Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Böyle bir durumda artık anlaşmalı boşanmaya vücut veren “irade beyanından” dönülemez. Kanun ve usul hükümlerine uygun olarak tarafların boşanma ve fer'ilerinde irade birliğine dayanan bir boşanma kararı, karara esas alınan irade beyanındaki (hata, hile ve ikrah gibi) sakatlık hallerinin varlığı, bu hususta ciddi delillerin gösterilmesi durumunda veya protokol şartlarında kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırılık taşıması halinde ya da protokol şartlarına aykırı hüküm verilmesi durumunda (bu son halde de, aykırılığın ilişkin olduğu konuda) bozulabilir. Sayın çoğunluk, “davalının, hüküm kesinleşinceye kadar irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığını, kararın temyiz edilmesiyle anlaşmalı boşanma hükmünün bütünüyle geçersiz hale geleceğini” kabul etmektedir. Bu görüşe yukarıda açıklanan sebeplerle katılma olanağı yoktur....

    Böyle bir durumda artık anlaşmalı boşanmaya vücut veren “irade beyanından” dönülemez. Kanun ve usul hükümlerine uygun olarak tarafların boşanma ve fer'ilerinde irade birliğine dayanan bir boşanma kararı, karara esas alınan irade beyanındaki (hata, hile ve ikrah gibi) sakatlık hallerinin varlığı, bu hususta ciddi delillerin gösterilmesi durumunda veya protokol şartlarında kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırılık taşıması halinde ya da protokol şartlarına aykırı hüküm verilmesi durumunda (bu son halde de, aykırılığın ilişkin olduğu konuda) bozulabilir. Sayın çoğunluk, “davalının, hüküm kesinleşinceye kadar irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığını, kararın temyiz edilmesiyle anlaşmalı boşanma hükmünün bütünüyle geçersiz hale geleceğini” kabul etmektedir. Bu görüşe yukarıda açıklanan sebeplerle katılma olanağı yoktur....

      Böyle bir durumda artık anlaşmalı boşanmaya vücut veren “irade beyanından” dönülemez. Kanun ve usul hükümlerine uygun olarak tarafların boşanma ve fer'ilerinde irade birliğine dayanan bir boşanma kararı, karara esas alınan irade beyanındaki (hata, hile ve ikrah gibi) sakatlık hallerinin varlığı, bu hususta ciddi delillerin gösterilmesi durumunda veya protokol şartlarında kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırılık taşıması halinde ya da protokol şartlarına aykırı hüküm verilmesi durumunda (bu son halde de, aykırılığın ilişkin olduğu konuda) bozulabilir. Sayın çoğunluk, “davalının, hüküm kesinleşinceye kadar irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığını, kararın temyiz edilmesiyle anlaşmalı boşanma hükmünün bütünüyle geçersiz hale geleceğini” kabul etmektedir. Bu görüşe yukarıda açıklanan sebeplerle katılma olanağı yoktur....

        Dosya Dairemizde iken taraflar ve vekillerince imzalanmış protokol hazırlanarak ibraz edilmiş, 09.12.2020 tarihli anlaşmalı boşanma protokolüdür başlıklı protokol kapsamında tarafların müşterek çocuğunun velayet ve şahsi münasebet tesisi, erkeğin kadına 15.000,00 TL tazminat ödemesi, başkaca maddi manevi tazminat istemlerinin bulunmadığı, erkeğin ziynet eşyalarına karşılık 49.915,00 TL ödemeyi kabul ettiği, çocuk için aylık 500,00 TL nafaka ödemeyi kabul ettiği, tarafların birbirlerinden tedbir/yoksulluk/iştirak nafaka istemlerinin bulunmadığı, taraflar arasında eşya paylaşımının yapıldığı, mal paylaşımı yapıldığı görülmüştür. Taraflar arasındaki erkeğin açtığı karşı davadaki boşanma kararı istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olmakla taraflarca düzenlenen sulh protokolünün ferilere ilişkin olduğu ve tarafların bu şekilde sulh protokolü düzenleyebilecekleri dikkate alınmıştır....

        Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Halil ve İsmail için aylık 100'er TL iştirak nafakasının, 25 TL azaltılarak her biri için aylık 75 TL'ye; davacı için aylık 200 TL yoksulluk nafakasının, 100 TL azaltılarak aylık 100 TL'ye indirilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının ve davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davacı tarafın, yoksulluk nafakasının kaldırılması yönündeki temyiz itirazları yönünden; 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İBK.'...

          Davalının anlaşmalı boşanma talebine karşı çıkmasıyla dava kendiliğinden çekişmeli hale gelmiştir (TMK m. 166/1- 2)....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ; Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde indirilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava taraflarının anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı lehine aylık 1.500,00- TL yoksulluk nafakasına ve nafakanın her yıl 1- Ocak'dan itibaren bir önceki yıl gerçekleşen TÜFE oranında arttırılmasına hükmedildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında yapılan protokol hukuki niteliği itibariyle, Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir....

          Bu durumda davacı tarafından anlaşmalı boşanma protokolü ile kabul edilmiş olan iştirak nafakasını ödemesini engelleyecek şekilde öngörülemez veya katlanılamaz nitelikte olağanüstü bir değişiklik meydana geldiği, edimler arasındaki dengenin umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulduğunun kabulünü gerektirecek gelişmeler yaşandığının davacı tarafından ispat edilemediği, salt davacının sahip olduğu 6 parça taşınmazdan birinin satılmış olmasının da nafakaların indirilmesi için yeterli olmayacağı; irad şeklinde ödenmesine karar verilen iştirak nafakasının azaltılması yönünde talepte bulunulmasının iyiniyet, doğruluk, dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmayacağı da açıktır. Bu sebeplerle, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde ve ret gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş olup, davacının iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Asıl davada; anlaşmalı boşanma davası ile hükmedilen 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 400.00 TL iştirak nafakasının davacının ekonomik durumunun bozulması, işsiz kalması ve birikmiş nafakalar için davalının haciz başlatarak davacıya ait gayrimenkule haciz koydurması, geçimine yetecek geliri bulunmaması nedeniyle ödeme güçlüğü bulunduğu iddia olunarak kaldırılması, olmazsa 200.00 er TL’ye indirilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Karşı dava da ise; davanın reddi, yoksulluk ve iştirak nafakasının zaman içerisinde ihtiyaçları karşılamadığı ileri sürülerek yoksulluk nafakasının aylık 1.000,00 TL.ye çıkartılması talep ve dava edilmiş, birleşen davada Tolga öğrenci olması nedeniyle 1000 TL nafaka talep etmiştir.Mahkemece; müşterek çocuk reşit olmakla iştirak nafakasının kaldırılması ile ilgili istemin reddine, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına...

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Müşterek çocuklar Serhat ve Yasemin için hükmedilen iştirak nafakasının indirilmesi talebinin miktar itibari ile kesin olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu