WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eşimden herhangi bir nafaka talebim yoktur" beyanında bulunmuş, takip eden celseye davacı gelmemiş, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve takiben davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. HUMK.nun 92. maddesi uayrınca "kabul iki taraftan birinin diğerinin davada ki talebini kabul etmesidir ve kat'i hükmün sonucunu doğurur. Bu halde davacının celsede hazır bulunmamış olması nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına da karar verilemez, verilmiş olması da sonucu değiştirmez. Davalı nafakanın kaldırılması davasında dava edilmeyen bir konuda nafaka alacağının bulunmadığını da beyan etmiştir. Bu beyanı da "ikrar" mahiyetindedir. O nedenle nafakanın kaldırılması davasından önce doğmuş nafaka borcunun bulunmadığı da ikrar ile sabittir. Davanın yukarıdaki nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Davacı kocanın nafakanın kaldırılması yönünden yapmış olduğu istinaf isteminin incelenmesinde; Dava konusunun nafakanın kaldırılması talebine ilişkin olduğu; Mahkemece, "Davanın reddine" karar verildiği ve anılan hükme davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. 6763 sayılı yasa ile değişik HMK. 341. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2022 tarihinden itibaren 8.000,00 TL'ye çıkarılmış olup, karar tarihinde kesinlik sınırı 8.000,00 TL. dir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Dava konusu nafaka miktarı (500,00 TL X 12) 6.000,00 TL olup 8.000,00 TL'nin altındadır. Hüküm, davacı yönünden yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. (Yargıtay 3....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1069 KARAR NO : 2022/921 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ILGIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2021 NUMARASI : 2021/154 ESAS 2021/886 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1069 KARAR NO : 2022/921 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ILGIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2021 NUMARASI : 2021/154 ESAS 2021/886 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

    İcra Müdürlüğünün 2019/181 sayılı dosyası ile takibe konulan tedbir nafakası borcunun ödenmediğinden bahisle şikayette bulunularak, sanığın öncelikle birikmiş tüm nafaka borçları yönünden, bu mümkün olmaz ise cari nafaka borçları yönünden cezalandırılmasının talep edilmesi üzerine yapılan yargılama neticesinde,...İcra Ceza Mahkemesince sanığın 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, borçlu tarafından nafakanın azaltılması veya kaldırılması davasının açıldığı, davanın ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/114 esasına kayden derdest olduğu, ayrıca kararda tazyik hapsinin hangi aylara ilişkin nafaka borçları yönünden verildiğine ilişkin belirsizlik bulunduğu gözetilmeden itirazın bu yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Borçlu tarafından nafakanın azaltılması veya kaldırılması...

      Mahkemece, davacı ... ......... tarafından açılan nafakanın artırılması davasının reddine, davalı karşı davacı ... tarafından açılan nafakanın kaldırılması davasının reddine, davalı-karşı davacının nafaka miktarının azaltılması talebinin kabulü ile davacı ... .........'a ödenen aylık 175,00 TL yoksulluk nafakasının karşı dava tarihi olan 09.01.2013 gününden itibaren 50,00 TL indirimle aylık 125,00 TL olarak ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nın 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren ....820,00 TL'ye çıkarılmıştır. ... ... Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/...-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

        Davalı karşı davacı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin hükmedilen nafakayı düzenli olarak ödediğini, davacının nafakanın artırılmasına yönelik olarak talebini haklı gösterecek herhangi bir durum olmadığını; bununla birlikte, müvekkilinin maddi durumunda gerileme yaşandığını, nafakanın ortadan kaldırılması şartlarının böylece oluşmuş olduğunu, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise nafakanın ancak TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılabileceğini istenen nafaka artışının fahiş olduğunu beyanla davanın reddi ile karşı davasının kabulüne .... 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/332 Esas-2013/436 karar sayılı ilamı ile hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, aksi kanaate ise azaltılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 1983 yılında evlenip; 30.06.2008 tarihinde anlaşmalı boşandıkları; protokol hükmü gereğince davacının hali hazırda davalıya 300,00 TL yoksulluk nafakası ödediği, nafaka alacaklısının; ev hanımı olduğu, annesine ait evde annesi ile birlikte yaşadığı, nafaka yükümlüsü davacının; emekli olduğu, davacının davalı aleyhine ....04.2009 tarihinde de nafakanın kaldırılması davası açtığı, ........2009 tarihli ilam ile davanın reddedildiği; eldeki nafakanın indirilmesi davasının ise 03.05.2010 tarihinde açıldığı, boşanma tarihinden sonra tarafların ekonomik durumunda nafakanın indirilmesini gerektiren bir farklılığın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, ..........

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, kendisinin 2002 yılında ........ ile boşandığını, 2003 yılında ... ile evlendiğini, bu evliliklerinden ... isminde bir çocuklarının olduğunu, daha sonra eşinin .... ile ..... isminde çocuklarının velayetini de rahatsızlığından faydalanarak nüfusuna geçirdiğini, ... ile de boşandığını, bu boşanmadan dolayı eşine ve çocuklara nafaka bağlandığını ve icra müdürlüğü kanalı ile bu nafakanın alındığını, ilk eşinden de nafaka bağlandığını ve onun da icra yolu ile kesildiğini, ancak ikinci eşi nafakanın arttırılması davası açtığından dolayı ilk eşine nafaka ödenemediğini, kendisinin 930,00 TL maaş aldığını, ödediği nafakadan dolayı mağdur olduğunu, işsiz olduğunu ve ailesinin yardımı ile geçindiğini, bu nedenlerden dolayı arttırılan nafaka miktarından indirim yapılarak eşit miktarda her iki eski eşine paylaştırılmasını, geçimini sağlayacak miktarda...

              Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesi ile nafakanın kaldırılmasını kabul ettiğini, ancak yerel mahkeme kararı ile nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu yönde verilen kararın gerekçesinin de hatalı olduğunu, karşı tarafın kabul beyanının mevcut olduğu durumda hakimin takdir yetkisinin ortadan kalktığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, nafakanın kaldırılması noktasında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; boşanma ve nafakanın kaldırılması istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu