Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesinin bu hükmüne karşı davalı vekili özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, ihtiyati tedbir kararının yasal dayanaktan uzak olduğu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı, haklılığın yaklaşık olarak ispat etme koşulunun yerine getirilmediği, tedbire konu ilacın bedelinin ödenemeyeceği, dava sonunda elde edilecek menfaatin tedbir yolu ile sağlanması ve kurumun zarara uğratılmasının önünün açılmasına sebebiyet vereceği, tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur. G E R E K Ç E Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçelerle tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir....

İhtiyatı tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. İhtiyati tedbire esas olan hakkın da iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ''uyuşmazlık konusu hakkında'' diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir....

İhtiyati tedbir ise, niteliğince bir dava olmayıp, geçici hukuki korumalardandır. İhtiyati tedbirin şartları, uygulanması ve tedbir kararına karşı kanun yolları, tedbirin değiştirilmesi ve kaldırılması, ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemler ve teminat bakımından, kanunî ipotek hakkının geçici şerhi davasından tamamen farklıdır. İhtiyati tedbir yoluyla geçici şerhe ya da tescile karar verilmesi durumunda, geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir, davanın yerine ikâme edilmiş olur. Oysa, mahkeme uyuşmazlığın esasını çözümler şekilde ihtiyati tedbir kararı veremez. İhtiyati tedbir yoluyla inşaatçı ipoteğinin, tapu siciline geçici tesciline veya şerhine karar verilemez. Aksi halde, ihtiyati tedbir yoluyla uyuşmazlığın esası çözümlenmiş olur. Ayrıca, ihtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK'nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir....

    Sonuç olarak nihai talebin Sivas Haralar Bölgesinde sergilenen sedir ağacından şahlanmış at heykelinin ihtiyati tedbir kararı ile kaldırılması, umuma arz edilmesinin önlenmesi, manevi ve maddi tazminat ile tecavüzün men'i olması değerlendirilerek ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair verilen 06/07/2021 tarihli ara kararda dayanılan gerekçenin yerinde olduğu, ihtiyati tedbirin ve teminatın gerekli ve orantılı olduğu vicdani kanaatiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Verilen karar ile; Davalı vekilinin mahkememizin 06/07/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararına yapmış olduğu 13/07/2021 tarihli itirazın REDDİ ile tedbirin aynen devamına..." dair karar verilmiştir. İş bu ara kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir....

    İhtiyati haciz talep eden istinaf dilekçesiyle, asıl borçlunun vefatı ve şirketin bahse konu olan tekneyi elden çıkarma arzusu gibi nedenlerle müvekkili şirketin ticari ilişkiden kaynaklanan alacağının risk altına girdiğini, bu nedenle borçlu şirketin Tuzla Liman Başkanlığı’na bağlı ‘...’ adlı teknesi üzerinde ihtiyati haciz konulması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Talep eden yüklenici, karşı taraf ise iş sahibidir.Taraflar arasında talep eden yüklenici tarafından borçlu şirketin Tuzla Liman Başkanlığı'na bağlı '...' isimli teknesi için 'Platform Tahriki İçin Hidrolik Kaldırma Sistemi' yapılması hususunda anlaşma yapılmıştır....

      Kanun gerekçesinde de belirtildiği gibi ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra, mevcut olan durum ve koşulların dava sırasında birden fazla değişmesi mümkün olabilir ve her seferinde itiraz edilebilir veya ihtiyati tedbir talebi kabul edilip kesinleştikten sonra yeniden ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinde bulunulabilir, her itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulması öngörülen istinaf yolundan beklenen amacın tam tersine bir sonuç doğuracaktır. Sonuç olarak, 6100 sayılı HMK'nın 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığından durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesi ve/veya kaldırılmasına ilişkin verilen ara kararlar ile ikinci veya sonraki ihtiyati tedbirin kaldırılması taleplerinin yeniden reddi kararları istinaf edilemez....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı vekili tarafından, karşı taraf aleyhine 04.10.2012 gününde verilen dilekçe ile ihtiyati tedbirin kaldırılması istenmesi üzerine dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; ihtiyati tedbirin kaldırılması isteminin reddine dair verilen 26.03.2013 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi aleyhine ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 12.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir hakkında verilen kararlara karşı ancak belli durumlarda istinaf yoluna başvurulabilecektir. HMK'nın 394. maddesinde "(1)Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.(2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. (4) İtiraz dilekçeyle yapılır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık davalı Emaar A.Ş. vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara karara yöneliktir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....

          Tüm bu nedenlerle somut olayda HMK'nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan yerel mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Zira ihtiyati tedbir kararının kaldırılması halinde ileride giderilmesi ve telafisi imkansız zararların doğabileceği ihtimali bulunduğu anlaşıldığından yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinin ve davalının ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının HMK 389 ve devamı maddelerinde yazılı hükümlere usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından İhbar Olunan T5 vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu