Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda yapılandırma gereğince davalı borçlunun ödeme yapıp yapmayacağının belirli olmaması karşısında davaya devam edilerek taraf delillerinin toplanması, borçlu ile davalılar arasındaki dava konusu tasarrufların 6183 sayılı Yasanın, 27, 28, 29 ve 30.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir. 2-Somut olayda, dava konusu taşınmaz yönünden İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/90 esas ve 2014/281 K. sayılı dosyasında davalı ... adına olan kaydın mahkeme kararına istinaden üçüncü şahsa geçtiği görülmektedir....

    Mahkemece yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, kurumun yersiz ödemeleri tespit tarihini ve Kurumca yasanın hangi bendi kapsamında işlem yapıldığını ve yersiz ödeme dönemlerini tam olarak belirleyerek, davacının Kuruma ne miktarda olduğunun tespiti bakımından, davacının aylığın bağlanması sürecinde tahsis talebinde eşinden dul aylığı aldığını belirtmesine rağmen davalı kurumca aylığın bağlandığı da dikkate alınmak ve davalı kurumca her ne kadar 5510 sayılı Yasanın 96’ncı maddesinin “b” bendi kapsamında işlem yapıldığı belirtilmekte ise de, borç tahakkukuna ilişkin dönemin 5 yılı aşacak şekildeki 01.11.2008-11.03.2015 tarihleri arasında olduğu buna göre davalı kurumdan bu çelişkinin de giderilmesi gereği üzerinde durularak ve 96’ncı maddesinin b bendi kapsamında bir değerlendirme yapılarak Kurum alacağının davacının kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemini de karşılayacak şekilde belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      -2- 2015/986 2017/1768 Somut olayda, davacıya haciz ihbarnamesi 26.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiş 7 günlük sürede itiraz edilmemiş ancak dava 07.02.2014 tarihinde yani 1 yıl içinde açıldığından, işin esasına girilerek davacının haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra dava dışı kamu borçlusunun maaşından ödemesi gereken bir kesinti bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Kabule göre ise, 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi : Karacabey Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dava, icra takibinde talep olunan gecikme zammının 6183 sayılı Yasanın 53. maddesine aykırı olduğunun tespiti ve borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olup, tarafların sıfatına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 15.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Öte yandan, 6183 sayılı Yasanın 35.maddesine göre,(Değişik madde: 22/07/1998 - 4369/21 md.)Limited şirket ortakları (Değişik ibare: 04/06/2008 - 5766 S.K./3.mad) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Somut olayda, Kurumun gönderdiği 2003/13857 takip nolu ödeme emrine göre davacının %50 hisseli ortağı olduğu şirketin 2003/1,2,3,4. aylarına ait prim borcu nedeniyle toplam 9.582,62 TL amme alacağını ödemesinin istendiği, davacının 27.02.2003 tarihinde %50 hissesini devrettiği, şirketin diğer kurucu ortağının 28.08.2003 tarihinde 4958 sayılı yasa uyarınca Kurumdan yapılandırma talebinde bulunup, herhangi bir ödeme yapmadığı anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanun'un 103. maddesinde zamanaşımını kesen haller sayılmıştır....

            Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup, davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretinin hüküm altına alınmaması gerekir....

              Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Eldeki davanın yasal dayanağının 6183 Sayılı Yasanın 35.’inci maddesi olmasına ve 06.09.2004 tarihinde noterden pay devri yoluyla şirketten ayrılan davacının sorumluluğu bakımından, işveren şirkete yapılan takip ve hacizler nedeniyle 6183 sayılı Yasanın 35. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunmasına, 06,07.2004 tarihinden önceki prim borçlarının 5 yıllık, bu tarihten sonra tahakkuk ettirilen prim borçlarının ise 506 sayılı Yasanın 80’inci maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmasına göre; mahkemece, davacının 2004 yılında 7’nci ve 8’inci aylara ait prim borçları bakımından 6183 sayılı...

                Eldeki davada, 22.01.2002-03.08.2004 tarihleri arasında kalan dönemde 56/80 oranında hisseli ortaklığı ile 22.01.2002 tarihli ortaklar kurulu kararıyla 10 yıl süreyle münferiden imza yetkili müdür olarak görevlendirildiği anlaşılan davacı hakkında davalı kurumca yapılan takip ile 2002 yılının 6. ayı ile 2004 yılının 7. ayları arasındaki kurum alacakları nedeniyle ödeme emrinin gönderildiği, süresinde açılan bu dava ile ödeme emrinin zamanaşımı nedeniyle iptali ile 6183 sayılı Yasanın 35’inci maddesi şartlarının oluşmaması nedeniyle Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istenilmiş, mahkemece zamanaşımı süresine göre davanın kısmen kabulüne davacının hissesi oranında zamanaşımına uğramadığı kabul edilen 2004 yılı 6....

                  Davacı 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesi gereğince borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece davacı tarafından haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden sonra 11.03.2014 tarihli 1.828,92 TL'nin dava açıldıktan sonra da 22.09.2016 tarihinde 7.452,34 TL'nin davacı tarafından davalının hesabına gönderildiği, bu nedenle davacının ihbarnamesinde yazan 9.281,16 TL nin davacı tarafından ödenmiş olduğu nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Davalı ücreti vekalet ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerekir....

                    in tasarruf tarihi itibariyle vergi borçlusu davalı şirket yetkilisi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı yasanın kanuni temsilcilerin sorumluluğu başlığını taşıyan mükerrer 35. maddesi, tüzel kişilerin mal varlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcilerinin mal varlığından tahsil edileceği hükmünü içermektedir. Mahkemece, davalı ...'in tasarruf tarihi itibariyle vergi borçlusu davalı şirket yetkilisi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç toplanan delillere göre dosya içeriğine uygun düşmemektedir....

                      UYAP Entegrasyonu