WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun'un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK'nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir....

(Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi) Ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılması fakat tebliğ edilmesinden önce yapılan ödemelerden ve icra takibinden vazgeçme halinde tahsil harcı almak mümkün değildir. (HİGM 20.02.1989 T. 8385 sayılı genelgesi) 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre tahsil harcı alacağının doğması için ödeme veya icra emrinin tebliği gereklidir. Ödeme emri veya icra emrinin tebliğinden önce yapılan ödemelerden tahsil harcı alınmaz. 492 Sayılı harçlar kanuna ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün I-3 maddesindeki tahsil harcının ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı öngörülmüştür. (12. HD 10.03.2003 T 1505- 4760 Sayılı ilamı,12 H.D. 24/03/2016 T 2015/29803 E. 2016/8786 K.)...

Somut olayda; icra müdürlüğüne itiraz edilerek uygulanması istenilen ihtiyati haciz kararının Çerkezköy İş Mahkemesinin 2020/360 Esas sayılı dosyasında görülen maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin olduğu, şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar şikayete konu icra takip dosyasında takip talebi ve icra emri düzenlenmiş ise de; bu durumun uyap sisteminden kaynaklanan bir zorunluluk nedeniyle olduğu, takip talebinin ise gerçekte ihtiyati haciz kararının infazına ilişkin olduğu ve esas takibe geçilmesi durumunun söz konusu olmadığı, takip talebindeki alacak miktarının da ihtiyati haciz kararındaki miktardan farklı ve sembolik nitelikte olduğu, takip talebinin ihtiyati tedbir mahiyetinde olan ihtiyati haciz kararının infazı amacıyla düzenlendiğinin kabulü gerekmektedir....

Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/733 Esas sayılı dosyasıyla T1 aleyhine alacak davası açıldığını, 17/12/2020 tarihli ara kararı ile ihtiyati haciz taleplerinin teminatlı olarak kabul edildiğini, itirazları üzerine 15/02/2021 tarihli karar ile ihtiyati haciz talebinin teminatsız kabulüne karar verildiğini, haczin uygulanması için Çankırı İcra Müdürlüğünün 2021/455 Esas sayılı dosyasında talepte bulunulduğunu, davacı tarafından borca itiraz ettiğini belirterek takibin iptali talebiyle açılan iş bu davada mahkemece davanın kabulü ile takibin iptaline karar verildiğini, dosya dayanağının ihtiyati haciz kararı olarak gösterildiğini ve icra dairesinden ihtiyati haciz kararının uygulanmasının istenildiğini, dairece ihtiyati haczin uygulanması için gerekli yerlere müzekkere yazılması gerekirken borçluya icra emri gönderildiğini, ihtiyati haciz kararının amacının, borçlunun mal kaçırmasını önlemeye yönelik olup icra emri tebliğ edip kesinleşmesini bekledikten sonra haciz uygulamanın, alacaklı tarafı...

İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili itiraz dilekçesi ile; müvekkili firma tarafından talep eden firmanın yaptığı ödemelerin toplamından daha fazla bedelli ürün teslim edildiğini, ayrıca fiyat farkı olarak belirtilen 75.000,00 USD bedel olarak kesilen fatura için de iade faturası kesildiğini, karşı tarafın bu iade faturasının kesilmesinden sonra 09/11/2022 tarihinde müvekkil firmaya ihtarname gönderdiğini, akabinde müvekkil firma aleyhine 18/11/2022 tarihinde ihtiyati haciz kararı aldığını, ancak dekont ve muavin defterin ihtiyati haciz için yeterli olmadığını, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: İhtiyati tahakkuk ve neticesinde ihtiyati haczin, ileride tahakkuk edecek olan, tahakkuk etmiş henüz vadesi geçmemiş bulunan ya da vadesi geçtiği halde ödeme emri tebliğ edilmemiş olan amme alacağının tahsil güvenliğini sağlamak üzere yapılan haciz olarak tanımlandığı, ortağı olduğu şirketin borcu için davacı hakkında alınan ihtiyati haciz kararının hukuka uygun olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....

      Aleyhine şikâyet olunan şirket vekili ödeme emri tebliği ve takiplerin kesinleşmesi tarihleri bakımından öncelikli olduklarını bildirerek şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesince sıralamanın ihtiyati hacizlerin kesinleşme tarihlerine göre belirleneceği, aleyhine şikâyet olunan yanın takip dosyasından gerekmediği halde iki ödeme emri çıkartıldığı, bu nedenle ikinci tebligatın tarihinin dikkate alınabileceği, her iki ihtiyati haczin aynı gün kesin hacze dönüştüğü gerekçesiyle tarafların garameye gireceklerinden bahisle sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş; hüküm aleyhine şikâyet olunan şirket vekilince temyiz edilmiştir. Aleyhine şikâyet olunan şirketin alacaklı olduğu takip dosyasından çıkartılan ödeme emri 20.09.2008 günü dava dışı borçluya tebliğ edilmiş; adı geçenin ihtiyati haczi 03.10.2008 günü itibariyle kesinleşmiştir. Şikâyetçinin ödeme emri tebliğ tarihi 25.09.2008, takibin kesinleşme tarihi ise 06.10.2008 günüdür....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebinin kaldırılması gerektiği gerekçeleri ile yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İşbu talep ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; 6100 sayılı HMK'nın 341/1- b maddesinde; "İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar." a karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. İhtiyatı tedbirin şartları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir....

        İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/1122 E. sayılı dosyası ile şikayette bulunduklarını, ancak mahkeme tarafından hukuka aykırı şekilde şikayetin reddine karar verildiğini, icra müdürlüğünce ve mahkemece, ihtiyati haciz kararının hukuki niteliği ve mahiyetinin ilgili mevzuata aykırı düşer şekilde yorumlandığını, görülmekte olan davanın tasarrufun iptali davası olduğundan bahisle ihtiyati haciz kararının teminat karşılığında kaldırılmış olduğunun göz ardı edildiğini, tasarrufun iptali kararını tehiri icra talepli olarak istinaf ettiklerini, kararın kesinleşmediğini, ilamın icrası için kesinleşmesi şart olmasa da haciz yatırılan teminat üzerinden devam ettiğinden yeni hacizlerin hukuka aykırı olduğunu, HMK'nın 397/2 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararlarının etkisini nihai kararın kesinleşmesine kadar devam ettireceğini, ihtiyati haczin etkisine ilişkin aksi yönde Mahkemece verilmiş bir karar da bulunmadığını beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

        Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun'un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nun 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir....

        UYAP Entegrasyonu