Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi ve iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davalı vekilinin usulüne uygun vekaletnamesinin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin usulüne uygun vekaletnamesinin dosyasına konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,....02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Duruşmada taraflar imzalı beyanları ile anlaşmalı boşanma ve sonuçları konusunda anlaştıklarını, karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücretleri olduğunu bildirmişlerdir....

    açılan karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, mahkemece verilen ilk hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kendi reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminatlar ve ziynet alacağı yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmiştir....

      Böyle bir durumda artık anlaşmalı boşanmaya vücut veren “irade beyanından” dönülemez. Kanun ve usul hükümlerine uygun olarak tarafların boşanma ve fer'ilerinde irade birliğine dayanan bir boşanma kararı, karara esas alınan irade beyanındaki (hata, hile ve ikrah gibi) sakatlık hallerinin varlığı, bu hususta ciddi delillerin gösterilmesi durumunda veya protokol şartlarında kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırılık taşıması halinde ya da protokol şartlarına aykırı hüküm verilmesi durumunda (bu son halde de, aykırılığın ilişkin olduğu konuda) bozulabilir. Sayın çoğunluk, “davalının, hüküm kesinleşinceye kadar irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığını, kararın temyiz edilmesiyle anlaşmalı boşanma hükmünün bütünüyle geçersiz hale geleceğini” kabul etmektedir. Bu görüşe yukarıda açıklanan sebeplerle katılma olanağı yoktur....

        YARGITAY İLAMI: Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 02/11/2022 tarih, 2022/6046 Esas ve 2022/8785 Karar sayılı ilamı ile, tarafların aralarında boşanma ve ferileri konusunda protokol imzaladıklarını, protokol hükümlerine göre boşanma kararı verilmesi gerektiğini belirterek Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 02/11/2022 tarih, 2022/6046 Esas ve 2022/8785 Karar sayılı ilamı ile, tarafların aralarında boşanma ve ferileri konusunda protokol imzaladıklarını, protokol hükümlerine göre boşanma kararı verilmesi gerektiğini belirterek Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Ancak tarafların duruşmada anlaşmalı boşanma konusunda anlaşmadıkları görüldüğünden; açılan dava TMK 166/1 maddesi uyarınca incelmeye alınmıştır. Davacı erkek tarafından açılan dava, Konya 1....

        Aile Mahkemesinin 03/12/2015 tarih, 2015/694 Esas, 2015/798 Karar sayılı anlaşmalı boşanma ilamının kesinleştiği, velayeti anneye verilen ortak çocuk Saygın için aylık 1.000,00 TL iştirak, davalı için de aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, boşanma sırasında çalışan davacının boşanma sonrası ekonomik olarak zor duruma düştüğü, geçimini bile sağlayamaz duruma geldiği, halen emekli maaşı dışında geliri bulunmadığı, nafakaları ödeyememesi üzerine davalı tarafından icra takibi başlatıldığı ve nafaka yükümlülüğünü ihlalden şikayetçi olunduğu, çocuğun 06/05/2020 tarihinde reşit olduğunu belirterek, davalı için belirlenen yoksulluk nafakasının aylık 250,00 TL'ye indirilmesine, çocuk için belirlenen iştirak nafakasının ise kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ortak çocuk hakkındaki talebin dosyadan ayrıldığı anlaşılmıştır....

        nın her biri için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zamanda davalının çalışmaya başladığını, müvekkilinin ise işsiz olduğunu, bu nedenle davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması ile müşterek çocuklar lehine bağlanan nafakaların her bir çocuk için 200 TL 'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-birleşen dava davacısı; açılan davayı kabul etmediğini, davanın reddi ile ... 1.Aile Mahkemesi'nin 2011/116 Esas ve 2013/286 karar sayılı ilamı ile davalı için 300.00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk ile 2006 doğumlu ..., 2010 doğumlu ....'nın herbiri için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 1.500 TL'ye, iştirak nafakasının müşterek çocuk ... için 1.250 TL, .... için 1.000 TL 'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....

          Aile Mahkemesi'nin 2017/1943 esas, 2018/213 karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma ilamı ile velayeti annesine verilen ortak çocuk yararına 1.300 TL iştirak nafakası ve nafakanın her yıl artırılmasına karar verildiğini, müvekkilinin anlaşmalı boşanma gerçekleştiğinde sözleşmeli subay olarak görev yapmakta iken 2020 yılı Ağustos ayı itibariyle sözleşmesinin sona erdiğini ve sözleşmenin yenilenmediğini, halen işsiz olup herhangi bir geliri bulunmadığını belirterek nafakanın kaldırılmasına, kabul edilmediği takdirde düşürülmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının reddini istemiştir....

          Oysa dava “Velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması" isteğine ilişkin olup, asıl davanın velayetin değiştirilmesine ilişkin olduğu, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin ise asıl davaya bağlı fer’i bir istek niteliğinde bulunduğu gözetildiğinde, çekişmesiz yargıya dahildir (HMK m. 382/2-b-13). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir (HMK m.384). Bu kurala göre, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde dava açabilir. Dava, davacının oturduğu yerde açılmış, davalı da bunun aksini iddia etmemiştir. Öyleyse yetki itirazının reddi ile velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması davasının esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştur....

            Sonuç itibari ile davacının davasını iştirak nafakasının mahkemece belirlenenden daha fazla indirilmesi gerektiği hususunu ispat edemediği, davacının sırf boşanmayı sağlayabilmek için imzaladığı protokol gereğince iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiği, davacının, iştirak nafakasının istinaf aşamasında kaldırılması isteğinin iddianın genişletilmesi mahiyetinde olması, terditli olarak aylık 125 TL ye indirilmesi yönündeki talebinin de, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun ihtiyaçları karşısında, iyiniyet, sözleşmeye bağlılık ve sözleşmenin devamlılığı ilkeleri ile bağdaşmayacağından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

            UYAP Entegrasyonu