- KARAR - Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine kredi kartı borcu nedeniyle icra takibi başlatıldığını belirterek, dosyanın zaman aşımına uğraması nedeniyle müvekkilinin borcunun olmadığının tespitine, bu iddia reddedilirse, ilgili faiz ve avukatlık ücretinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun' un 5.maddesine aykırı olması sebebi ile geçersiz sayılmasına ve yasal faiz uygulanarak borcun tespitine, bu da mümkün değil ise TBK 120. ve 88. maddeleri uyarınca faiz hesaplaması yapılarak borcun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 141. maddesinde zaman aşımı süresinin 20 yıl olması nedeniyle zaman aşımı itirazının yerinde olmadığını, davacının 2001 yılından beri borcunu ödemediğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....
olacağını, diğer tarafta ise dosyanın devamına dair müdürlük kararı bulunacağını, bu durumda icranın geri bırakılmasına dair mahkeme kararının infazının mümkün olmadığını, öte yandan, davacının şahsi bir defi olan zaman aşımı itirazını ancak takip dosyasına taraf olduğu tarihten sonraki döneme ilişkin olarak ileri sürebileceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde tutularak davalının: davacılardan ... ve ... lehine hükmolunun maddi tazminata yönelik temyiz dilekçesinin reddine, zararlandırıcı sigorta olayının 27.09.1995 tarihinde meydana geldiği davanın ise 02.04.2007 tarihinde B.K.’nun 125 maddesinde öngörülen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmasından sonra açıldığından davanın zaman aşımı nedeniyle reddi yerine yazılı şekilde tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009/244 E. 2009/284 K. sayılı kararının söz konusu şikayet yönünden kesin hüküm oluşturduğu gerekçesi ile şikayetin usulden reddine karar verilmiş ise de bu karar şikayete konu dosya için kesin hüküm teşkil etmez. Somut olayda; kambiyo takibine dayanak yapılan senedin kambiyo vasfı bulunmadığından zaman aşımı süresi on yıla tabidir. Alacaklı tarafından takibin 18.03.1999 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin şikayetçiye 06.04.1999 tarihinde tebliğ edildiği, 31.12.2002 tarihinde takipsizlik nedeni ile işlemden kaldırılan dosyanın 14.08.2009 tarihinde yenilendiği, alacaklının talebi üzerine haciz işlemleri yapıldığı, kaldı ki en son dosyanın yenilendiği tarih ile şikayet tarihi olan 09.02.2015 tarihi itibari ile dahi on yıllık zaman aşımı süresinin geçirilmediği anlaşılmıştır. Takip dosyasında on yılı geçmeyecek şekilde takibi ilerletmek üzere yapılmış alacaklı işlemleri bulunduğundan on yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır....
Suç tarihinin temadiyi kesen 18.07.2007 azil tarihi olduğu gözetilerek yapılan incelemede, sanığa yüklenen görevi kötüye kullanma suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla dava zaman aşımı süresinin 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olduğu, aynı Kanunun 67/4. maddesi uyarınca olağanüstü zaman aşımının ise 12 yıl olacağı, suç tarihi olan 18.07.2007 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında durma süresi de nazara alındığında 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin geçmiş bulunduğu, zaman aşımını kesen başkaca bir sebebin de bulunmadığı anlaşıldığından diğer yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 04.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
(bu şekilde yazılmak suretiyle, herhangi bir rakam belirtmeksizin) faizi masraf ve vekalet ücretiyle birlikte tahsili için icra takibi başlatmış; davalı ödeme emrini tebliğ alınca süresi içinde ''borcum yoktur'' şeklinde itiraz ederek takibi durdurmuş, iş bu davada 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.Mahkememizce cari hesap alacağı 2021 yılında kesildiği ve buna ilişkin ---- yılında vergi dairesine verileceğinden 2021 ve 2022 ye ait davalının ----- getirtilmiştir.Öncelikle zaman aşımı defi ele alınmış olup ilk celse, taraflar arasındaki alım satıma dayalı akdi ilişki sebebiyle alacağın 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, cari hesabın tutulma tarihi ve dayanılan faturaların tarihler itibarıyla zaman aşımı süresinin dolmasına çok vakit bulunduğundan zaman aşımı defi nihai kararla birlikte istinafı kabil olmak üzere ret olunmuştur.Davanın niteliği ve iddia - savunmaya göre ticari kayıtlar inceletilmiş olup her iki tarafında inceleme gününde ticari kayıtlarını ibraz ettiklerini,...
DAVA Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, takipte en son işlemin 28.08.2013 tarihinde yapıldığını, o tarihten sonra herhangi bir işlem yapılmadığını, zaman aşımı süresi 3 yıl olup, takibe konu senedin zaman aşımına uğradığını, ayrıca takibe konu senedin tanzim yeri bulunmadığından kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını belirterek davanın kabulüne, zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ve takibe konu senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmaması sebebiyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde iddiaların yerinde olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....
İcra Müdürlüğü’nün 2009/23691 Esas sayılı icra takip dosyasının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip olduğu, takibin dayanağının çek olduğu ve icra dosyasında alacaklı vekili tarafından yapılan bila tarihli talebin 26/02/2010 tarihinde kabul edildiği, şikayet tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 726. maddesinde çek için düzenlenen zaman aşımı süresi 6 ay iken 03/02/2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmışsa da 6763 sayılı Türk Ticaret Kanununun Mer’iyet Ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun’un 2. maddesinde Türk Ticaret Kanunu’nun mer'iyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zaman aşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacaklarının ve 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6/1.maddesinde; Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zaman...
Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; takip dayanağı kambiyo senedinin aslının icra başvurusu sırasında icra müdürlüğüne teslim edildiği halde, icra müdürlüğünce takip dosyası oluşturulduğunu, bu yöndeki şikayetin süreye tabi olmadığını, senedin icra müdürlüğüne teslim edildiği tarih itibariyle, 3 yıllık zaman aşımı süresinin de dolduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, takipten önceki zaman aşımı itirazına ve senet aslının icra kasasına alınmadığına dair şikayete ilişkindir. Takipten önceki zaman aşımı itirazının, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 168/5. Maddesi uyarınca, beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz edene tebliğinden itibaren başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece re'sen gözetilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, takipten önceki zaman aşımı itirazına ve senet aslının icra kasasına alınmadığına dair şikayete ilişkindir. Takipten önceki zaman aşımı itirazının, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 168/5. Maddesi uyarınca, beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz edene tebliğinden itibaren başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece re'sen gözetilir. Yine, senet aslının icra kasasına alınmadığına dair şikayet de, süresiz nitelikte olmayıp, ödeme emrinin tebliğinden itibaren İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca 7 günlük yasal süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre de hak düşürücü nitelikte olup, resen nazara alınmalıdır....