"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali ve davacının Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava; davacının evvelden ortağı olduğu limited şirketin prim borçları nedeniyle gönderilen 3 adet ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, hisselerini devreden davacının, hisse devir tarihine kadar olan prim borçlarından ortaklık hissesi oranında sorumlu olduğu, sonraki dönem prim borçlarından ise, sorumlu olmadığı kabul edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı 6183 sayılı Yasanın 35. maddesidir....
Somut olayda, Kurumun davacıya 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesine göre düzenlenen (3) adet haciz bildirisi tebliğ ettiği, davacı Banka'nın haciz bildirilerine (7) gün içerisinde yanıt vermediği, davacı Banka'nın 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesinin 4.fıkrasına göre eldeki davayı açarak haciz bildirilerinde adı geçen (3) ayrı şirketin Banka'da hak ve alacağı olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini istediği, davacı Banka'ya tebliğ edilen haciz bildirileri 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesine uygun olup haciz bildirisinin Banka'ya tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı bildirimde bulunulması gerektiği ve süresinde itiraz edilmemesi halinde malın elinde ve borcun zimmetinde sayılacağı ihtarını havi olduğu ve bu haliyle hukuki sonuç doğurması nedeniyle davacı Banka'nın eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır....
O halde İlk Derece Mahkemesince öncelikle davalı borçlu Sezer hakkında 6183 sayılı Kanun çerçevesinde kesinleşen bir takip bulunup bulunmadığının tespiti ile anılan dava konusu edilen taşınmazlar yönünden öncelikle toplanan delillere göre dava konusu tasarrufun 6183 sayılı AATUHK'nın 24,27,28,29,30 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının tespiti ile iptale tabi ise tasarruf tarihlerine kadar olan borç miktarı davacı idareden sorularak belirlenecek alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak tasarrufun iptaline aksi halde yani iptal koşulları oluşmamış ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekir. Kabule göre de; 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Yasanın 35.maddesinin “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince davalıların vekalet ücretine ilişkin istinaf başvuruları yerinde değildir ( Yargıtay 17....
Somut olayda; davacılar adına düzenlenen bir ödeme emrinin bulunmaması, davacıların da asıl borçlu murisi adlarına dava açtıklarının belirgin olması karşısında, 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacılar adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebligatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....
Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı Yasanın 30. maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır....
e başka bir otomobil ve başka bir gayrimenkul daha sattığı belirtilmişse de bu hususun hem davalılar tarafından kabul edilmediği, hem de bu hususa ilişkin dosyada bir delil olmadığının anlaşıldığı, buna göre; davalı 3. kişi ...’in davalı borçlu ile yakınlık ve tanışık olduğu ya da 6183 s. Yasanın 30. maddesi gereğince borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu da ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davalı 3. kişi ...’in davalı borçlu ile yakınlık ve tanışık olduğu yada 6183 S.K.'...
Bu kapsamda, mahkemece davacının taşınmazına konulan haczin kaldırılmasına dair mahkeme hükmü yerinde ise de, davalı kurumca taşınmaza haciz konulması ve davacı tarafından bir kısım ödeme yapılması sonrasında çıkan davaya konu uyuşmazlık nedeniyle ile davacının açmakta hukuki yararı olduğu anlaşılan menfi tespit istemi bakımından davacının kurucu ortak olarak şirket müdürü ve münferit imza ile temsilci olduğu anlaşılan, 03.03.2003-11.07.2005 tarihleri arasında 506 sayılı Yasanın 80’inci ve şartlarının varlığı halinde hissesi oranında 6183 sayılı Yasanın 35’inci maddesi gereğince sorumlu tutulabileceği hususunun dikkate alınmaması ile menfi tespit istemi bakımından da davacının sorumlu olmadığının tespitine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine, tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı İdare vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Haciz ihbarnamesi davacı şirkete 29.08.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı şirket tarafından da 7 günlük yasal sürede cevap verilmemiş olması nedeniyle 6183 Sayılı AATUHK'nun 79.maddesinde öngörülen bir yıllık süre içerisinde iş bu menfi tespit davası açılmıştır....
Mahkemece davanın kabulü ile 23/12/2013 tarih, 36547-2013 12 236 450 70000 107 sıra nolu 87.086,12 TL miktarındaki haciz nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, buna ilişkin takibin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı AATUHK'nun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış ve davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup, davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, ödeme emrinin iptali ve davacının davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davalı kurumun 10/12/2012 tarih 21426385 sayılı ödeme emrinin iptali ile ilgili ödeme emri içeriği kapsamında davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, dava dışı ....'...