Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/249 E. sayılı dosyasında verilen 25.07.2014 tarihli tavzih mahiyetli ara kararı ibraz ederek borçlu şirket hakkındaki ihtiyatî hacizlerin fekkini talep ettiklerini, ancak bu taleplerinin de icra memurunun 08.08.2014 tarihli işlemi ile reddedildiğini, İstanbul Anadolu 20....
Bulunulan adresin kime ait olduğunun tespiti ve haciz mahallinde bulunan üçüncü kişinin istihkak beyanında bulunması üzerine dava açma yükümlülüğünün ve mülkiyet karinesinin tespiti açısından icra memurunca bilgi ve belgeye ihtiyaç duyulması nedeniyle borçluya ait evrak araştırması yapılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Haciz işlemi zor kullanmayı gerektirdiğinden, tarafların ayrıca talebi bulunmasa dahi, icra memurunun haciz işlemi için gerekiyorsa çilingir vasıtasıyla kilitli yerleri açtırma yetkisi bulunduğu, kapalı - kilitli yerleri açtırma yetkisi olan, borçlunun üzerini dahi arama yetkisi olan icra memurun evrak araştırma yetkisinin olmadığından bahsedilemez....
Davalı vekili; davanın zamanaşımı nedeniyle ve oluşan zararda icra memurunun bir kusuru bulunmadığından esastan da reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davaya konu taşınmazın ikinci açık artırmada cebri icra yoluyla satışının yapılmamasına rağmen, icra dairesi görevlisinin hatalı davranışı sonucunda açık artırmaya çıkarılan diğer parseller ile birlikte ihale alıcısı adına tapuya kayıt ve tescil edildiği gerekçesiyle, taşınmazın dava tarihindeki değeri esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu 5. maddesinde, İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği, Devletin de zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkının saklı olduğu düzenlenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava dışı ...... tarafından davacılar murisine karşı .........
İcra Müdürlüğünün kendisinin koyduğu haciz olduğu belirtilmesi üzerine araç 23/07/2002 tarihinde yapılan açık artırma ile davacıya satılmıştır. İcra dairesince yapılan bütün işlemler görünüşteki şekli gerçeğe uygundur. Dolayısıyla yapılan icra takibinde icra memurlarına atfı kabil kusur yoktur. ... icra memurunun eylemi nedeniyle davalı olarak gösterilmiştir. İ.İ.K.'nun 5. maddesi gereğince ... icra memurunun kusuru nedeniyle meydana gelen zararlardan sorumludur. Bir başka ifade ile icra memurunun bir kusuru bulunmuyor ise ...'nın da bir sorumluluğunun olmadığını kabul etmek gerekir. Açıklanan nedenlerle somut olayda kusuru olmayan icra memurunun eyleminden dolayı ... aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış temyiz olunan kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davalı ...'...
Bakanlığından İcra İflas Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., davanın zamanaşımına uğradığını, talep ve kararın kanunda açıkça düzenlenmemiş olması nedeni ile icra müdürünün takdir hakkı bulunduğunu, icra müdürünün işleminde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, icra memurunun işleminin hukuka aykırılığı belirlenmiş ise de, icra dosyasının halen derdest olması nedeniyle davacının alacağını menkul ve gayrimenkul mallar üzerindeki hacizlerden tahsil imkanı bulunduğundan davanın reddine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının .... 6. İcra Müdürlüğünün 2009/14229 esas sayılı takip dosyasında adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takip talebiyle borçluları aleyhinde takip başlattığı, borçlulardan biri yönünden takibin kesinleştiği, borçluların .... 3....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca icra memurunun kusurlu eylemi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır. İcra ve İflas Kanunu'nun “sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 5. maddesinde; '' İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.'' hükmü yer almaktadır....
Yukarıda açıklaması yapılan HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davacının istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde; Davacının dava dilekçesindeki ve yargılama sırasındaki iddialarına göre dava; geçersiz ipotek senedine dayanarak icra emri gönderilmesi, alacaklı olmayan tarafın alacaklı gibi gösterilmesi, iptal edilen takibin yeniden başlatılması, takibin usulsüz yenilenmesi, tüzel kişiliği sona ermiş olan şirkete tebligat çıkarılması, aile konutu olan taşınmaz için kıymet takdirine gelinmesi gibi sebeplere istinaden icra memurunun kusurlu eyleminden dolayı uğranılan zararın, İcra ve İflas Yasası'nın 5. maddesi gereğince ödetilmesi istemidir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu icra memurunun kusurlu eylemi olmadığı saptanarak davanın reddine karar verilmiştir. İcra ve İflas Yasası'nın 5. maddesine göre sorumluluğun doğması icra memurunun kusurlu eyleminin varlığına bağlıdır....
İcra Müdürlüğünün 2011/2126, 2011/1221 ve 2011/4849 Esas numaralı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını ancak başlatılan takiplerin tapu memurunun hatalı işlemi nedeniyle tahsil kabiliyetinin kalmadığını beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000,00.-TL ipotek bedeli, 7.526,58.-TL işlemiş cazi faiz olmak üzere toplamda 9.526,58.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek cari faiz oranı ile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....
Öte yandan icra müdürünün hatalı işlemi nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesine ilişkin davada davaya konu alacağın tahsili için borçlunun başkaca hak ve alacağının bulunup bulunmadığının araştırılması, takip hukukunun alacağın tahsili için sağladığı hukuki yolların tüketilip tüketilmediği araştırılmalıdır....
İş dosyası ile verilen ihtiyati haciz kararı nedeniyle haksız haciz uğradığı iddiası ile davacının davalılardan maddi manevi tazminat talebidir....