WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki icra memurunun hatalı işlemi nedeniyle tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 12/10/2011 gün ve 2010/8772-2011/10378 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı vekili Avukat Ayşe Gültekin tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 203,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine 01/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan ve kendisinin Murat Ersin mirasçısı olduğunu gösterir veraset ilamının icra dosyasına ibraz edilerek menkul, gayrimenkul ve alacaklarına haciz konulmasının istendiğini, icra memurunun kendisine hiçbir tebligat yapmadan mirası reddetmeyen mirasçıların hissesine isabet eden tutarın da icra dosyasına gönderilmesini istemesi nedeni ile satış memurunun bedeli icra dosyasına göndermiş olduğunu, bunun üzerine İstanbul 11. İcra Mahkemesinde icra memurunun işlemi hakkında dava açtığını, mahkemenin yapılan işlemin hukuka aykırı olması nedeni ile şikayetin kabulü ile mal ve haklarının haczi için yapılan işlemlerin iptaline, borca mahsuben dosyaya yatırılan tutarın iadesine karar verdiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, ancak icra dosyası alacaklısından paranın geri alınamadığını, 38.713 TL zarara uğradığını iddia ederek uğradığı zarar tutarının yasal faizi ile birlikte ödetilmesini istemiştir....

      Borçlu şirkete 14.11.2006 tarihinde tebliğ edilen icra emri, şirketin tebliğden önce 14.3.2006 tarihinde sicilden terkin edilmesi nedeniyle tüzel kişiliği kalmadığından geçersiz ise de; davacı vekili 19.1.2009 tarihinde ihyasına karar verilen borçlu şirket adına icra emri gönderilmesini talep ettiğinden icra müdürlüğünce şahısta hata yapılarak şirket ortaklarına icra emri göndermesi yerinde olmamakla ve ortaklar yönünden icra emirleri iptal edilmiş olmakla ;davacı vekiline icra dosyası üzerinden borçlu şirkete icra emri göndermesi için süre verilmesi, verilen süre içinde işlemin yapılması halinde davanın esasına girilerek mevcut delillere göre dava konusu tasarrufun iptal şartlarının araştırılması, iptal davası sonucuna göre de davalı tasfiye memurunun sorumluluğunun değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

        Yukarıda açıklaması yapılan HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davacıların istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde; Davacının icra memurunun kusurlu eyleminden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın, İcra ve İflas Yasası'nın 5. maddesi gereğince ödetilmesi istemidir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu icra memurunun kusurlu eylemi olmadığı saptanarak davanın reddine karar verilmiştir. İİK Sorumluluk başlıklı, Madde 5 – (Değişik: 6/6/1985- 3222/1 md.) “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.” Hükmü yer almaktadır. İcra ve İflas Yasası'nın 5. maddesine göre sorumluluğun doğması icra memurunun kusurlu eyleminin varlığına bağlıdır....

        Tüm dosya kapsamı gözetildiğinde, davanın İcra ve İflas Kanunu'nun 5. maddesinden kaynaklandığı ve icra memurunun kusurlu eylemi nedeniyle idareye açılan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır. İcra ve İflas Kanunu'nun 5. maddesindeki, "İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılır… Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.” biçimindeki düzenleme uyarınca icra müdürlüğünün hatalı işleminden dolayı Adalet Bakanlığı’na karşı açılan davaya adli yargıda bakılması gerekir. Devletin zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır....

          memuru tarafından yapılan işlemin usulsüz olduğunu, uzman fen bilirkişisi marifetiyle yerin tespiti gerektiği halde, icra memuru tarafından itirazların dikkate alınmadığını, müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğramasına icra memurunun kusurlu davranışının neden olduğunu, icra memurunun uyarısıyla üretimin durdurulduğu ve çalışmaların yarıda bırakıldığını belirterek uğranılan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur....

            Dava haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... AŞ icra dosyası alacaklısı, davalı ... ise haciz ve kıymet takdir işlemlerini yapan icra memurlarının kusuru nedeniyle davalı gösterilmişlerdir. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için icra dosyası alacaklısının ağır kusurunun; yine ...'nın da sorumluluğu için icra memurunun kusurunun bulunması gerekir. Somut olayda; davalı icra dosyası alacaklısı olan İş Bankası AŞ kredi borçlusu dava dışı ...'ın (her ne kadar isim, soy isim ve baba adları davacı ile aynı olsa da) TC kimlik numarası ile sorgu yaparak anılan kişinin taşınmaz bilgilerine ulaşılabileceği halde, bunu yapmayarak ağır kusuru ile borçlusu olmayan davacının taşınmaz bilgilerini verip haciz ve bilahare satışını istemiş; icra memuru ise borçlunun kimlik bilgileri ile karşılaştırma yapmadan davacının taşınmazına haciz ve kıymet taktiri uygulamıştır....

              İcra ve İflas Kanunu'nun 5. maddesi, icra ve iflas dairelerinin görevleri sırasında ilgililere vermiş oldukları zararların tazminini amaçlayan bir düzenlemedir. İlgililer kavramına icra takibinin tarafları olan alacaklı ve borçlunun yanında, zarara uğrayan üçüncü kişiler de girerler. Madde lafzından açıkça anlaşılacağı üzere İİK'nın 5. maddesi kusur sorumluluğunu düzenlemektedir. Bu sorumluluğun gerçekleşmesi için icra ve iflas dairelerinin görevleri ile alakalı olarak olumlu ya da olumsuz bir eylem ya da işleminin mevcut olması ve bu işlemi gerçekleştiren memur tarafından kusurlu olarak icra edilmesi gerekir....

              İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2021 NUMARASI : 2021/205 ESAS - 2021/469 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde, müvekkiline ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, her ne kadar müvekkili ile aynı konutta yaşadığı belirtilen eşi Kadriye Barış'a tebligat yapılmış ise de, tebligat yapıldığı belirtilen Kadriye Barış'ın müvekkilinin eşi olmayıp, aynı binada 40 numarada ikamet eden komşusu olduğunu, müvekkilinin takipten 16.04.2021 tarihinde haberdar olduğunu, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, müvekkilinin takibe konu tazminat nedeniyle...

              Mahkemece, yetkili mahkemenin zarara neden olan icra dairesi görevlisinin işlemi yaptığı veya davalı ... Bakanlığının bulunduğu yer mahkemelerinden birisinin olduğu gerekçesiyle , davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 16. maddesine göre “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir”. Anılan Kanun hükmü haksız eylemden kaynaklanan tazminat davaları için özel yetki kuralı olup, davacıya seçimlik hak tanımaktadır. Dava konusu tazminat İİK'nın 5. maddesinden kaynaklandığından haksız fiile ilişkin hükümlerin uygulanacağı açıktır. Dosya içeriğinden, davacının yerleşim yerinin Nevşehir olduğu, davanın haksız eyleme dayalı tazminat davası olup davacının, HMK'nın 16. maddesi kapsamında yerleşim yerinde dava açtığı anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu