Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİHKAK DAVASI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 96 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 97 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilen kararın temyizen tetkiki davacı (3. kişi) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık 3. kişinin llK'nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir....

    Dava 3.kişinin İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu arpalar, 22.03.2005 tarihinde davacı ve borçlu huzurunda, buğday pazarında bulunan kamyonlar üzerinde haczedilmiştir Kamyonlara ait sev irsaliyesi davacı 3.kişi adına olmakla birlikte, Ticaret Borsasına giriş fişi borçlu adına düzenlenmiştir. Bu durumda hacizli malı borçlu ve 3.kişi birlikte ellerinde bulundurduklarından mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararınadır. Davacı 3.kişinin bu yasal karine aksini her türlü delille ispatlaması olanaklıdır....

      Dava, 3. kişinin İİK'nın 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. İstihkak davaları İİK'nın 97/11. maddesi hükmünce genel hükümler ve basit yargılama usulü uygulanan dava türlerindendir. Bu nedenlerle başvurma harcı ve takip konusu alacak ile mahcuz malın değerinden hangisi az ise o değer üzerinden 1/4 oranında peşin nisbi ilam harcı alınarak duruşma açılması, taraflara dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek taraf teşekkülünün sağlanması ve deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Dosya içerisinde mevcut dava dayanağı icra dosyasından, dava konusu araç üzerine ilk haczin 05.05.2008 tarihinde konulduğu, bu haczin 05.05.2009 tarihinde düştüğü, 2. kez haczin ne zaman konulduğu ve buna göre davacının haczi öğrenme tarihinin tespitinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır....

        Yapılan yargılama sonunda, hacze konu ekipmanların finansal kiralama sözleşmesi kapsamında olduğunun 3.kişi tarafından ispatlanmadığından 2007/187 esas sayılı dava dosyası yönünden davanın kabulüne diğer davalar yönünden davaların reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-davacı (3.kişi) ile davacı-davalı (alacaklı) vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacaklıların İİK’nun 99. maddesine dayalı olarak açılan 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ile 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 19.maddesine dayalı şikayet istemine ilişkindir. 1.Dava konusu taşınır mallar borçlu şirket adresinde haczedilmiştir. İİK’nun 97/a maddesine göre mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile alacaklı yararındır. İcra müdürünün hatalı işlemi sonucu alacaklının dava açmak zorunda bırakılması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz. 3.kişinin bu yasal karine aksini her türlü delille ispatlaması olanaklıdır....

          Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış 3.kişinin istihkak davasına ilişkindir. Borçlu elinde haczedilen mal üzerinde mülkiyet, rehin gibi bir hakkı bulunduğu kanısında olan 3.kişi, haczi öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne istihkak iddiasında bulunabilir. Yasal süresi içinde yapılan bu istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilir. Alacaklı veya borçlu istihkak iddiasına üç gün içinde itiraz ederse takip icra müdürlüğünce dosya bağlı bulunduğu icra mahkemesine gönderilir.(İİK 97/1)3.kişi, icra mahkemesinin takibin devamı veya ertelenmesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde istihkak davası açmak zorundadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVACI(3.kişi) : ... DAVALI(Alacaklı): ... Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, Ankara 20.İcra Müdürlüğünün 2010/2280 sayılı dosyasından, davacıya ait malların 30.03.2010 tarihinde haczedildiğini belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, haczin borçlunun işyerinde yapıldığını, davacının aynı zamanda borlu şirketin yetkilisi olduğunu ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              (İİK 97/6)İcra müdürlüğüne istihkak iddiasını bildirmeyen 3.kişi haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde doğrudan doğruya icra mahkemesinde istihkak davası açabilir.(97/9) Davacı 3.kişinin 09.06.2009 tarihli haczi, en geç mahkemenin 2009/38-47 E-K dosyasındaki şikayet tarihi olan 15.06.2009 tarihinde öğrendiğinin mahkemece kabulü doğrudur. Ancak, somut olayda, 09.06.2009 tarihli haciz tutanağından dava konusu aracın, araç şöförü ... huzurunda fiilen haczedildiği,araç şöförünün istihkak iddiasının 3. kişinin istihkak iddiası olduğu gerekçesiyle istihkak iddisına karşı dava açması için 3 gün süre verildiği anlaşılmaktadır. Ancak araç şöförü istihkak iddiasında bulunan 3.kişi olarak kabul edilmiş ise de davacı ve borçlu şirketle bağlantısı yönünden dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanamamıştır. Bu nedenle öncelikle, haciz sırasında hazır bulunan araç şoförü ...'ın davacı 3.kişi şirket yetkilisi veya temsilcisi olup olmadığının tesbiti gereklidir....

                Mahkemece, haciz adresinin borçluya ödeme emrinin tebliğ edilen adresten farklı olduğu ve 3.kişi huzurunda haciz yapıldığından mülkiyet karinesinin davacı yararına olduğu,davacı ile borçlu şirket ortakları arasında organik bağ bulunmadığı,malların borçludan fatura karşılığı satın alınarak davacının ticari defterlerine kaydedildiğinin anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu makineler 14.03.2008 tarihinde, davacı 3.kişiye ait işyerinde haczedilmiştir. Bu durumda mülkiyet karinesi davacı 3.kişi şirket yararınadır. İcra Müdürünün hatalı işlemi sonucu 3.kişinin dava açmak zorunda bırakılması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz. Davalı alacaklının, mülkiyet karinesinin aksini her türlü delille ispatlaması olanaklıdır....

                  Mahkemece, davacı ve borçlu şirketlerin adres ve ortaklarının büyük bir kısmının aynı olduğu ve haciz mahallinde borçlu şirkete ait pek çok belgenin bulduğundun bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden ... 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.07.2008 gün ve E 2008/358 K 2008/438 sayılı kararı ile borçlunun iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından İİK'nun 193/2 maddesi uyarınca takip düşmüş ve hacizler kalkmıştır. Bu durumda dava konusu kalmadığından "istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi ve dava açılmasına neden olan tarafın yargılama giderleriyle sorumlu tutulması gerekmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgu dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, Torbalı 1.İcra Müdürlüğünün 2011/1307 sayılı takip dosyasından, davacıya ait ... plakalı traktörün haczedildiğini, takibin danışıklı olduğunu belirterek İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını ve takibin iptalini istemiştir. Davalı alacaklı vekili, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu