WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İptaline'' ibaresinden sonra gelmek üzere ''Davacıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesine'' ibarelerinin yazılması ile hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Şikayetçi borçlu adına çıkartılan kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatlarının 'muhatap tevziat saatinde adreste bulunmadığından adreste muhatap ile birlikte sürekli ikamet ettiklerini beyan eden ehliyetli ve reşit kardeşi ... imzasına tebliğ edildi' şerhi ile tebliğ edildikleri, adı geçen ...'ın ise aynı icra takibinde borçlu olduğu görülmüştür. Bu durumda, şikayetçi borçluya yapılan tebliğ işlemleri hasma tebliğ yasağına ilişkin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerekir. Satış ilanının borçluya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Öte yandan takip borçlularından ...'...

      Şikayetçi borçlu ... adına çıkartılan satış ilânının, 29.09.2014 tarihinde, dağıtıcı tarafından; “Babası ...’ya tebliğ edildi” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği, ancak muhatap yerine tebligat yapılan borçlunun babası ... ile aynı konutta oturup oturmadığı ve muhatabın (borçlunun) adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin tebligatın doğrudan babasına yapıldığı görülmektedir. Bu durumda, yapılan tebligat yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yönetmelik hükümlerine aykırı olup, borçluya yapılan satış ilanı tebligatı usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Mahkemece, davacı 3.kişinin borçlu ile aralarında ticari ilişki nedeniyle, faturası sunulan malın borçluya teslim edilmesine rağmen, henüz bedeli ödenmediğinden, karşı tarafın ediminin ifası güvence altına alınıncaya kadar kendi ediminin ifasından kaçınabileceği savıyla istihkak iddiasında bulunduğu, İİK'nun 97/a maddesi gereği, taşınır malı elinde bulunduran kişinin onun maliki sayılacağı, istihkak davasına konu malların borçlunun işyerinde haczedildiği, dolayısıyla bu malların borçlunun elinde olduğunun kabulü ile onun maliki sayıldığı bu karinenin aksinin, istihkak iddiasında bulunan 3.kişi tarafından ispat edilmesi gerektiği, istihkak iddiasında bulunan davacının, bu malların borçluya ait olmadığı, aralarındaki sözleşme nedeniyle borçluya teslim edilmiş ise de bedeli ödenmediği için malların maliki sayılamayacağı şeklindeki beyanı taşınır malların zilyetliğin devriyle, mülkiyetinin de devredileceği hususu karşısında geçersiz olduğu, davacının malı teslim etmesine karşın, borçlunun...

          Bu nedenle satış ilanı tebliği işlemi usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Şikayet eden borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, ihalenin feshi isteminin yukarıda belirtilen nedenle kabulü gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Burada takip yetkisi, istisnai olarak maddi hukuktaki hak sahipliğinden ayrılmakta; hak sahibi, takip borçlusu iken, kural olarak haciz işlemiyle tasarruf yetkisi ortadan kalkmayan borçlunun, bu tasarruf yetkisi ve buna bağlı olarak takip yetkisi, takip alacaklıları tarafından kullanılmaktadır (Uğur Bulut, İcra Hukukunda Ödeme Yerine Alacakların Devri, Ocak 2013, s. 233- 234) Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre İİK'nun 120/2.maddesi uyarınca koşulların mevcudiyeti halinde borçlunun alacaklı olduğu takip dosyalarında alacaklıya takip yetkisi verilmesi alacaklı tarafından takip yapılan icra müdürlüğünün yetkisindedir (Yargıtay 12. H.D'sinin 19/09/2019 tarih, 2019/8859 Esas ve 2019/13025 Karar sayılı içtihadı). Yukarıda belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 5....

            Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. Öte yandan İİK'nun 134/7. maddesi uyarınca borçluya (varsa vekiline) satış ilanı tebliğ edilmemiş ya da usulsüz tebliğ edilmiş ise satışı öğrendiği tarihten itibaren yedi günlük sürede ihalenin feshini isteyebilir. O halde, mahkemece borçlunun ihaleyi öğrendiğini beyan ettiği tarihin aksi ispat edilemediğine göre, süresinde ve İİK'nun 134/7. maddesinde öngörülen ihaleden itibaren bir sene içerisinde olan şikayetinin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Bulunulan adresin kime ait olduğunun tespiti ve haciz mahallinde bulunan üçüncü kişinin istihkak beyanında bulunması üzerine dava açma yükümlülüğünün ve mülkiyet karinesinin tespiti açısından icra memurunca bilgi ve belgeye ihtiyaç duyulması nedeniyle borçluya ait evrak araştırması yapılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Haciz işlemi zor kullanmayı gerektirdiğinden, tarafların ayrıca talebi bulunmasa dahi, icra memurunun haciz işlemi için gerekiyorsa çilingir vasıtasıyla kilitli yerleri açtırma yetkisi bulunduğu, kapalı - kilitli yerleri açtırma yetkisi olan, borçlunun üzerini dahi arama yetkisi olan icra memurun evrak araştırma yetkisinin olmadığından bahsedilemez....

              Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hukuki yarar yokluğunda davanın reddine karar verilmiş ise de müvekkiline taşınmazın kıymet takdirinin tebliğ edilmediğini, kıymet takdirine itiraz hakkı doğmadığını, taşınırlara bedellerinin piyasa değerinin çok altında kıymet takdiri edildiğini, ihalenin bu bedel üzerinde gerçekleştiğini, eğer rapor tebliğ edilmiş olsaydı itiraz etme hakkı doğacağını böylelikle taşınırların daha yüksek bir bedelle ihale edileceğini, kıymet takdir ve satış ilanının tebliğ edilmediğini, İİK 114 maddeye göre taşınır satışının borçluya tebliği zorunlu değilse de icra müdürlüğü borçluya tebliğine karar vermiş ise, satış ilanının borçluya tebliği gerektiğini, tebliğ yapılmamasının ihalenin feshi sebebi olduğunu, ihaleye konu malların 23/05/2019 tarihinde haczedildiği, 29/05/2019 tarihinde satış istendiği, satış avansının 13/12/2019 tarihinde yatırıldığı, 23/11/2019 tarihinde satış isteme süresinin sona erdiğini, süre geçtikten sonra yatırılan satış avansının...

              İcra emrinin tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesi gereğince borçluya icra emrinin tebliğinden itibaren iki yıl içinde satışın istenmemesi ve satış avansının yatırılmaması halinde, İİK'nun 150/e maddesi gereğince takip düşer. Somut olayda, icra emrinin borçluya 01.7.2009 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından icra müdürlüğüne 30.5.2011 tarihinde yapılan taleple sadece satış avansının depo edilmesinin istendiği, satış talebinde bulunulmadığı, bu tarihte dosyaya satış avansının depo edilmiş olduğu, 04.01.2013 tarihinde ise satış talep edildiği, buna göre, alacaklı tarafından icra emrinin tebliğ tarihinden itibaren iki yıl içinde satış talebinde bulunulmadığı görülmüştür. Mahkemece süresinde satış istendiği belirtilmiş ise de; satış talebinden önce masraf yatırılması, o tarihte satış talebinde bulunulduğu anlamına gelmez....

                UYAP Entegrasyonu