirlenmiş olmasına, yasal sürede haciz bildirisine itiraz etmeyerek bu davanın açılmasına neden olması nedeniyle de davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve a492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalıdan harç alınmamasına 30.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 506 sayılı Yasa'nın 80/7. maddesinde kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkili olduğu, 6183 sayılı Yasa'nın 58/1.maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edebileceği bildirilmiştir. Bu 7 günlük itiraz süresi hak düşürücü süre olup süreyi geçiren borçlunun artık menfi tesbit, istirdat gibi aynı konuda hiçbir mahkemede dava açması mümkün değildir. Çünkü 6183 sayılı Yasa'da İİK.'nun 72.maddesine koşut bir hüküm yer almamaktadır. 6183 sayılı Yasa İİK.'na nazaran özel bir yasa olup uygulama önceliğine sahiptir. (Yargıtay HuKuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları) Hal böyle olunca Kurum tarafından yürütülen takibe konu borç yönünden , davacının ......

        F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Ödeme emirlerinin 15/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 22/04/2016 tarihinde açıldığı, 6183 sayılı yasanın 58. maddesine göre 7 günlük sürede açıldığı açıktır 5198 sayılı Yasanın 11. maddesi ile 506 sayılı Yasanın 80. maddesinde 06.07.2004 tarihinde yapılan değişiklikle, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasanın 102.maddesinin de uygulanmayacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla Kurumun sigorta primlerinden doğan alacakları, eskiden olduğu gibi Borçlar Yasasının 125. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacaktır. Zamanaşımı başlangıcı da Borçlar Kanunun 128. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu, yani ödeme tarihinin son günü olacaktır. Örnek olarak, 2004 yılı 8. ay primi 30.09.2004 tarihine kadar ödeneceğinden, zamanaşımı süresi 01.10.2004 tarihinden başlayacak ve 01.10.2014 tarihinde sona erecektir....

          GEREKÇE : Dava, davacı hakkında başlatılan takip nedeniyle ödeme emirlerinin iptali ile Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde (7061 sayılı Kanun ile değişik, 01.01.2018 tarihinden geçerli olmak üzere 15 gün içinde) itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....

          Bu durumda davaya konu teşkil eden miktarın tamamından davacı şirketin sorumlu olduğu kabul edilerek hüküm oluşturulduğuna göre, davacı şirketin borçlu olmadığının tespiti davasının reddine karar verilmesi gerekirken, 335.000,00 TL'nin tamamı dava konusu yapılmış gibi düşünülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-6183 Sayılı Kanununun 79. maddesi uyarınca %10 oranında inkâr tazminatının karar altına alınabilmesi için takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilmiş olması gerekir. Somut olayda takip işlemlerinin durdurulmasına ilişkin bir karar bulunmadığı ve takip işlemleri durdurulmadığı halde, davacı şirketin inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması ve bunun miktarının kanunda yazılı %10 oranını aşarak %40 olarak belirlenmesi de hatalı olmuştur....

            Kabule göre de, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içerdiğinden davalı ... lehine maktu vekalet ücreti takdiri yerine nispi vekalet ücreti verilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 12.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava konusu takip dosyalarının incelenmesinde, davacıya ödeme emri tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır....

                Sigorta Anonim Şirketi hakkında 6183 sayılı yasaya göre başlatılan ve sonrasında şirket yönetim kurulu üyeleri hakkında da devam eden takibe konu alacaklarının amme alacağı niteliğinde olduğunu, dava konusu alacağın yapılandırılması talebin davalı kurum tarafından ret gerekçesinin, dava konusu alacağın amme alacağın niteliğinde olmamasından değil, yapılandırma yasası kapsamında sınırlı olarak sayılan alacaklardan olmamasından olduğunu, davalı kurumun ret kararı, bu alacağın amme olmadığını ve 6183 sayılı yasa kapsamında bir alacak olmadığını kabul etmesi anlamına gelmediğini, davalı kurumun borcunu tahsil etmek amacıyla hem ... Sigorta Anonim Şirketine hem de şirket yönetim kurulu üyelerine ödeme emrini gönderdiğini, 5510, sayılı yasanın 88. Maddesinin 20....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, zamaşımına uğrayan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, zamanaşımına uğrayan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme gerekçesinde, ödeme emrinin davacıya 22.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacının hak düşürü süre geçtikten sonra dava açtığı, bu nedenle davanın 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı belirtilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu