Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava 3.kişinin, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu haciz 29.05.2009 tarihinde, borçluya ait adreste yapılmıştır. Buna göre İİK’nun 96/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karine aksinin davalı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekmektedir. Dosya içerisindeki belgelerden, takip dayanağı borcun 17.07.2008 tarihinde tanzim edilmiş bonodan kaynaklandığı, bu tarihten sonra haciz yapılan ev 25.02.2009 tarihinde ipotekli olarak davacı 3.kişiye satılmış, 01.03.2009 tarihinde borçlu tarafından davacıdan kiralanmış ve davacı iddiasına göre borçluya ait ev eşyaları da satın alınarak yine bu tarihten sonra 17.03.2009 tarihinde teferruat olarak tapuya tescil edilmiştir....

    Dava 3.kişinin İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu haciz 20.09.2007 tarihinde davacı şirketin adresinde ve şirket yetkilisinin huzurunda yapılmıştır. İİK’nun 97/a maddesi gereğince mülkiyet karinesi davacı 3.kişi şirket yararınadır. Davanın 3.kişi tarafından açılması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz, bu yasal karinenin aksini davalı alacaklı tarafından kesin ve güçlü delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Takip konusu borç, davalı alacaklının nafaka alacağına ilişkin olup, borçlu şirket ortağı ...’in kişisel borcudur. Gelen Ticaret sicil kayıtlarından kuruluştan itibarın borçlunun yaklaşık %45 civarında hissesi olduğu ve borçlu ve kardeşi dışında 2 tane daha hissedarı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı 3.kişi hacizli mallara ilişkin olarak eski tarihli faturalar sunmuş ve bunların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu da tesbit edilmiştir....

      Mahkeme, Çiftçi Koruma Dairesi Başkanlığının yazıları ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu koyunların davacı 3.kişiye ait olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu 17.04.2009 tarihli haciz borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste ve borçlu huzurunda yapılmıştır.İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararınadır.Bu yasal karine aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekmektedir. Davacı tarafından sunulan Sultanhisar Çiftçi Koruma Dairesi Başkanlığının yazılarında davacının koyun sahibi olduğu belirtilmiş ise de hacizli hayvanların 3.kişiye ait olduğu yönünde somut bir açıklama ve bilgi bulunmamaktadır....

        Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı, Yargıtay 21,Hukuk Dairesinin 26.02.2008 tarih 2007/6047 Esas ve 2008/3071 Karar sayılı ilamı ile davacı ... şirketinin dava ehliyetinin bulunmadığı Kıraca yönünden ise danışıklı işyeri devri söz konusu olduğundan davanın reddi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi ...., Dış Ticaret AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre, yargılama devam ederken, dava konusu haczin davalı alacaklı tarafından 10.12.2009 tarihinde kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava dayanağı haciz bulunmadığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esastan karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

          Mahkemece; 13/04/2009 tarihli hacizde 3. kişinin istihkak iddiasında bulunduğu, 12/03/2010 tarihli hacizde çalışanlardan birinin malın davacı 3. kişiye ait olduğunu belirttiği, davanın 19/03/2010 tarihinde açıldığı, ilk haciz tutanağının tanzim edildiği 13/04/2009 tarihinde haciz yapılan iş yeri davacının iddiasına göre, kendisine ait olduğuna göre, ilk haczin gerçekleştiği 13/04/2009 tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak davasını açmakla yükümlü olduğu halde, süresinden sonra dava açıldığı gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. İİK'nin 96 vd. maddesine göre, borçlu tarafından 3.kişi lehine veya 3. kişi tarafından bizzat kendi lehine ya da İİK'nin 85/2 maddesi uyarınca borçlu ile malı birlikte elinde bulunduran 3. kişiler, diğer bir 3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunabilirler....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, İzmir 9.İcra Müdürlüğünün 2011/849 sayılı takip dosyasından, davacıya ait olan ve borçluya kiraya verilmiş bulunan Dijital Baskı makinesinin haczedildiğini belirterek İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, sunulan belgelerin yetersiz olduğunu ve borçlu ile birlikte hareket ettiklerinden haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              Mahkemece, davacı 3.kişinin aracı hacizden önce noterde düzenlenen sözleşme ile satın aldığından bahisle davanın kabulüne, zamanında adına tescil ettirmeyerek dava açılmasına neden olduğundan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından yargılama gideri yönünden temyiz edilmiştir. Dava 3.kişinin İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava kabul edildiğine göre HUMK’nun 417.maddesi gereğince yargılama giderinin davalı alacaklı aleyhine hükmedilmesi gerekir. Somut olayda bu kuralın istisnasına ilişkin HUMK’nun 418.maddesinde ki koşullar gerçekleşmediği gibi HUMK’nun 94/2 maddesinde belirtildiği şekilde dava ilk oturumdan önce davalı alacaklı tarafından kabul edilmemiştir. Bu durumda yargılama giderinin davalı alacaklıdan tahsili gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklının İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı karşılık dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı şirketin borcun doğumundan sonra borçlunun muhasebecisi tarafından kurulmuş olup davacı ve borçlu şirketler arasında örtülü (danışıklı) işyeri devri olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre davacı 3.kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Alacaklı İİK’nun 97/17 fıkrasına dayalı karşı dava olarak tasarrufun iptali davası açmıştır. Karşılık olarak açılan bu davanın konusu istihkak iddia edilen mala ilişkindir. Bu mallar dışındaki tasarrufun iptali, karşılık davanın konusunu oluşturmamaktadır....

                  Mahkemece, davacının aracı satın aldığı tarihte trafik kaydında haciz şerhi bulunmadığından 2918 sayılı yasaya uygun olarak yapılan noterde düzenlenen satış sözleşmesi ile aracın mülkiyetini kazandığından bahisle istihkak davasının kabulüne ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili ve yargılama gideri yönünden davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu ... plaka sayılı aracın icra müdürlüğünün haciz yazısının 10.10.2008 tarihinde trafiğe geldiği ve kayda alındığı ancak veri tabanına girişin 14.10.2008 tarihinde olduğu, 13.10.2008 tarihinde aracın trafik kaydında haciz yazısının bulunduğu İl Trafik Şube Müdürlüğünce bildirilmiştir....

                    Davalı alacaklı vekili, borçlu şirketin Ankara’da bulunan ve ticaret sicil kayıtlarında görülen adresini terk ederek kayıt dışı bir şekilde Çubuk’da bulunan haciz adresinde faaliyetini sürdürdüğünü ve alacaklılardan mal kaçırma amacı ile danışıklı hareket ettiklerinden, haksız açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı 3.kişinin borçlu şirket yetkilisi olduğunu ve dava konusu malların kendisine ait olduğunu ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 3.kişinin, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Borçlu şirketin, takip ve ticaret sicilde kayıtlı adresi, haciz adresinden farklı olup,dava konusu taşınır mallar 16.04.2008 tarihinde davacı 3.kişinin 1986 yılından itibaren faaliyette bulunduğu adreste haczedilmiştir.Mülkiyet karinesi davacı 3.kişi yararınadır....

                      UYAP Entegrasyonu