Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kurum işleminin iptali, borçlu olmadığının tespiti ile maaşından yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir....

in kaldığını, celp edilecek banka kayıtlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin annesinin ölümünden sonra maaşını çekme gibi bir durumunun olmadığını, müvekkilinin yaptığı harici araştırma sonrasında davalı kurum tarafından takibe konu edilen ödemelerin müvekkilinin kardeşi olan ve ölümünden önce anneleri ... ile birlikte yaşayan diğer borçlu Uğur tarafından bankadan çekildiği ve banka kartlarının dava dışı ...'de bulunduğunu belirterek, ... 24 ... müdürlüğünce başlatılan 2012/8618 sayılı ... takibine borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. 5510 Sayılı Yasa'nın 88/19. maddesinde Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili olduğunun belirlenmiştir....

    Şti hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve müvekkiline anılan yasanın 79.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak süresinde itiraz edilemediğini, kamu borçlusuna borçları olmadığının 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesi gereğince tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delil ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının dava dışı ... Petrol Ltd. Şti 02.05.2012 tarihi itibari ile cari hesap ilişkisinin sona erdiği ve cari hesabın sona erdiğinden davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesine göre üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar ‘bu derece dahil) sıhri (kayın)hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerektiğinden , davalı ... satış tarihinde borçlunun eşi olduğundan ve aynı yasanın 30.madde kapsamında davalı üçüncü kişinin borçlunun mali durumu ve mal kaçırma amacını bilebilecek durumda olması nedeni ile tasarrufların iptali gerekecektir. Ancak bu davalının taşınmazı ellerinden çıkarması halinde ise 6183 sayılı yasanın 31.maddesine göre davada üçüncü kişilerin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve o tarihteki kamu borcu miktarı ile sınırlı olarak bedelden sorumlu tutulması gerekir. Bu maddenin uygulanması için davacının talepte bulunmasına gerek olmayıp mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haciz ihbarnamesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava dosyasındaki kayıt ve belgelere göre, dava dışı Cangül Treyler Oto San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait 1022442 numaralı işyerinin 2011/2,3,4,5,6....

        Dava 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. 5510 Yasanın 88.maddesi uyarınca kurum alacaklarının tahsilinde 6183 Sayılı Yasanın uygulanması gerektiği,aynı yasanın 101.maddesinde de bu kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı SGK tarafından dava dışı borçlunun prim borcu nedeniyle davacı idareye gönderilen haciz ihbarnamesine davacı tarafından yasal süre içerisinde cevap verilmemesi nedeniyle davacı tarafından 6183 Sayılı Yasanın 79 maddesi gereğince davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup uyuşmazlığa Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakılmıştır. Oysa görev hususu res'en dikkate alınarak yukarıdaki yasal düzenleme gereğince davaya iş mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

          Alkollü İçkiler Ltd.Şti hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını, borçlu şirketin bilançosunda ortaklarından 81.456.628,50 TL alacaklı olarak görüldüğünden, şirketin %99.95 payına sahip davalı ...'ye anılan Yasa'nın 79.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davalının itiraz ettiğinden, 6183 sayılı Yasa'nın 79/6.maddesi gereğince borçlu olduğunun tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, kamu borçlusu şirketin müvekkilinin verdiği sermaye ile kurulduğunu, daha sonra TMSF tarafından el konulduğunu, müvekkilinin şirketten 49.900,00 TL alacağı olduğunu ve ödenmediğini, borçlu şirkete borcu olmadığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde 3.kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır.23/10/2011 tarihli haciz ihbarnamesi davacı şirkete 25/10/2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı şirket tarafından da haciz ihbarnamesine 7 günlük yasal sürede cevap verilmemiş olması nedeniyle 6183 Sayılı AATUHK'nun 79.maddesinde öngörülen bir yılık süre içerisinde iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Davacının davasını ispatlaması halinde borçlu olmadığının tespitine karar verileceğinden hakkındaki haciz ihbarnamesi ve ödeme emri de bu şekilde hükümsüz kalacaktır. Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçe ile bilirkişi raporuna göre; Davacı tarafın 30.11.2011 tarihi itibari ile davalı ...'...

              Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının, J blok 13 no'lu bağımsız bölümün değeri olarak belirlenen 20.000,00 TL borçlu olduğu, Y blok 1 no'lu gazinonun değeri olarak belirlenen 39.600,00 TL borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesince bozulmuş, mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamı ve dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya takip nedeniyle 42.600,00 TL borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 21.12.2012 tarih ve 2012/6183 Esas, 2012/7575 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

                A.Ş adına düzenlendiği ancak davacıya tebliğ edildiği anlaşılmakla, 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu