Şikâyet olunan banka vekili, şikayetçinin haczinin ihtiyati haciz olup, kesinleşme tarihinin müvekkilinin alacaklı olduğu dosyadan konulan kesin haciz tarihinden sonraya rastladığını ve şikayetçinin takibinin İcra ve İflâs Kanunu' nun 100 üncü maddede gösterilen şartları taşımadığını savunarak, şikâyetin reddini istemiştir. Diğer şikayet olunan vekili, müvekkilinin sırasına itiraz bulunmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. İcra mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayet olunanların alacaklı olduğu dosyalardaki ihtiyati hacizlerin kesinleşmesinin, şikayetçinin haczinin kesinleşmesinden önce olduğu, şikayetçinin İcra ve İflas Kanunu’ nun 100’ ncü maddesi şartlarını da haiz olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
a ise 25.03.2015 tarihinde tebliğ edilemeden iade edildiği, bu tebligatlar dışında borçlulara ödeme emri tebligatının gönderilmediği borçluların icra dairesine yapılan 24.03.2015 tarihli itirazlarının yasal süresi içinde olduğunun kabulü gerektiği, itiraz dilekçesinin 31.03.2015 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği halde alacaklının İİK'nun yukarıda belirtilen 264/2-4. maddesi uyarınca, tebliğinden itibaren 7 gün içinde itirazın kaldırılması veya iptali talebinde bulunulmadığı için ihtiyati haczin hükümsüz kaldığı görülmektedir. Bu kural; icra takibi öncesinde alınan ihtiyati haciz kararları için geçerli olduğu gibi, icra takibi başladıktan sonra alınan ihtiyati haciz kararları için de uygulanır. O halde; mahkemece şikayetin kabulüne 17.03.2015 tarihli ihtiyati haciz kararına dayalı olarak borçlulara ait araçlar üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçi alacağının tahsili için ihtiyati haciz kararına istinaden başlatılan icra takibinde 27.10.2011 tarihinde borçlu şirket taşınır malları üzerinde saat 14.00'de haciz işlemi yapıldığı, şikayet olunanlar tarafından ise aynı tarihte saat 15.30'da ihtiyati haciz uygulandığı, şikayetçinin ödeme emrinin 28.10.2011 tarihinde, şikayet olunan dosyalarından ise 27.10.2011 tarihinde tebliği yapıldığı, kambiyo senetlerine mahsus her üç takibinde on günlük ödeme süresi son gününün bayram tatili olması nedeniyle 10.11.2011 tarihinde kesinleştiği, şikayetçiye ait takip dosyasında haciz saati dikkate alındığında, şikayetçi alacağının 1. sırada olması gerektiği gerekçesiyle, şikayetin kabulüne sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Karar, şikayet olunanlar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, icra dosyasında ödeme emrinin 13/02/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz edilmediği için ihtiyati haczin, kesin hacze 20/02/2021 tarihinde dönüştüğünü, bu durumda ihtiyati haczin kesinleşme tarihi olan 20/02/2021 tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde 26/02/2021 tarihinde açılan davanın süresinde olduğunu, 05/02/2021 tarihli Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne yazılan şikayet konusu taşınmaz kaydına ihtiyati haciz uygulanmasına dair müzekkereye 13/02/2021 tarihinde erişim sağlandığı belirtilmiş ise de, tapu kaydına ihtiyati haciz işlendiğine dair tapu yazı cevabının sisteme 16/02/2021 tarihinde eklendiğini, dava süresi içinde açıldığından, davanın esası ile ilgili yargılamaya devam edilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen 2015/107 Esas sayılı davada davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dosyada şikayetçi vekili, ... ... Müdürlüğünün 2014/3618 Esas sayılı dosyasında borçluya ait 217.813,... TL.nin bölüştürülmesi hususunda yapılan sıra cetvelinde, müvekkili ...'a ait ihtiyati haczin kesinleşmesinin daha önce olduğunu yine Samsun ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı taraf, borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı alarak çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatmış, borçlu vekili 16.12.2013 tarihli icra mahkemesine başvurusunda; ihtiyati haciz kararı alınmasından itibaren ödeme emri tebliğ edilmediğini bu nedenle, ihtiyati haczin kendiliğinden kalktığını, çekteki imzanın kendisine ait olmadığını, ödeme emri tebliğ edildiğinde imza inkarı ile dava açacağını ileri sürerek ihtiyati haciz kararı ile tüm hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemeye sunduğu 30.12.2013 tarihli davanın ıslahı başlıklı dilekçe...
Şikayet olunan vekili, kambiyo senetlerine mahsus takip yolunda ödeme emrine itiraz süresinin beş gün olduğunu, her iki icra dosyasındaki ödeme emirlerinin tebliğ tarihlerine göre, itiraz süresinin son gününün resmi tatil gününe denk geldiğini, bu nedenle her iki takibin de 05.12.2011 tarihinde kesinleştiğini, bu durumda müvekkilinin ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/21333 sayılı dosyasında borçlunun üçüncü kişideki hak ve alacaklarına 28.11.2011 tarihinde koyduğu ihtiyati haczin, şikayetçinin koyduğu 24.11.2011 tarihli hacze İİK.nun 268. maddesi gereği iştirak edeceğini, bu durum karşısında icra müdürlüğünce bir sıra cetveli yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan incelemede, şikayet edenin takip dosyasındaki, gerek takip tarihinin gerek ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihin, şikayet olunana ait ... 1....
İş sayılı dosyasıyla alınan ihtiyati haciz kararının, İİK’nun 266 maddesi uyarınca ihtiyati haciz bedeli kadar banka teminat mektubu karşılığında kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, şikayetin kabulü ile ihtiyati haciz kararının, ihtiyati haciz konusu malların değeri tutarında, şayet güncel dosya borcu miktarı daha az ise dosya borcunun tamamı tutarında teminatın karşılanması suretiyle kaldırılmasına, karar verildiği anlaşılmıştır. Şikayet İİK'nun 266. maddesi gereğince teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasıdır. Takibe başlandıktan sonra bu konuda karar verme yetkisi icra mahkemesine geçer. Somut olayda; alacaklı tarafından şikayetçi borçlu aleyhine başlatılan takip kesinleşmeden, ......
İcra Dairesinin 2015/4345 E sayılı dosyası ile uygulanan 06.03.2015 tarihli ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiği, ihtiyati haczin hükümsüz hale geldiği, ancak asıl takibe geçilmiş olduğundan haczin kesinleşme tarihinin 06/04/2015 olduğu, Ankara 30. İcra Dairesi'nin 2015/6048 Esas sayılı dosyası ile 17/03/2015 tarihinde konulan ihtiyati haczin takibin kesinleşme tarihi olan 03/04/2015 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, dolayısıyla ilk haczi koyan icra dairesinin Ankara 30. İcra Dairesi olduğu, bu sebeple sıra cetvelinin bu dosyadan yapılmasının gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, Adana 10. İcra Dairesi'nin 2015/4345 Esas sayılı dosyasında tanzim edilen 14/10/2020 tarihli sıra cetveli ve derece kararının iptaline karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dosyasından 13/03/2015 tarihinde, şikayetçinin dosyasından ise 17/03/2015 tarihinde ihtiyati haczin uygulandığını, bu nedenle sıra cetvelinin Adana 10....
nun 264. maddesindeki ihtiyati haczi yaptıran alacaklının yedi gün içerisinde takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecbur olduğuna ilişkin hükümden de anlaşılacağı üzere; ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlem olduğundan bir takip muamelesi sayılamaz. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez....